CHP Oslo belgelerini açıkladı!

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Oslo görüşmelerinde MİT ile PKK'nın, hakem devlet İngiltere gözetiminde mutabakata vardığını öne sürdüğü hususları içeren "AKP- PKK mutabakat metni" başlıklı bir metin açıkladı.

Başbakan Erdoğan'ın Anayasal suç işlediğini ifade eden Koç, "Sen iradeni İngiltere'ye teslim etmişsin. Senin adına imza attığı resmi protokolde belirlenmiş. "Benim altında imzam var mı, yok mu' diye şimdi soruyorsun. Bu ne pişkinlik Sayın Başbakan?" diye konuştu.

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Oslo görüşmelerinde MİT ile PKK'nın, hakem devlet İngiltere gözetiminde mutabakata vardığını öne sürdüğü hususları içeren "AKP- PKK mutabakat metni" başlıklı bir metin açıkladı. Koç, Oslo görüşmelerine ilişkin iddiaları üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Eğer böyle bir şeyi gösteremiyorsa bu adamlar namerttir" sözlerine, dokuz maddeden oluşan bir metinle cevap verdi.

"BU NE PİŞKİNLİK SAYIN BAŞBAKAN"

Koç, "AKP- PKK mutabakat metni" olarak nitelendirdiği metni gösterirken, "İşte metin burada. 2 sayfa, 3 paragraflık giriş ve 9 maddeden oluşan, sanki noter tasdikli. İş-bu mutabakat metni taraflar arasında arabuluculuk yapan hakem devlet temsilcileri tarafından yani İngiltere tarafından taraflar adına imza altına alınmış ve aslı hakem devlet merkezinde arşive alınmıştır. Sen iradeni İngiltere'ye teslim etmişsin. Senin adına imza attığı resmi protokolde belirlenmiş. "Benim altında imzam var mı, yok mu' diye şimdi soruyorsun. Bu ne pişkinlik Sayın Başbakan" diye konuştu. Koç, metinde bahsi geçen tarafların PKK ve Türk devleti olduğunu öne sürerken, metinde yer alan "Üzerinde mutabakata varılan hususları" okudu.

"ŞİMDİ HAKAN FİDAN'I NEDEN KORUMAYA ALDIĞINI ÇOK İYİ ANLIYORUZ"

Koç, MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın ana dilde eğitimle ilgili PKK'ya "Nasıl olsa orası özerk bölge olacak. Öğretmen tayini dahil, eğitim hizmetleri belediyelere, valilere devredilecek" diye söz verip vermediğini de sorarken, bu cümlelerin Oslo tutanaklarında aynen yer aldığını belirtti. Koç, "Bu sözün arkasında Sayın Başbakan var mı? Siz yoksanız basına yaptığınız son açıklamada "Benim bilgim olmadan böyle bir şeyi bu adam yapacak, ben onu orada tutacağım; Öyle şey olur mu ya..?" dediniz. Bal gibi oluyor, Sayın Başbakan sen kimi kandırıyorsun? Şimdi bu sözlerden sonra Hakan Fidan'ı neden korumaya aldığını çok iyi anlıyoruz. Bu işin tepesinde sorumluluğun sizde olduğunu ve yargı sürecinin size uzanacağını çok iyi görüyor Sayın Başbakan" diye konuştu.

"BAŞBAKAN ANAYASAL SUÇ İŞLEMİŞTİR"

Başbakan'ın panikte olduğunu savunan Koç, şöyle devam etti:
"Yurttaşlarımıza sesleniyorum; tarih önünde bir ibret tablosu sunuyorum, perdenin önünde Başbakan, perdenin arkasında Başbakan, iki kimlikli bir Başbakan. Perdenin önünde, bağıran, çağıran aşağılayan sorumluluklarını yerine getirmeyen bir insan manzarası; perdenin arkasında, Anayasa suçu işlediği açık olan bir Başbakan. ABD'nin oyun kuruculuğunda üstlendiği terör örgütüyle müzakere ve mutabakat arayan teslimiyetçi ve tavizci bir Başbakan fotoğrafı. Sen hangi Tayip Bey'sin Sayın Başbakan? Perdenin önündeki Tayyip Bey misin, perdenin arkasındaki mi? Federasyon ve özerkliğe uzanan mutabakatları Oslo'da İngiltere'ye yetki verdiğin görevlilere teslim ettiren Başbakan mısın? Yoksa perdenin önünde bu milleti oyalayan Sabr-ı Cemil dileyen, bizi biz yapan tüm değerlerimizi sorumsuzca tartışmaya açan, ortak yakın tarihimizden sıkıştıkça sürekli husumet çıkartan, bu milleti kandıran Başbakan mı? Bu iki kimlikli Başbakan'ın maskesini mutlaka indirmek zorundayız." Koç, gazetecilerin "Başbakan, "bu metin sahte, böyle bir metin yok' derse, bunu kanıtlayabilir misiniz?' sorusu üzerine ise, "Hangi tarihte nerede ele geçtiğine dönük 2 bin 400 sayfalık KCK iddianamesi ve Hakan Fidan iddianameleri var ortada" dedi. Koç, diğer bir soru üzerine söz konusu "mutabakat metni" ilgili yargıya çağrı yapma zamanının geleceğini ifade ederek, öncelikle bir Meclis denetimi sürecinin devreye sokulacağını ardından belgeleriyle suç durusunda bulunacaklarını söyledi.

İŞTE O METİN

Koç'un açıkladığı, "AKP- PKK mutabakat metni" başlıklı, basın mensuplarına da dağıtılan metin şöyle:

"Türkiye ve PKK temsilcileri arasında yapılan görüşmelerde mutabakata varılan hususlar: Yaşanan çatışmalı sürecin Türkiye'de şiddet, can ve mal kaybına neden olduğu gerçeğinden ve kalıcı barış, güvenlik, uzlaşı ihtiyacından hareketle; taraflar Oslo toplantıları sürecinin devamı konusunda hem fikirdirler. Taraflar, demokrasi, insan hakları ve evrensel hukuk ilkeleri temelinde Kürt sorununun çözümünde diyalog ve müzakere yolunun esas alınması konusunda görüş birliğine ulaşmış ve bir an evvel müzakerelere başlamanın gerekliliğine inanmaktadırlar. Oslo sürecinin başlangıcından bugüne dek yürütülen çalışmalar ve atılan olumlu adımlar, Kürt sorununun siyaset zemininde ve kamuoyu nezdinde tartışılabilir hale gelmesine ciddi katkı sağlamıştır.

Üzerinde mutabakata varılan hususlar:

1)Taraflar, süregelen Oslo ve İmralı süreci bağlamında Kürt sorununun çözümü konusundaki kararlılıklarını koruduklarını bir kez daha belirtmişlerdir.

2-Taraflar, bu güne kadar Oslo ve İmralı süreçlerinde vurgulanan Kürt sorununun kalıcı çözümüne yönelik temasların sürdürülmesi ve yürütülecek çalışmaların Anayasal ve yasal çerçevede sonuçlandırılmasının esas alınmasının gerekliliği konusunda varılan mutabakatları teyit ederler.

3-Taraflar, 10 Mayıs 2011 de İmralı'da yapılan görüşmede Sayın Öcalan tarafından sunulan, "Türkiye'de Temel Toplumsal Sorunların Demokratik Çözüm İlkeleri Taslağı', "Türkiye'de Devlet ve Toplum İlişkilerinde Adil Barış İlkeleri Taslağı' ve "Kürt Sorununun Demokratik Çözüm ve Adil Barışı İçin Eylem Planı Öneri Taslağı' adı altındaki taslaklar konusunda, en geç Haziranın ilk haftasına kadar görüş ve önerilerini sunarlar. Kürt tarafı, sözü edilen taslakları memnuniyetle karşılar, prensip ve ilkesel olarak kabul eder.

4-Taraflar, ayni süre içinde yukarıda adı geçen taslaklarda zikredilen Anayasa Konseyi, Barış Konseyi, Hakikat ve Adalet Komisyonu için isim düzeyinde çalışma yaparlar ve netleştirdikleri isim önerilerini sunarlar.

5-Türk tarafı, seçimlerden sonra en kısa zamanda Örgütü temsilen iki kişinin Sayın Öcalan'ı ziyaret etmesi, yukarıda adı geçen konsey ve komisyonlar kurulduktan sonra, birer alt komisyonlarının da Sayın Öcalan'la ilişkilendirilmesini taahhüt eder.

6-Kürt halkının siyasi ve legal temsilcileri, basın yayın organları ve çalışanlarına yönelik uygulanan baskı, tutuklama ve çalışmalarını engelleme vb. yönelimlere son verilmesi ve KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede Türk tarafı ilk adım olarak Newroz ve sonrasında tutuklanan Kürt siyasetçileri bırakmayı taahhüt eder.

7-Taraflar, seçimlerin güvenli bir ortamda geçmesi ve ortamın normalleşmesi için, en üst düzeyde kamuoyuna açık çağrı yapacaklardır.

8-Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır. Bu çerçevede taraflar, 15 Hazirana 2011'e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdururlar.

9-Taraflar, müzakereleri derinleştirmek ve gündemdeki konuları tartışmak üzere hazırlıklarını yaparak 2011-Haziran ayının ikinci yarısında bir araya gelmeyi kararlaştırmışlardır."

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

SİYASET Haberleri