Kesimoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, milletvekillerinin yasama görevi dışında, yürütme organını denetleme yetkisi bulunduğunu; bunu yerine getirirken Başbakan ve bakanlara soru önergeleri yönelttiklerini söyledi. Kesimoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği, ''Yargılaması devam eden PKK/KCK ana davasında, gerek diğer görülen tüm KCK davalarında 'KCK sisteminin başında bölücü başı Abdullah Öcalan'ın bulunduğu' tespit edilmiş olduğu ve KCK Sözleşmesi'nde 'KCK'nın kurucusu ve önderi, Öcalan'dır' denildiği halde, Öcalan niçin KCK soruşturmasına dahil edilmedi?'' şeklindeki soru önergesinin TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından iade edildiğini kaydetti. Çiçek'in, ''Görülen bir dava hakkında yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağına ilişkin Anayasa'nın 138. maddesinde belirtilen nitelikleri taşımadığı'' gerekçesiyle önergeyi işleme almadığını ifade eden Kesimoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bolu'da bir televizyon kanalında Öcalan'ın namaz kıldığını ifade etmiş, ne yazık ki 11-12 yıldır tecritte bulunan insan ifadesini kullanmış, kendisini mazlum, sempatik göstermeye çalışmış. Sayın Arınç'a bakarsak, Öcalan, masum, kanatsız bir melek. Arınç'ın artık imaj makerlığına soyunduğunu da bu röportajla öğrenmiş olduk. Soru önergemin şifresi işte burada. Çünkü Öcalan'ın KCK davasında olmamasının iki nedeni var: Eğer KCK davasında yargılanırsa ilerde af olursa bundan yararlanamayacak, ev hapsi sözü yerine getirilememiş olacak. İkincisi Öcalan'a bu sözü verenler korkmaktadır. Öcalan KCK davasında yargılanacak olursa, Oslo ve İmralı'da kendisine verilen sözlerin tutulmadığını söyleyecek.