Hafta başında, yerel gazetelerde bir haber...
... bu anlayışta olanları çizdik
Manşette, Büyükşehir Belediyesi genel sekreterine ait ifadeler...
Nedir bu çizmek işi...
Argo, kaba ve hoş olmayan...
İnsanlar ya da kurumlar nasıl çizilir, ne yapınca çizilir?..
Önce, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne bir bakalım, ne diyor:
1. Çizgi çekmek. 2. Resmini yapmak, resmetmek. 3. Çizgiler halinde belirtmek, desenini yapmak. 4. Çizgi biçiminde yaralamak. 5. Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek. 6. (mecazi) Kişiyle ilgiyi kesmek, bağı koparmak.
Sözlük, böyle diyor...
Çizilen kurumlardan birinin, Mimarlar Odası'nın, üyesi olduğumdan, nasıl çizildiğimizi bilmek de hakkımız, sanırım.
Öyle ya, mesleğimiz gereği, çizmek bizim işimiz...
Ekmek paramızı, çizerek kazanıyoruz...
Çizilecek bir şeyler varsa, öncelikle, bizim çizmemiz lazım...
Bu arada çizmeden yukarı da çıkmayayım, elbette başka çizenler de vardır...
Yazar, çizer takımı dediğimiz...
Karikatür çizerler, grafik çizerler, desen çizerler, resim çizerler...
Onların da işi bu... Çizmek...
Bunlar da ekmeklerini yazarak veya çizerek kazanıyorlar...
Ama, söz konusu çizmek bunların da işi değil...
Öyle ya, kişiler ve kurumlar çiziliyor...
Demek ki, bizim bilmediğimiz başka çiziciler de varmış...
Hem de, kendi görüşünde olmayan tüm kuruluş ve kişilere çizik atabilecek kadar işinde uzman...
Sözlükte altıncı anlam maddesi olarak belirtilen cinsten olmalı...
Öğrenmiş olduk...
Yalnız, bu çizikleri atarken Genel Sekreterin unuttuğu bir şey var: Bulunduğu makam, bu şehre aittir. Ve o makam kendisine, terbiye sınırlarını zorlayan açıklamalar yapma yetkisini vermez...
Evet, Sayın Genel Sekreter...
Amiriniz emretse bile böyledir...
Ve Unutmayın...
Hiç kimsenin, şahıs olarak, sizinle bir anlaşmazlığı da yoktur...
Yapılanların şehrimize kazandıracağı ve kaybettireceği değerlerdir söz konusu olan...
Geri dönüşü çok zor ve masraflı olacak değerler...
Yine unutmayın...
Bahsettiğiniz kişi ve kurumlar bu şehrin geçmişinde olduğu gibi geleceğinde de olacak olan saygın kişi ve kurumlardır...
Siz, birkaç yıl sonra makamınızdan ve şehrin gündeminden düşmüş olabileceksiniz ama o kurumlar varlıklarını sürdürmeye devam edecektir...
Siz beğenmeseniz de, bunların şehrimizde yapılanlarla ilgili görüş ve düşüncelerini açıklamalarından daha doğal bir şey olamaz...
Belki yorgunluktan, belki bulunduğunuz makamın size ağır gelmesinden, amacını aşan ifadeler kullandığınıza daha önce de şahit olmuştum...
Tartışmak, ya da görüş belirtmek farklı şeydir, hakaret farklı şey...
Her konuda tartışılabilir, ama kimseye hakaret etmeye hakkımız olmadığını asla unutmamalıyız...
Sözü, eskilerden bir alıntı ile bitireyim: Kem (kötü) söz sahibine aittir.