Yaşamakta olduğumuz çağda bilgiler, geometrik olarak artmaktadır. Bilgilerin artışına paralel olarak bilim ve teknoloji de baş döndürücü gelişmeler olmaktadır. Bu gelişmeler yeni ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları giderme yollarını da beraberinde getirmektedir. İhtiyaçların giderilebilmesi için yeni üretim ve iş alanları oluşmaktadır. Bütün bu olup bitenlerle birlikte yeni yeni problemler meydana gelmektedir.
İnsanoğlunun tabiatı sorumsuzca kullanması neticesinde ozon tabakası delinmiş, dünya küresel ısınma belasıyla baş başa kalmıştır. Böylece tabiatın dengesi bozulmuştur. Tabiattaki dengeyi bozan durumların başında; hava kirliliği, toprak ve su kirliliği kısaca çevre kirliliği gelmektedir. Çevre kirliliği ise yeni hastalıkları beraberinde getirmektedir.
Günümüzde hastalıklardan korunmada doğal yollar önerilmektedir; temiz hava, bol güneş, temiz su, doğal yollarla yetiştirilmiş ürünlerle dengeli beslenme kurtuluş yolu olarak benimsenmektedir.
Toprağın kirliliğini ortadan kaldırmak için, hava ve su kirliliğini öncelikle ortadan kaldırmak gerekir. Birçok atık ve zararlı gaz çıkartmakta olan merkezler, filtre veya geri dönüşüm yoluyla zararsız hale getirilmiş olsa bile, diğer kirleticileri takip etmek pek mümkün olamamaktadır. En doğru yöntem, tabii yolla havanın temizlenmesi, yeryüzü ve yeraltı sularının pisletilmemesidir. Yeryüzü ve yeraltı sularının kirletilmemesinde sadece atıkların atılmaması yeterli olmamaktadır. Yeterli yağmurun yağması, yağan yağmur ve eriyen kar sularının süzülerek toprağa ve su havzalarına ulaşmaları gerekmektedir. Aksi halde sularımızı temiz tutmak ve çoğaltmak mümkün değildir. Çoğaltmanın ve temiz tutmanın en etkili yolu ise ağaç dikilerek orman alanlarının artırılmasıdır. Ormanlar havayı temizler, güneşin su, toprak ve bitkilerden meydana getirmiş olduğu su buharlarının oluşturduğu bulutları üzerine çekerek yağmur yağmasına vasıta olur. Ormanın görevi burada bitmez. Suyun yavaş- yavaş toprağa ve yeryüzü sularına karışmasını sağlar. Böylece, toprağı da aşınıp yok olmaktan korur.
Ağaçlandırmanın önem ve değerinin yıllardır mücadelesini veren TEMA Vakfı Genel Başkanı Hayrettin KARACA , Ormansız toprak vatan değildir sözüyle vatana, var olan ağaçları kesmeden, ağaç dikilerek sahip çıkılması yönünde gayret sarf edilmesini istemektedir.
Ağaçlı köyü su basmaz özlü sözümüzle ise ağaçların korunması ve ağaç dikmenin gerekliliği vurgulanmaktadır.
Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz özlü sözü ile her maddeden her aracın yapılamayacağı, ağacın ateşle barışık olmadığı ifade edilmek istenirken; aklı az olan insanlara da yetki verilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Ağaç yaş iken eğilir Eğri ağaçlar bahçıvanın eline muhtaçtır özlü sözlerimiz, eğitimin fidan hassasiyetiyle yapılmasını ön görmektedir. Fidan dikmek ve ağaç yetiştirmek eğitim kadar önemlidir.
Biz öğretmenler, herhalde görevimizin gereklerini tam olarak yerine getiremediğimiz için, yetiştirdiğimiz insanlar fidan dikme mevsiminde mevcut ormanlarımızı heba etmeye inadına devam ediyorlar. Hatta, Ağaç dikmekte acele ediniz Bir ağaç yetiştiren bir hayırlı evlat yetiştirmiş kadar sevap kazanır hadislerine rağmen , okul yapma adına 19 Mayıs İlçesinde güzelim orman yok edilmektedir. Okul yapılıyor fena mı? Diye düşünebilirsiniz. Fena Neden mi? Fidanın ağaç, ağacın orman olabilmesi için onlarca yılın geçmesi gerekmektedir. Hele çınar gibi bazı ağaçların ömrü, güçlü devletlerin ömrü kadar uzundur. Hele bu orman arazisi eski Yeşilköy Ovası gibi bir ovada ise, değeri paha biçilmezdir.
T.C. Anayasasına ve Orman Kanununa aykırı olarak orman katliamı yaptırmak ancak Ben yaptım oldu = AKP anlayışına uygun olur. Sayın Başbakan, her konuda konuşsun da ne konuşursa, nasıl konuşursa konuşsun anlayışına uygun olarak tayin ettiği T.B.M.M. Grup Başkan vekili sayın Suat Kılıç olursa her şey mümkündür. Hatta, İdari yargının karar verme aşamasına geldiği noktada ağaçları kestirerek delilleri yok etme pahasına bile olsa Halbuki, Sayın Kılıç, Ağaç ne kadar meyve verirse o derece eğilir anlayışını bilmeli ve uygulamalıydı. Bunu yapma yerine, kendilerinden daha iyi bilenin olmadığını, Milletvekiliğinin her şeye muktedir olma anlayışında olması, kendisine de Partisine de, ülkeye de zarar vermekte olduğunu anlamalı ve kalan ağaçların bağışlanması için gereğini yapmalıdır.
Ormanı yok etmek cahilliktir. Demek ki, okumuşun cahili daha tehlikeli oluyor. 19 Mayıs"lı Sayın Kılıç"tan yeni ağaçlandırma çalışmalarına önderlik yapmasını bekliyor. İnadına kırıp yıkmak değil, bilinçli olarak hizmet bekliyor. İnşallah olur.