Acaba Atatürk, günlerdir tartışması yapılan şu "Amazon Heykelleri" konusunu görseydi ne yapardı? Ya da düşünsenize, biri gidip o çalkantılı dönemler atlatıldıktan sonra, deseydi ki Ata'ya; "Atam, eskiden bu Samsun denilen şehirde, savaşçı kadınlar olarak bilinen Amazonlar yaşıyormuş, biz kentin kültürüne sahip çıkalım, bunu herkese duyuralım, hatta Tarih Kurumu'na incelettirelim, broşür ve afiş bastıralım..."
Eminim, Atatürk, teklifi dinlerken, Türk Tarihine ve Dünya Tarihi içindeki yerine duyduğu hayranlıkla çakırlaşan o mavi gözlerindeki ilk pırıltılar gittikten sonra, Anadolulu olan ama Karadenizli olup olmadıkları kesin olmayan Amazonlar ve gerçek savaşçı kadınlar için şöyle derdi:
"Efendiler, bu vatan, Efsane savaşçı kadınlar sayesinde değil, Anadolu'nun vefakar ve çilekeş, gerçek savaşçı kadınları sayesinde, işgalcilerin elinden kurtulmuştur!"
Elbette ki bir şehrin kültürünü, o şehirde yaşayan kadınlar oluşturur. Yetiştirdikleri kahraman erkeklere vatanın savunulması gerektiğini öğreten kadınlardır. Gerektiği yerde kalkıp onlar gibi savaşan da...
Dert eğer Samsun'un binlerce yıllık tarihine sahip çıkıldığının gösterilmesi ise, Amazonların burada yaşadığına dair yeterli kanıt bulunduktan sonra o bir tarih karesi olarak elbette sunulabilir. Ancak yeterli tarihi kanıt olmadan böyle bir şeyi öne çıkarmaya çalışmak;
"Bana ne yaa!.. Amazonlar burada yaşadı işte!.. Ühüüü!.." şeklinde bir çocuksuluğa tarihi alet etmek, sizden sonraki nesillerin sürekli çıkarmaya çalışacağı bir taşı kuyuya atmak olur.
Kaldı ki yeterli kanıt olsa bile, Amazonların Samsun'da yaşamış olmasının, üzerinde yaşadığımız kentte Türk Bayrağı dalgalanmasına pek bir faydası olmadığı da kesindir... Tıpkı, o, dünyanın en gereksiz teleferiğinin çıktığı tümülüs, kümülüs, mübülüslerin içinde bulunduğu iddia edilen gömülerin birilerinin ceplerini doldurmaktan başka bir işe yaramadığı gibi...
İlla da dört bin yıllık Samsun tarihini kentte yaşatacağız diyorsanız, o gömülerin esas sahibi kralların heykellerinin dikilmesi daha anlamlı olmaz mı?
Ama yok derdiniz, "Yok efendim napalım biz suratsız kral heykellerini... Biz memeli yada memesiz farketmez, bir kaç kadın heykelini şehire kondurup göz zevkimizi tatmin etmek istiyoruz..." ise ona da diyecek çok sözümüz var. Mesela gidin o zaman Melih Gökçek'in "ahlaka mugayyir" diyerek kaldırdığı kadın heykellerini alın getirin...
Hiç değilse Ankara- Samsun arası kültür aktarımına katkınız olur!..
Ne garip çelişki değil mi?: Atatürk, Kurtuluş Savaşını bu şehirden başlattı çünkü bu şehrin kadınlarının yetiştirdiği evlatların vatan sevgisi taşıyan, kurtuluşa yeminli yürekler olduğundan emindi... Şimdi ise o savaşçı anaların çocuklarının torunları, bilmem kaç bin yıl öncesinin efsane ve belki de hayali savaşçı kadınlarının heykellerini, düşman elinden kurtulmak için savaşan Anadolu kadınının torunlarının gözü önüne dikmeye çalışıyor...
Verdikleri Kurtuluş Mücadelesi ile Amazonlara bile örnek olacak kadınların yerine!..
Ah be Mustafa Kemal!..
Olaydın da diyeydin:
"Efendiler, bu vatan, Efsane savaşçı kadınlar sayesinde değil, Anadolu'nun vefakar ve çilekeş, gerçek savaşçı kadınları sayesinde, işgalcilerin elinden kurtulmuştur!"
Heykeli dikilmesi gerekenler, bazı DNA testleri ile Orta Asyalı oldukları kanıtlanan Amazon kadınlarının hiç ölmediğini gösteren Kurtuluş Savaşçısı, Zaferlerin Anneleri Samsun kadınlarıdır!..