Çocuk yetiştirmek bir sanattır ve hep bunu söyleriz fakat genel olarak bizler ve çevremizdekiler kurumlarımız ve de politikacılarımız bu konuda üzerlerine düşeni yeterince yerine getirmezler. Fakat geçtiğimiz ay kutlanan 23 Nisan"da ulusal çocuk bayramımız, tüm ülkelerin katılıma açık tek çocuk bayramıdır. Fakat bu uluslar arası bayramımız, Samsun"da sahil kenarında kutlanırken, devlet protokolünün sırtı halka, yüzleri denize dönük olarak oturması ve bir çocuk forklör gurubunun kendilerine yönelik oyun sergilemeleri hiç yakışık almamıştır. Halk ile devlet arasına polis kordonu ve demirden set çekmek halkın tepkisini çekmiştir. Bu durumu bizzat gözlemleyen ben, annelerin çocukları ile tepki göstererek bayram yerinden ayrılmalarını üzüntü ile izlemiştim. Hatta bu durumu, bir bayan polis memuru ile paylaşmıştım. Milli bayramlarımızı, günü kurtarmak yerine, ülkemizin geleceğini düşünerek çocuklarımız için düzenlemeliyiz.
***
Çocukların televizyonlara ilgisini biliyoruz. Televizyon kanalları, çocuklar için yayınlayacakları programları çizgi filmleri seçerken, kardeşlik, doğa, insancıllık ve karşılıklı yardımlaşma gibi çocuğun iyi bir birey olarak topluma karışmasını sağlayacak unsurları barındıran yapımları tercih etmelidirler. Seçilen çizgi filmler, çocukları eğlendirirken onları bir taraftan da eğitmelidirler. Çünkü çocuklar, çizgi film kahramanları ile kendilerini özdeşleştirirler. Güç sembolü olan kahramanlar, çocuklardan uzak tutulmalıdırlar. Küçük yaşlarda öğrendiklerini, yaşamları boyunca uygularlar. Her şeyin kaba güce dayalı olmadıklarını fark ettiklerinde, her şey çok geç olur. Çocuklara kaba güçten daha önemli davranış ve uğraşlar olduğunu özenle aşılamalıyız. Kaba gücüne güvenen insanlar, karşılarına bir sorun çıktığında kavga ile çözüme ulaşmak isterler. Her zaman zayıf olanı ezer ve bunu kendisine verilmiş bir hak olarak görür. Tüm bu nedenlerden dolayı televizyon kanaları, büyük bir titizlikle, çizgi film veya çocuk programları yapmalı. Çocukların duygularını sömüren programlardan uzak durulmalıdır.
***
Çocuğun enerjisini eğlenceli bir şekilde, ülkesinin, toplumun, çevresinin ve kendisinin geleceğine faydalı bir şekilde kullanması sağlanmalıdır. Geleceğimizin nasıl şekilleneceği çocuklarımızın elindedir. Lütfen dikkat edelim, Bireysel değil toplumsal politikalarla, hep birlikte dayanışma içerisinde olmalıyız. Okullarımızda ders kitaplarında öğretildiği üzere, ülkemizin kurtuluşu ve milletimizin düşman tacizi altında yaşamaktan son anda kurtaran milli kahramanlarımıza dil uzatan politikacılarda; çocukların televizyon ekranlarını izlediklerini unutmamalı. Kendi konumlarına yakışır söz ve davranışlarda bulunmalıdırlar.
***
Ulusal ve üniter birlik, bizler ve ülkemizin geleceği açısından en önemli zemindir. Bunları göz önüne alıp dikkatle düşünüp değerlendirirsek, yukarıda belirttiğim özellikler, 8 yıllık AKP iktidarı yönetiminde büyük ölçüde zedelenmiştir. AKP hükümeti, çocuklarımız ve gençlerimizi bilinmeyen politikalarla kapitalist ve emperyalist düşünceler çerçevesinde, acımasız bir batağa terk etmiş durumdadır. Nüfusumuzun artışı oranında, çocukların ve büyüklerin geleceğine çare bulunamamaktadır. Bir an önce, ilk seçimde ulusal politikalar ve sosyal çözümler üreten bir hükümet iş başına gelmelidir.
Saygılarımla!!