Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan ekonomist Albert Keidel tarafından hazırlanan raporda, Çin ekonomisindeki hızlı büyümenin arkasında, ihracattan çok iç piyasadan gelen talebin bulunduğu belirtiliyor.
Bunun Çin'e gelecek on yıllar boyunca sürdürülebilir ekonomi sağladığını kaydeden Keidel, "Çin'in ekonomik performansının bir atımlık barut olmadığı çok açık" ifadelerini kullandı.
Çin'in son 10 yılda ortalama büyüme hızının yüzde 10'un üzerinde olduğunu hatırlatan Keidel, küresel piyasalarda yaşanan krizler ve dalgalanmalara rağmen Çin'in 2008'in ikinci yarısında da güçlü bir performans sergilemeye devam edeceğini söyledi.
Keidel, "Çin'in son yıllardaki başarısında ihracat değil, iç piyasanın talebi itici güç olmuştur. Çin'in bu hızlı büyümesi 21'nci yüzyıl boyunca devam edebilir" dedi.
ABD Maliye Bakanlığı'nda görev yapan, ayrıca Dünya Bankası'nın ekonomistlerden Keidel, Çin'in mevcut hesaplama yöntemleri ne olursa olsun dünyanın en büyük ekonomisi olacağını vurguladı.
Piyasa rakamlarnıa göre Çin'in mevcut GSYMH'sı yaklaşık 3 trilyon dolar tahmin ediliyor. ABD'nin GSYM'si ise 14 trilyon dolar. Çin'in 21'nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahminlerinin yanlış olacağını kaydeden Keidel, satın alma paritesi metodu kullanıldığında Çin'in 18 trilyon dolarla, 2020'de ekonomik güç olarak ABD'yi yakalayacağını söyledi.
Ancak daha yaygın olarak kullanılan piyasa metodlarına göre, kırılma noktası 2035'de gelecek. Yüzyılın ortasına gelindiğinde ise ABD'nin GSMYH'si 44 trilyon dolarken, Çin'in 82 trilyon gibi bir rakama ulaşacağı tahmin ediliyor.
Keidel'e göre ekonominin güçlenmesi Çin'in askeri, diplomatik ve diğer alanlarda da çok daha etkili bir güç olmasına yardım edecek.
Siyasi olarak ABD'nin, Avrupa gibi ikinci derecede rol oynayacağı öngörüsünde bulunan Keidel, "Fakat yine güçler arasında bir uzlaşmaya ihtiyaç duyulacak" dedi.
2050'de Çin'in ekonomik güç olarak birinci sırada yer almasına rağmen yaşam standartı olarak ABD'nin gerisinde kalmaya devam edeceğini belirten Keidel, yoksulluğun Çin'in en büyük problemi olarak kalacağını söyledi.