Ak Parti'nin Canik kongresi yine iptal edildi. Bu sefer ileri bir tarihe de ertelenmedi..
İl Başkanı Çetinkaya, Genel Merkezden Samsun'da olup bitenleri incelemeye gelen Recep Yıldırım ile birlikte yaptığı açıklamada Artık kongre mongre yok mesajı, verdiler ve bu defteri kendi usullerine göre kapatarak Mehmet Ali Erbil'in futbol hayatını da bitirdiler..
Peki, neden böyle oldu..
Parçalı birleştirerek adım adım ilerleyelim;
Mevcut İlçe Başkanı, Belediye Başkanı'nın önüne Büyükşehir hedefi koyması ile birlikte ilçe belediye başkanı olmak için uygun şartlar oluşacağı düşüncesiyle hareket ederek önce ile aday olmayı ardından da belediye başkanlığına doğru kaymayı düşünüyor.. Sol gösterip sağ vurma taktiği..
Bunun için Canik İlçeye iyi bir ilçe başkan adayı bulmak lazım düşüncesiyle, il yönetimindeki bir avukat arkadaşımızı Ankara'ya ilçe başkanı adayı diye gönderiyorlar..
Ne var ki, bu arkadaşımız ilden istifa ederek ilçe başkanlığına aday olacağı için il yönetimi tarafından uygun bulunmuyor ve başka bir aday arayışı başlıyor.. Avukat arkadaşımızın kendisi için çok da önemli olmayan siyasi hayatı böylece noktalanmış oluyor..
Gel gelelim, Canik'te bütün bir teşkilatı rahatlatacak bir isim arayışı eski belde başkanı ile noktalanıyor..
Milletvekilleri de eski belde başkanı için olumlu bakınca iş Ankara'ya kalıyor. İl Başkanı ile Ankara'ya gidiyorlar..
Genel Merkez tek aday olarak eski belde başkanını gösterince ortalık sakinleşir gibioluyor..
Tek problem listedir artık ve dananın kuyruğu da listeden kopuyor zaten..
Genel Merkez koordinatörü bakayım şu listeye diyor; arkadaş listeyi vermemekte ısrar ediyor..
Vermemesinin ya da verememesinin nedenini bir haber sitesi yazdı şudur;
Listeye Canik Belediyesi'nden Tazyik.. Bir diğer önemli iddia ise,
Elbir'in belediye başkanının istediği isimleri listeye koyması ve bu duruma il başkanının karşı çıkması. İddialar böyle.Genel Merkezin kriterlere uygun olmayan üye dediği bu belediyeye yakın isimlerden oluşması..
Ancak eski belde başkanı yani mevcut ilçe başkan adayı başka bir siteye daha vahim açıklamalar yaptı, o da şudur; Ben kendim aday olmadım. Ancak kongre için yönetim ve delege listelerini hazırlarken, İl Başkanımız bana müdahale etti. Kendisinin istediği kişileri delege göstermemi istedi. Bana 'Vefa borcun var. Benim söylediğim olacak' dedi. Ben de bu duruma karşı geldim. Benim yazmış olduğum isimleri sildi. Delegelerin Canik ilçesinde oturması gerekiyor. Listemizi kabul etmediler. Bizim adayımız dediler kongremizi iptal ettiler. Hayal kırıklığına uğradım. Ben bu partinin kurucularındanım. Biz partinin neferiyiz, verilen her yerde görev alırız. Ama iptal kararı bizi rencide etti.
Bu arkadaşa sormak isteriz ki, Genel Merkez'in ve ilin listeye hiç isim yazdırma hakkı yok mudur?
Bu partiyi sen mi kurdun..
Ortada kritik bir süreç varken liste Canik argede hazırlanır mı? Senin il ve ilçe teşkilatın yok mudur?
Bu memlekette gazeteci olmak zor zanaat!
Samsun basınında uzun süredir bir akıl tutulması yaşanıyor..
Belki herkes farkında bu durumun ancak yüksek sesle dile getiren de pek yok..
Hiç olmayacak konular manşetlerde geziyor..
Gereksiz detaylar abartılıyor..
Ama herkesin gözünün içine batan devasa olaylar pas geçiliyor..
Olanlar bununla sınırlı mı?
Değil elbette..
Olaylar artık göz göre göre manipüle ediliyor..
Gelişmeler yanlış aktarılıyor..
Sonuçlar da tersten okunuyor..
Peki, aslında neler oluyor?
Olan şu aslında:
Kim olduğunu ve neye hizmet ettiğini hemen herkesin bildiği ve fakat kısa vadeli çıkarlar uğruna Samsun'un bazı ağır topları tarafından beslenen bazı gazeteci kılıklı tipler, ortalıkta hala fink atıyor.
Ortalıkta olabilmenin, hala desteklenebilmenin karşılığı olarak da gündemi manipüle etmeleri bekleniyor bu tiplerden..
Bu tipler de boş durmuyorlar elbette..
Olmayanı olmuş gibi gösteriyorlar..
Gelişmeleri bilerek ve isteyerek yanlış aktarıyorlar, yanlış yorumluyorlar..
Ve sadece ipin ucuna sadakat gösterisi ortaya koyuyorlar..
Aslında zavallı olan kendileri de..
Bilmezler, bilemezler, dert edinmez onlar böyle şeyleri..
Bunlardan medet uman ağır ağabeyler de..
Sonuçta sıfır etkiyle baş başa kalıyorlarsa da..
Anlık tatminler yeterli geliyor demek ki..
İzin veriyorlar bunların faaliyetlerine..
Sadece izin mi veriyorlar peki?
Neler veriyorlar aaahh neler!
Bu tipler;
Kendilerince bir strateji belirlemişler; kandilden damlayan yağ oranında kalem oynatıyorlar, savunulması mümkün olmayan konularda katı defans yapıyorlar..
Her devrin adamı olma unvanını kimseye bırakmayacak kadar şöhret kazanmış bu tipler;
Her olayı ve her gelişmeyi kendilerine mesele ediniyor bu son dönemde..
Yine aynı tarz, yine aynı senaryo..
Yine aynı bildik tiyatro..
Halbuki Samsun küçük bir yerdir de..
Bakmayın siz Büyükşehir olduğuna..
Buralarda herkes birbirini tanır, az çok karakter analizi de yapar..
O yüzden..
Bilinmesi gereken şudur aslında;
Bunlarla aynı karede yer almak ya da abartılmış bir ifadeyle bunların övgülerine mazhar olmak aslında ters etki yapar.
Yani, bu adamların dümeninde faaliyet göstermek size hiçbir şey katmayacağı gibi, sizden alır da..
O sebep, son derece dikkatli olmak gerekir..
Sonuç olarak;
Haberci dediğin; gerçekleşen bir olayla ilgili yayımlanan bir haberin içeriğine odaklanma ve haberdeki iddiaları derinleştirme kaygısı duyar..
Dahası; gözünün içine batan olayla ilgili sonuçları manipüle etme amaçlı manevraları sezer..
Ve ona göre tavır takınır..
Peki bu yukarıda özelliklerine vurgu yapılan tiplerde böyle bir kaygı bulunabilir mi?
Ona da siz karar verin artık..