24 Ağustos 1516 yılındaki Mercidabık savaşı ile Osmanlı topraklarına katılan Halep ,1. Dünya savaşında bir müddet Fransızların elinde kalıyor ve kurulan Suriye devleti ile günümüze kadar gelen bu şehrin, nüfus yapısının %40 ‘nı Türkmenler oluşturmaktadır . Halep ,Suriye iç savaşının önemli noktalarından bir tanesi idi.
Çanakkale savaşında, Osmanlı imparatorluğunun 141 şehrinden gelip savaşanlar olduğu gibi Suriye’den katılanlardan 1600 kişilik bir grubun ki ağırlıklı Halep ve Şam şehrinden gelen bu askerlerin şehit olduğu 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doç.Dr Mithat Atabey bildirmektedir.
Tarihimizde yer edinen bu şehir için üzülmemiz oldukça normaldir. Her şeyden önce orada ölen çocuklar ve sivillerin acısını tüm dünya halklarının duyması normaldir. Orada insanlık adına acıların olduğunu herkes bilmektedir. Aynı zamanda oraya üzülenler,orada kazanımlar edinmek için bölgede kan akmasını sağlayan devletlerin halklarıdır. Sonuçta orada akan kan Müslümanların kanıdır.
15 Temmuz gecesi tüm varlığı ile sosyal medyada darbeyi destekleyen cemaat mensupları, darbe ihtimalin ortadan kalkmasından sonra, sosyal medya hesaplarını kapatmışlar, olayın üzerinden dört ay geçtikten sonra hesaplarını tekrar açmaya ve mantar gibi türemeye başladılar.
15 Temmuz’a kadar belli noktadan çıkan aynı mesajları, değişik hesaplar ile yayan bu cemaat mensuplarının yeni dönemde ilgi alanı Halep şehri oluyor. Mesajları Türkiye'nin Halep politikasının yanlış olduğu konusunda idi. Normaldir konun tartışılması ama ne hikmetse aynı mesaj değişik kişilerin sayfalarında konu yapılmış ve algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Halep sevgileri ön plana çıkan bu kişilerin, son dönemde yaşattıkları şeylerin hiç birini tartışmazken, neden Halep sevgileri arttı diye düşünürken, akşam saatlerinde bir suikast haberi yayılıyor. Suikast gerçekleştiren kişi de Halep diye bağırmakta.
Son dönemde ülkenin bulunduğu coğrafya, izlediği politikalar nedeniyle bir takım mücadeleler içerisinde olduğu ve ülkenin ayakları üzerinde durması için mücadele ettiği görülürken, bu adamların ortaya çıkışları tesadüf değildir.
Şuan bizim için olmazsa olmaz, birlik ve beraberliktir. Çünkü bir çok örgütle mücadele devam ederken, devletler arası soğuk savaş benzeri hamlelerin kaynağı bu örgütlerin kullanılmasıdır.
Çözüm sürecinin çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Sonuçlarına bakıldığı zaman, bu gün sokağa çıkın çağrılarının ilgi görmediği gibi, bölge halkının teröre pirim tanımaması iyi değerlendirilip karşılık verilmesi gerekmektedir.
Bu konuda düzelme gözlenip halk olarak gelecek için ümitlen irken birde bakıyorsunuz ki, 15 Temmuz’da kinini kusan cemaat fırsat kollamakta.
Neyin peşindesiniz ?
Din devleti mi kuracaksınız ? Ülke yönetimini mi değiştireceksiniz ? Düzeni mi yıkacaksınız ?
Sizin düşündüğünüz hiçbir şey yok, size sadece birilerinin yaptırmak istedikleri var ki, siz onların kukla lığını yapmaktasınız.
Eğer gerçek vatan sevginiz olsa, vatan için mücadele edersiniz, eğer içinizde aile sevgisi var ise çocuklarınızı düşünür onların geleceği için devletin yanında olursunuz.
Sizin vatan anlayışınız, sahte sevginizle savunduğunuz Halep'ten, vatan için Çanakkale’ye şehit olmaya gidenlerin oluşturduğu o ruha ters bir anlayıştır. Yol yakınken vazgeçin, çocuklarınız için vazgeçin, bu ülkenin çocukları için vazgeçin bu ihanetten, Halep’ide, vatanı da düşünenlerde, onun için ölenlerde var, siz ölmezseniz de arkadan vurmayın, para kazanın zengin olun kurtuluş savaşında zengin olan azınlıklar gibi, ama vatanın geleceğinde olumsuz yaklaşımınız olmasın, kimse sizi affetmez.