Ne demişti Nazım Hikmet, ‘’Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine’’
Okuldan öğretmenim Abdullah Dede ise bir yazısında ‘’Bir ormanın hâkim ağaç türü vardır, arada çalı çırpılar... O çalı çırpılar varlıklarını ormanın varlığına borçludurlar, yoksa susuzluktan, buzdan, rüzgârdan kendilerini koruyamazlar. İçlerinden ağaçlara küstahlık edenler çıkar mı bilemem ama orman çalısı çırpısıyla güzeldir…’’
‘’Bir ağaç gibi hür’’ diye başlandığında soru işaretleri de cümlenin sonuna eklenmelidir. Nereye kadar hür? Kime göre hür? Bunun aşılmasında sorunlar kendini göstermeye başlıyor, hangi ideolojiye göre bu hürriyet anlayışı ? Hangi inanç veya topluluğa göre hürriyet ?
İşte bu noktadan sonra problem başlıyor.
Ülkede birlik ve beraberliği sağlamak mümkün mü? Genel hatlarıyla bir çerçeve oluşturula bilse de tam anlamıyla bunu sağlamak mümkün olmaz mutlaka. Tek bir ırk değil toplum, farz edelim ki yaşadığımız toplum tek bir ırkın mensuplarından oluşuyor, birlik ve beraberliği sağlamamız yine mümkün olmaz. Mutlaka sorunlar çıkacaktır, insanın olduğu yerde sorun çıkmaması zaten mümkün değildir.
Şuan ülkemizde birleştirici bir unsur olarak ortaya konacak ve tüm ülkenin onayını alacak ortak bir nokta bulunması mümkünümüdür ?
Millet, Ümmet, Türk,Türkiyeli,Şeriatçı, Cumhuriyetçi, Laz,Çerkez, Arap , Kürt ,Doğulu ,Batılı, Osmanlı , Sünni ,Alevi, Dindar, Ateist. Fenerbahçeli, Galatasaraylı ?
Osmanlı İmparatorluğu üç kıtada hüküm sürüyordu, o kadar topluluğu bir arada tutabildi doğru mu ?
Peki ne zamana kadar ? Duraklama devrinden sonra, dünyada düzen değişmeye başladığında Osmanlı imparatorluğunda ki hoş görü devam ediyor muydu ? Onca değişik milleti bir arada tutan bağ ne idi ? Daha sonra o bağa ne oldu ki herkes ayrılık için mücadele ediyordu?
Sadece bağın nedeni güçtü. Güçlü olan adaleti de, halklar arasında birlik ve beraberliğin de belirleyicisi idi. Güç kaybolmaya, bölge içerisinde emelleri olanların faaliyetleri artmaya başladığında birlik yerini kaosa bırakmaya başlamıştı.
Bölgemizde bunca sorun varken bir orman olma ihtimalimiz var mı ? İnanın yok, siz her ne kadar birleştirici bir yön ile ortaya çıksanız, mutlak suretle çıkarlarına ters düşenler olaya ‘’Dur’’ demeye başlayacaktır.
Yakın tarih de ve çevremizde bir Irak örneği var, halk kendi arasında ayrıştırılmıştı, Arap,Kürt, Şii,Sünni diye,sonra onlar kullanılarak ülke erimeye başlamıştı. Yapılan olaylar oldukça basitti, bir bomba Şiilerin camisinde patlatıldı, çevrede bunu Sünnilerin yaptığını gösteren açık deliller bırakılarak, bir bombada Sünnilerin camisinde patlatıldı, sonra tüm bombalar patlatıldı ama o bombaları onların ellerine verenler artık oturmuş olayları izlemeye başlamıştılar.
Neden Avrupa’da bunlar olmuyor ? Avrupa burada ki senaryoyu yazıp oynatanların oluşturduğu bir topluluk. Yazılan senaryoyu oynayanlar onların biçtiği elbiseyi giydiler artık çıkartamıyorlar.
En basit olay, İslam devletleri birbiriyle savaştırılırken iki devlette cihat diyor,iki millette ölenlerine şehit diyor ve en acısı, şehit olanda, cihat diye bağıranda kendisinin olmayan silahla birbirini boğazlıyor.
Cihat diye silahı eline alacaksın,o silahın her şeyini sana cihat dedirten adamdan alacaksın, hangi silaha kadar, onlara zarar veremeyeceğin silaha kadar, ya ötesi, ötesi yok. Sen kendi silahını yapamadıktan sonra onların silahı ile savaşacaksın. Sen savaşacaksın ki onlar kazanacak. Afganistan kaç yıldır savaşıyor ?
Ülkenin güçlü olması için,bünyesinde taşıdığı halkları bir hedefte birleştirmesi gerekiyor. Bu hedefi belirlemek ve halkı o hedef doğrultusunda toplamak yöneticilerin işidir.
En büyük cihatta o silahları,teknolojiyi,ilmi,bilimi yapmak için verilen mücadeledir. Silah senin olduktan sonra bunu iman ve inanç ile birleştirdiğinde Çanakkale , Kurtuluş savaşı ruhu arkanda ki en büyük güç olacaktır