Trendyol Süper Lig'de bu maça çıkana kadar galibiyeti bulunmayan iki kırmızı beyaz renkli takımın mücadelesinde fırsatları değerlendiren Antalyaspor, üç puanla buluştu.
Aslında maça iyi başladık. 8. dakikada Dimata'nın sol ayağı ile girdiği pozisyon gol olabilirdi. Futbol sonuç oyunu, ilk yarı sağ kanadımızın yol geçen hanına döndüğünü tüm atakların buradan hazırlandığını görmemek olmazdı. İki gol de bu kanattan hazırlandı. 18. dakika maç 2-0 ve sağ kanat SOS veriyorken dakika kaç olursa olsun önlem almak gerekiyordu. Kaleci değişikliği bu maça çıkarken herkes için en bilinen gerçekti. Özellikle de dikkat ettim Szumski de bu ligin kalecisi değil.
Evet 2-0 yenildik. Nedense çok kötü oynadık. Bu takım kesin düşer gibi cümleler kuramıyorum. Takımda öyle yada böyle beni az dur olacak sanki dedirten saman alevi gibi ara ara parlayan ışık görüyorum veya görmek istiyorum.
Ligin hiç galip gelemeyen üç takımından birisiyiz. Ve 1 puanla dibe çakıldık. Artık kelimelerin anlamını yitirdiği, maçtan önce yada maçtan sonra cilalı cümlelerin kimseyi kurtaramayacağı viraja geldik. Bu hafta sahamızda oynayacağımız Gaziantep maçı da bizim gibi ligin dibinde gerçek rakiplerimizden.
Geçen hafta yenildiğimiz fakat özellikle ikinci yarı iyi oyun oynayan takımdan 5 oyuncu değişikliği ile sahaya çıkmak çok anlamlı gelmemişti. Sayın hocam Samsunspor seyircisi göklere de çıkarmasını, sahada yerin dibine de sokmasını en iyi bilen seyircilerdendir. Şu ana kadar Samsunspor’un en çok alkışlanan, en başarılı sahadaki yeri SEYİRCİSİDİR. Artık her hafta taraftara teşekkür etmenin yanında takımada teşekkür etmek istiyoruz.
Ernest Hemingway’in Dünya klasiklerindeki romanı “ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR” bu hafta olası bir puan kaybında adresini bulacaktır.
Değerli Hüseyin hocam, saygımız sevgimiz sonsuz ama bu hafta takım gerekli hamleyi yapamazsa takımın sahibi, patronu, başkanı artık ne dersek diyelim Samsunspor seyircisinin tepkisinin önünde duramaz zaten de durmamalıdır da.
Kalın sağlıcakla..
Sağlıcakla kalın..