Gazetemiz imtiyaz sahibi veGenel Yayın Yönetmeni Adnan Bahadır ile yine gazetemiz Mali İşler Sorumlusu kızı Ayşe Bahadır ile birlikte gazete binasına girmek üzerelerken kimliği belli olmayan dengesiz, saygısız, daha her türlü sözü hak eden ukalalar kim olurlarsa olsunlar dangalaklar, şahsiyetsizler, kişiliksizler çalışmak üzere iş yerine gelen baba ve kızına çil yavrusu gibi saldırıyorlar. Bu CEHALETİN SALDIRISININ tam ve geniş ölçekli göstergesidir. Yazdıkları yazılar yüzünden rahatsız olan her kimlerse kendi elleriyle yapamadıklarını ellerini ateşe değdirmeden akılsız diyebileceğim derecede insanları badiguard olarak tutuyorlar ve gazete önünde saldırı düzenlettiriyorlar. Ben yazdıklarımdan dolayı bir şahsı veya kurumu rahatsız ettimse ve ya da yanlış ifadelerim varsa hemen gazeteye yakın olan 250 yada 300 metre ileride Savcılık ve Mahkemeler var. Gidersiniz aksini ispat edersiniz ve tekzibiniz yine gazetede aynı yerden aynı puntolarla yayınlanır eğer halıysanız sizde aklanmış olursunuz gazetede yapması gereken tekzip metnini yayınlayarak sizden özür dilemiş olur. Çünkü yargının vermiş olduğu bir karar gereğince tekzip metinini yayınlanmaktadır. Yok bunun tam tersi bir durumda ise sizin ehlinizde veya aleyhinizde bir yazı veya haber yapıldı ise siz de haber böyle değil yanlıştır diyerek elinizde bir belge veya bilgi ile haberi çürütemez iseniz o zaman kalkıp da elinizde bir iki çapulcu ile gazete önüne kadar gelerek gazete çalışanlarına saldıramazsınız. Bu hakkı siz kimse vermez. Nihayetinde gazete çalışanları da kamusal görevlerini yapmaktadırlar. Her iş alanında olduğu gibi gazetecilikte de hatalı işler yapılabilir her gazeteci dört dörtlük değildir. Mutlak doğrucu da değillerdir. Ama çok değerli ve önemli bir görevleri var!: yaptıkları haberleriyle, araştırmalarıyla, yazıkları makaleleriyle yaptıkları röportajlarıyla halkımızı bilgilendirmek gibi çok önemli ve değerli bir çalışmaları var. Sırf bu nedenle gazeteciler tartaklanmamalı. Yargısızca infaz edilmemeli. Faili meçhul cinayetlere kurban gitmemeliler. Tıpkı Uğur Mumcu ve diğer meslektaşlarımız gibi. Adnan Bahadır ve kızı Ayşe Bahadır"a saldıran örümcek beyinli kim yada kimlerse bilmiyoruz ancak umarım yargı önünde gereken soruşturmalar sonucunda hak ettikleri cezayı alırlar. Aksi takdirde yaptığımız mesleğimizin bir tutar tarafı kalmayacaktır. Halkımız bilgilendirilemeyecektir. Denge gazetesi genel yayın yönetmeni Adnan Bahadır ve Mali İşler sorumlusu kızı Ayşe Demir"e yapılan bu çirkin CEHALET dolu SALDIRIYI bende bir gazeteci olarak insan olarak okur olarak Çağdaş Gazeteciler Derneği Samsun üyesi olarak nefretle kınıyorum. Gazetecilik mesleğinde herkes mutlaka bir gün bu tür saldırıları tadacaktır. Öyle yada böyle bir şekilde tadacaktır. Çünkü yaptıkları haberde mutlaka bir tarafın bam teline dokunuyorlar. İşte bu nedenlerden dolayı gazeteciler meslekleri dolayısıyla can güvenlikleri çok az olan insanlar. Tıpkı önceki gün Adnan Bahadır ve kızının yaşadıkları gibi. Adnan bahadır eğer atik davranmasaydı ve kızını çok iyi koruyamasaydı sonuç nereye kadar varacaktı. En iyimser bir şekilde söyleyeyim ya Adanan Bahadır"ın kendisi yada kızı hastanede tedavi görüyor olabilirlerdi. Fakat tersi oldu ve salyaları akan saldırganlar bu defa kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. Adnan Bahadır ve kızı Ayşe Bahadır"a çok geçmiş olsun dileklerimle. Ve bir an öncede CEHALET SALDIRGANLARININ hukuk önünde hesap vermeleri dileklerimle. Bütün meslektaşlarımın da bu tür saldırganlıklardan korunması dileklerimle ve saygılarımla .