Küçük mutluluklar büyük sevgiye dönüşebilir. Aziz Nesin ne güzel söylemiş "Kendi çocukluğunuzu unutmayın çocuklarınıza bakarken o zaman onları daha kolay anlarsınız" Sevgi görmediyseniz sevgi verin, sevgi gördüyseniz de sevgi verin. Sevgi sonsuzdur...
Oğlunu mutlu etmek için zaman çalmış kendine, günü bölmüş sevgiyle. Oyun parkı, hayvanat bahçesi o çok sevilen hamburger final sahnesi.
Yürek dolusu, "Babacım" deyişi hala kulaklarımda "Babacım." Kaç çocuk böyle yürek dolusu seslenebiliyor. Ya da "Annecim" diye.
İlkin onları anlamalı, hoş görüyle yaklaşmalı ve bıkmadan sohbet etmeli. Çevren deki insanları güldüreceğim diye boş fıkraları ezberleyip anlatana kadar, gece yatağına yattığında çocuğuna bir masal okumalı, Bir varmış bir yokmuşla
başlayan sonra uykuya dalarken eğilip öpmeli alnından ve "seni çok seviyorum unutma" demeli.
Çocuğun gözünde Anne Baba koskocaman evren gibidir, öyle büyüktür ki, herkesin Babasından güçlüdür babası. Onu döven olursa bir yumrukta yere serer bilir öyle güvenir babasına ama bunu her çocuk hissedemez çok çeşitli babalar vardır. Kimisi rahmetlidir, kimisi Şam babası, kimisi kendi dünyasında küpeli, dövmeli entel dantel baba. Dış görünüşün çocuğuna artı getireceğini düşünür ne olduğu önemli değildir nasıl göründüğü önemlidir onun için. Bebekken beşiğinde ağladığı için tokat atarak denemiştir gücünü, evet güçlü bir baba!
Ya sokak ortasında çocuğunu döven, kafasına bir yumruk atan, kulağını çeken annneler ne demeli!
"Lütfen çocuğunuzu dövmeyin" diye müdahele edecek olduğunuzda alacağınız cevap malum: "Benim çocuğum istediğimi yaparım!"
Hayır yapamazsınız! Çünkü çocuğunu dayakla, şiddete yetiştirenler sevgi duygusundan yoksun bir insan yetiştirdiklerin bilmek zorundadırlar...
Sevgisiz yetişen insanlar, makamı mevkisi ne olursa olsun topluma yarar yerine zarar vermektedirler...
Bir yanlış daha var ki pahalı hediyeler, oyuncaklar alarak çocuğuna sevgi verdiğini düşünmek! Ve çocuğun mutlu olmadığını görünce sinirlenen anne ve babaları görüyorum...
Oysa, sıcacık bir tebessümle uzatılan bir elma şekeri, parkta beraber bir salıncakta sallanmak, uçurtma uçurmak göklerde, saklambaç oynamak ve yakalanmak, zafer onun olsun! Ya da çoğuna bir bilmece sor, cevabını bilme mutlu olsun, senin de bilemediğin şeyler olsun. Körebe ol yakalan. Karıncalarla çiçeklerle konuşmasını öğret...
Çocuğunuz için yapabileceğiniz en güzel şey sevgiyi, doğayı, güzelikleri paylaşmak olsun..
Neden günümüz de çocukların sevgisi eksik?
Şımarırlar diye bir korku mu var acaba?
Neden bazı ailelere çocuklarına karşı inanılmaz derecede disiplinli?
Disiplinli yetişen çocuğunun daha düzgün, başarılı olacağı inancı mı hakim acaba?
Gereksiz cezaların onu eğiteceği düşüncesini kim yerleştirmiş beyinlere!?
Sahi, çocuk nasıl büyütülür, saksıda ve dibine su dökülerek mi?