DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN

Adnan Bahadır

                                                               DAM   ÜSTÜNDE  SAKSAĞAN

                Canımı  sıkan konulardan birisi de nedir bilir misiniz?.  Posta kutumuza veya gazeteye gelen bazı isimsiz mektuplarda  insanlar belgesiz, evraksız bir şeyler anlatıp ve  sizden  bu işi araştırıp  haber  yapmanızı istemeleridir. Bu insanlara saygı duymakla birlikte canım da sıkılmıyor değil, bir sayfalık bir mektup  yazıyorlar, içersinde bazı  olaylardan bahsediyorlar, ama en ufak bir belge niteliği taşıyan haber yok, sadece kahvede veya  çay ocağında sohbet ederken birilerinden  duyduklarını anlatan mektuplar gönderip bizlerden araştırma  yapmamızı istiyorlar. İyi güzel de kardeşim biz müneccim miyiz de anlatılanlarla ilgili belge bulacağız veya sazan mıyız ki anında atlayıp haber yapacağız? Biz bu güne kadar yaptığımız haberlerin tamamının belgelerini yayınlamış olmamıza rağmen muhataplar soluklarını adliyede almışlar ve ciddi anlamda tazminatlar ödemek zorunda kalmışız. Biz tazminat ödemekten rahatsız değiliz zira yaptığımız haberlerin  tamamını belgelere dayanarak yaptığımızdan bizim açımızdan en ufak bir sorun yok, ancak  hüküm veren yerel mahkemelerin kararlarını  Yüksek Mahkemeye taşıdığımızdan bu konuda şimdilik bir şey söylemek  istemiyorum ancak zamanı geldiğinde  söylenecek çok şeyimiz olduğunu da belirtmek isterim.

                Bize  güvenerek ihbar mektubu yazan bazı  insanlardan özellikle ricam somut  şeyler yazarak  üzerine gidebileceğimiz şeyleri  yazmalarıdır, aksi takdirde genel bir değerlendirme yapmak suretiyle falanca söyle yapmış, feşmanca böyle söylemiş  veya falancadan duyduğuma göre şöyle bir olay varmış araştırmanızı istiyorum demek abesle iştigalin ötesine geçmez. Geçtiğimiz günlerde gelen birkaç mektup  bu minvalde yazıldığından buradan uyarıda bulunma gereği duydum. Örneğin bir tanesi bir anketten söz ediyor ve diyor ki gündüzleri anket yapılıyor, anketten iki gün sonra telefon açılıp hediye tatil kazandınız denip bir otele çağrılıyoruz, ardından ise otelin ikinci katında tapusuz, imarsız, ruhsatsız devremülk satmak istiyorlar. Bu işleri yaparken bazı Belediye Başkanlarının adlarını kullanıyorlar ve pazarlamayı genç kızlara yaptırarak emrivakilerle  orada kredi kartlarından para çekilmek suretiyle imzalar da alınarak devremülkler satılıyor, bu konuya eğilip ilgilenmenizi istiyoruz diyor. İyi güzel de kardeşim sen o toplantıya katılmış isen oradaki toplantıyı telefonunla çekip bize gönderemez miydin? Veya bu şirketin sizlere verdiği katalog, broşür gibi tanıtım belgelerini, kredi kartına para çekilen kişilerin kredi kartı fişlerini bize ulaştıramaz mıydın? Elbette  ulaştırırdın ama arıyorsunuz hamal her şeyi yapıp bedelini de ödeyecek sizler de oturduğunuz yerden ahkam keseceksiniz öyle mi?

                Bir başkası mektubunda Samsunspor Kulübünün geçen yıl küme düşmesi ile ilgili bir konuyu gündeme getirmiş, mektubu yazan insanların samimiyetinden en ufak bir şüphem yok ancak ortaya koyduğu konuların tamamı  iddianın ötesine geçmeyen konular olup bu konularla ilgili geçmişte bir hayli yazıldı, çizildi biz de yazdık, sadece yazmayla da kalmadık Samsunspor yüzünden bir hayli  sıkıntı çektik, bedel ödedik. Bana göre Samsunspor'un   cefasını biz çektik sefasını ise başkaları sürdü. Ancak Samsunspor ile ilgili mücadelemizi asla bırakmaya niyetli değilim, bu konuda çok bedel ödedim, keşke hak etseydim de ödeseydim ama hiç hak etmediğim halde ödediğimden çok ağırıma gidiyor. Hakkın ve doğruların bir gün mutlaka ortaya çıkacağından en ufak bir şüphem olmadığından bu konunun üzerinde durmaya devam edeceğim. Şehirdeki Egemen güçler ne yaparsa yapsınlar mutlaka bir gün gerçeklerin ortaya çıkacağından asla en ufak bir şüphem yok.

                Buraya kadar anlattığım konularla ilgili gelen şikayetlerin doğruluk payı olsa da belgesi olmadığından  ciddiye almıyorum onun için ''Dam Üstünde Saksağan Vur Beline Kazmayı '' ifadesini kullanıyorum ancak şimdi bahsedeceğim konularla ilgili mektup yazan arkadaşlara teşekkür ediyorum, belgesini de gönderdiklerinden konunun üzerindeyim biraz daha araştırma yaptıktan sonra sizlerle paylaşacağım. Konu nedir derseniz şehirdeki bazı  bozuk zihniyetli insanlar siyasetçilere olan yakınlıklarını da kullanarak  insanlara zulmettiklerini öğrendim. Bu insanlar birilerinin adına sahte senet düzenleyip bankalardan kredi çekmekten tutun, insanları  tehdit ederek her türlü yolsuzluğu yaptıklarını öğrendim, hatta bazılarının özel ve kamu işletmelerine gidip bizim gazeteyi gördüklerinde terör estirdiklerini de öğrendim. Bu alçaklığı yapanlara o gazeteleri  yutturacağımdan en ufak şüpheleri olmasın, hatta onların nerede kimlerle hangi işleri yaptıklarını belgeleri ile yayınladığımda  Dünyanın kaç bucak olduğunu görecekler, o çok güvendikleri siyasetçiler  daha önce benim işyerime geldiklerinde  hadleri bildirilip gönderildiklerinde yaptığımız şikayeti ört  bas ettiklerini zannediyor iseler yanılıyorlar, zamanı geldiğinde her şey ortaya çıkacak. Biz bir konuda mücadele etmeye karar verdiysek bizi Allah'tan başka hiç kimse durduramaz. Kim ne derse veya ne yaparsa yapsın Hak ve doğru yoldan ayrılmayacağımızdan kimsenin en ufak şüphesi olmasın velev ki muhataplarımız KARUNun, FİRAVUN'un, HAMAN'ın veya NEMRUT'un ahir zaman temsilcileri olsun bizim için hiç fark etmez. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.