Bunların gereği gibi eğitilip yetiştirilmeleri, o ülkedeki bir yeraltı ya da yerüstü zenginliğinin işlenip, ekonomiye kazandırılmalarıyla eşdeğerdir. Belki de bundan da daha büyük bir kazanımdır.
Bundan ötürü, bunun bilincine ulaşmış, ilerlemiş ülkelede her yıl, devlet elile ülke çapında IQ testleriyle bir tarama (triage) yapılarak dahi çocuklar saptanır. Belli bir IQ nün, söz gelimi IQ 140 ile daha üzerindekiler, bu iş için özel donanımlı kuruluşlarda eğitime alınırlar.
Bunların eğitimi bu biçimde yapılmalıdır. Çünkü dahi düzeyinde zekası olan bir çocuğun normal okullarda okutulmasıyla, onların var olan parlak zekaları körelecektir. Bu ülke için büyük kayıptır. Ayrıca dahilerin birlikte eğitildikleri normal zekalı çocuklar da bundan zarar görür.
Türkiyemizde bu konu son yıllara gelinceye kadar önemsenmemiş bir konu olduğundan 1000 doğumda 1 tane görülebilen parlak zekalar yok olup gitmiştir. Bunlar arasında iki elin parmaklarıyla sayılabilecek bazıları, ailelerinin konumu ya da ailelerinin özel gayretleriyle gün ışığına ancak çıkabilmiştir. Oysa kapasite bunun pek çok üzerindedir.
Denebilir ki okuma yazma oranı % 100 e ulaşmamış, bunun yanında daha ileri eğitim düzeyi de düşük olan bir ülkede dahiler için ayrı bir çaba göstermenin yeri var mıdır?
Bu bir lüks değil midir?
Unutulmaması gereken dahilerin bir ülkede petrol ya da altın damarlarından daha değerli olmasıdır. Ülkede petrol varsa, daha biz gündelik işlerimizi yoluna koyamadık deyip, bu fosil zenginliğini çıkarıp işlemekten vazgeçilebilir mi?
Zira petrolü çıkarırsanız ulusça esenliğe ulaşırsınız. Dahi çocukların eğitimi konusu da bunun gibidir. Bu bilince varmış olmak gerekir!
..
Son yıllarda Türkiyemizde dahi olarak doğan çocukların özel eğitimi gündeme gelmiş bulunuyor. Günümüzde okyanusta bir damla niteliğinden de az olsa üstün zekalı çocuklarımızın eğitimi ile ilgili bir çalışma geniş kapsamlı olarak Milli Eğitim Bakanlığı kuruluşu içinde gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Bu proje üstün yetenekli öğrencileri normal eğitim programlarından arta kalan zamanlarda eğitilmelerini amaçlamaktadır. Sözü edilen eğitim etkinlikleri bağımsız okul niteliğindeki Bilim, Sanat Merkezlerinde verilmektedir. Mart 2003 tarihinden bu yana 17 tane Bilim, Sanat Merkezi etkin bir biçimde çalışmalarını sürdürmektedir.
Ancak bu programlar üstün yetenekli öğrencileri normal eğitim programlarından arta kalan zamanlarda eğitilmelerini amaçladıkları ndan ötürü istenilen sonucu vermeyecektir. Çünkü normal eğitim programlarından arta kalan zamanlarda denince çocukların gene de normal eğitime devamı söz konusu olduğu görülmektedir. Bu türlü davranış sorunu çözmeye yetmiyeceği gibi sorun üzerine sorun binmesine neden olur [*].
Öte yandan, son zamanlarda İstanbulda bütün çalışmasını üstün yetenekli çocukların eğitimine odaklayan paralı özel okulların açıldığını gözlemlemekteyiz. Bunların ailelerden istedikleri bir yıllık ücret 14 16 bin lira dolayındadır.
Demek ki belli bir ekonomik gücün üstündeki ailelerin ileri zekalı çocukları gereği gibi eğitilebilecek, ötekiler gene yok olup gidecektir. Bu da sorun için bir çözüm değildir. Kaldı ki bu okulların yeterliliği tartışmaya açık bir konudur, Bunun en başında buradaki eğitmen-öğretmen kadrosunun yeterliliği gelir.
O halde konunun devletçe ele alınıp, devlet politikası olarak, bir tür eğitim seferberliği gibi yürütülmesi gereklidir. Bütün yurt düzeyinde yapılan taramalar sonucu saptanan ileri zekalı çocukların eğitimi de bunlara özel olarak donatılmış okullarda yapılmalıdır. Bu para ödenmeden sağlanacak bir eğitim olmalıdır.
Türkiyemizde herkese eşit eğitim olanağını belki veremiyoruz. Ama daha önce de söylediğimiz gibi, ileri zekalı çocukların değeri ülke için petrol bulunmasından da daha fazladır. Bundan ötürü konuya özel bir önem vererek yaklaşmak gerekir.
Elimizdeki değerlerin önce farkına varıp, sonra bunları yok etmeden işleme becerisini gösterdiğimizde ancak ADAM GİBİ ADAM olabiliriz.
-
[*] Bunların bazıları şunlardır:
? Öğretmence anlatılan konuyu hemen kavrayan öğrencinin, konunun yinelenmesi sırasında arkadaşlarını rahatsız ederek sınıfta huzursuzluk çıkarması,
? Dersle ilgilenmiyormuş gibi görünerek arkadaşlarının konsantrasyonunu bozması,
? Farklı konularda sorular yönelterek, sınıf düzeyinin üstünde tartışmalar açmaya çalışması,
? Grup çalışmalarında gruba uyum sağlayamaması,
? İçine kapanması,
? Yaratıcılığı ile hayal gücünü kullanamaması,
? Kapasitesini okul dışında değerlendirmesi, okula karşı ilgisinin azalması
Yukarıda sayılan davranışlar nedeniyle bazen üstün ya da özel yetenekli öğrencilerin öğretmenlerince uyumsuz, problemli, dahası başarısız olarak değerlendirildikleri bilinmektedir.
Dahi olarak doğulur, deha sonradan kazanılmaz
Oscar Wilde