Cepheleşme Çağrısı

        Çok değer verdiğim bir arkadaşım olan Belmanur Kartal, sizlerle paylaşmam için “Cepheleşme Çağrısı” konulu bir ileti gönderdi.

      TKP 29 Ekim Cumhuriyet bayramında bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamada Türkiye Cumhuriyetinin bitirildiğini,  1923"ün çok daha gerisine gidildiği, Türkiye"nin geriye doğru, kaotik bir biçimde yuvarlandığı, halkı yıkım ve kırımın beklediğine vurgu yaparak “Bu düzen cumhuriyet düşüncesini de, cumhuriyetin tarihsel kazanımlarını da ayaklar altına almış, onlardan tamamen kurtulmanın yollarını aramaya başlamıştır. Önümüzdeki dönemde ya emekçiler, cumhuriyeti eşitlikçi bir felsefeyle ayağa kaldırıp gerçekten bağımsız, egemen ve aydınlık bir ülke yaratacak ya da Türkiye hızla aşiretleşecek” demişti. Bu süreci durdurmak için TKP yine aynı gün, kamuoyuna “Cepheleşme ihtiyacı” saptamasında bulunan bir açıklama ve çağrı yaptı. “İşçileri, köylüleri, aydınları, öğrencileri; her ulus ve etnik kökenden yoksulları; sermaye saldırılarına, işbirlikçiliğe, faşizme, AKP iktidarının zorba politikalarına karşı direnç oluşturmaya çalışan yerel odakları; emeğin çıkarlarını savunan, devrimci, yurtsever, sosyalist siyasal parti ve örgütleri” CEPHELEŞMEYE çağırarak, o tarihten bu yana çeşitli parti ve örgütlerle görüştü. Görüşmelerde  “Türkiye"de piyasacı güçlere, gericiliğe, emperyalizme ve onların işbirlikçilerine karşı gerçek bir sol seçeneğin oluşması için toplumun farklı kesimlerindeki hoşnutsuzluğu tutarlı hale getirecek ve değişik alanlarda birbirinden kopuk tepkileri ortak bir siyasal çerçevenin içine çekecek yaygın örgütlenmelere gereksinilmektedir” denildi. Türkiye Komünist Partisi"nin yaptığı çağrı sonrasında solun gündemine giren, tartışılmaya başlanan “solda birlik” için güçlü bir çağrı daha yapıldı. Bu kapsamda en son, imzacıları arasında benim de bulunduğum solda birlik çağrısına yüzlerce aydın, bilim insanı, sanatçı ve siyasetçi imzalarını koydular. Bu çağrı, geçtiğimiz günlerde çeşitli gazetelerde yayınlandı.

    “Solda birliğe çağırıyoruz” başlıklı çağrıda şu ifadelere yer verildi: “ AKP iktidarında cisimleşen emperyalist-gerici projelere, sermaye sınıfının emekçilerin kazanımlarını
tamamen yok etmeyi amaçlayan saldırılarına, giderek daha açık hale gelen faşist uygulamalara topyekun karşı koymak konusunda daha fazla zaman yitirilmemelidir. 29 Ekim Cumhuriyet bayramında bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamada Türkiye Cumhuriyetinin bitirildiğini,  1923"ün çok daha gerisine gidildiği, Türkiye"nin geriye doğru, kaotik bir biçimde yuvarlandığı, halkı yıkım ve kırımın beklediğine vurgu yaparak “Bu düzen cumhuriyet düşüncesini de, cumhuriyetin tarihsel kazanımlarını da ayaklar altına almış, onlardan tamamen kurtulmanın yollarını aramaya başlamıştır. Önümüzdeki dönemde ya emekçiler, cumhuriyeti eşitlikçi bir felsefeyle ayağa kaldırıp gerçekten bağımsız, egemen ve aydınlık bir ülke yaratacak ya da Türkiye hızla aşiretleşecek” demişti.

     Ülkenin gidişatından samimi olarak kaygı duyan, bu gidişatın ancak sol seçeneğin güçlendirilmesi ile durdurulabileceğini düşünen herkes ortak hareket etmenin yollarını aramalıdır. Toplumda yaşananlara tepki duyan, rahatsızlığını dile getirmek ve mevcut durumu değiştirmek için arayış içinde olanların sayısı sanıldığından fazladır. İşte bu kesimleri birleştirip çoğaltacak, onları heyecanlandırarak çaresizlikten kurtaracak, yaşamın tüm alanlarında siyasi iktidara karşı direnci örgütleyip güçlendirecek bir cepheleşme, artık bir zorunluluk haline gelmiştir.     

      Halkımıza karşı sorumluluğumuz gereği, bu doğrultuda üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.” denildi. Türkiye Komünist Partisi, cepheleşme sürecinin toplumsal bacaklarının oluşması için tüm alan ve yerelliklerde cepheleşme çalışmalarına güç verecek “Meclis”lerin kurulmasına yardımcı olmaya kararlı olduğunu belirtiyor. “"Cepheleşme Çağrısı"na birçok yerellikten ve sosyalist aydınlarımızdan gelen destek, bir an önce harekete geçilmesine dönük ısrarlı bir talebi de içeriyor” diyor. TKP olarak bu talebi değerlendirirken, siyasi ve örgütsel kimliklerinden bağımsız olarak “cepheleşme çağrısı”nın çerçevesini onaylayan herkesle, "meclis"lerde buluşmaya hazırız diyor. Samsun"da da bu doğrultuda cepheleşme çağrısının çerçevesini onaylayan herkesi birlikte mücadele etmeye çağırıyor. “Meclislerin her birinin alacağı biçimin, gündem ve önceliklerinin, taşıyacağı ismin o alan ya da yerelliğin dinamiklerince belirleneceği belirtilerek zaman yitirmeden halkı hareketsizliğe mahkûm eden kuşatmanın yarılması gerekir. Hiçbir güç, Türkiye"yi daha fazla karartamayacak, aydınlığa kavuşmamızı engelleyemeyecektir” diyen TKP"lilerin bu çağrısının Samsun"da ve tüm ülkede nasıl bir karşılık bulacağını, gelecek günlerde hep birlikte göreceğiz. Ancak, Türkiye"nin aydınlık geleceği için atılan her adımın iyi değerlendirilmesi, bugün yaşananlardan kaygı duyan herkesin görevidir.