DARDA KALANA ...

Adnan Bahadır

DARDA KALANA   VURMAK  ADETİM  DEĞİLDİR

                Hayatım boyunca kimsenin  düşmesinden mutlu olmadım. Düşmanım dahi olsa  bir iş adamının iflas etmesinden, karı kocanın boşanmasından, siyasetçinin zora düşmesinden mutlu olmadım. Muhatabım kim olursa olsun, arkasından vurmayı  hiç adet edinmediğim gibi  karakterim bu tür  davranışlara müsait değildir. Bir adamla  vuruşmaya karar vermiş isem adam gibi sahaya çıkar muhatabımla vuruşurum. Kimsenin arkasından kalleçşe vurmak benim tarzım hiç olmamıştır.

                Üzülerek ifade etmek gerekirse bundan beş yıl önce  siyasette beni bitirmek isteyenler  o kadar kalleşçe vurmak istediler ki, anlatamam. Ak Parti Büyükşehir Belediye Meclis  Grup Başkan Vekiliyim, grup toplantısına gidiyorum, ben tam toplantıya girmek üzere arabadan inerken Vezir hazretleri  toplantı yerini terk ediyor. Ben araçtan indiğim an iki kişi birden bana saldırıyor ve ben yere düşüyorum. Bunu yapanlar da adamız, delikanlıyız diye sokakta geziyorlar. Bu yapılanın adamlık neresinde, delikanlılık neresinde, haysiyet neresinde sorarım size?

                Ben kimsenin ailesi, çoluğu, çocuğu ile uğraşmam,. Şayet uğraşacak isem kendisi ile uğraşırım. Kahpelik, kalleşlik, adam satma benim dünyamda yoktur. Bu şehirde bir Allah kulu çıkıp desin ki, beni Adnan Bahadır sattı, anında bu şehri terk ederim, ama onun dışında düşmanlarımın eleştirileri olabilir vız gelir tırs gider. Beni bitirmek isteyenler o kadar alçakça bana tezgah kurdular ki bunu anlatmam mümkün değil. Önce A Takımı operasyonu yapılmasını ve o operasyonun benim başıma patlamasını istediler. Allah nasip etmedi, daha sonra Belediyede  malum saldırıya maruz kaldım, ardından Belediyedeki ki görevime son verdiler. Yetmedi  Ak Parti'den ihraç etmek istediler önce başaramadılar ardından iki ay geçici süre ile ihraç ettiler. Bu yapılanlar beni ne yıldırdı, ne korkuttu, ne de mücadeleden vaz geçirtti. Bu kez üzerime on tane adam gönderip ellerine üç silah 61 Mermi, Kama, bıçak, ucunda jilet olan sopalar verip mafya usulü infaz yapmak üzere bana saldırttılar onda da başarılı olamadılar.

                Entersan olan nedir bilir misiniz? Bana saldıranlardan bir tanesi mahkemede hakime verdiği ifade aynen şöyle “Ben Adnan Bahadır'ı hiç tanımam, ancak ben Büyükşehir Belediyesi'nde çalışmaktayım, Adnan Bahadır Belediye Başkanımızın aleyhinde yazılar yazdığından ötürü kendisine saldırdım” bu şahıs ifadeyi verince Hakim Vecdi Bey'e dedim ki “Hakim Bey siz bu Mahkemenin başkannısınız ben sizin aleyhinizde yazı yazmış olsam adliye personeli bana saldırır mı" Hakim  olur mu öyle şey deyince ona dedim ki, o halde bana kimler neden saldırdı sizin takdirinize bırakıyorum.

                Bu ayrıntıları verme nedenim her şeyin bir şerefi olduğudur. Şerefsizliğin dahi bir şerefi olduğunu düşünüyorum, 2009 yılında çete bozuntuları çocuklarıma bir mektup yazarak benimle ilgili akla, mantığa, vicdana sığmayacak iftiralarda bulundular. Bu iftiralar içerisinde Suat Kılıç'ın çok yakın bir akrabası  ile ilgili bir bölüm de var. Hatta o şerefsiz iş yerime kadar gelmiş, beni tehdit etmiş, sonra peşine düşünce soluğu sokakta almıştı, ama olayı o kadar farklı anlatmışlar ki aklınız durur. Hele ki olayın kamera görüntüleri var da neyin ne olduğu ortada. Ama o şerefsizle ilgili şikayetim her ne hikmetse birileri tarafından savcılık makamına kadar gitmeden kapatıldı.

                Gel  zaman, git zaman aradan beş yıl geçti ve devran ters döndü benimle uğraşanların tamamına yakınının elime öyle rezil görüntüleri, evrakları, bilgi ve belgeleri geldi ki aklınız şaşar. Şu ana  kadar bu belgelerin hiç birisini yayınlamadım. Hatta son günlerde Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerinin yayınladığı belgeler yaklaşık bir yıldır elimde olmasına rağmen yayınlama gereği duymadım. Sadece onlar mı var derseniz, emin olun onlara rahmet okutacak o kadar çok bilgi, belge var ki elimde aklınız şaşar. Ama benim  kimseyi arkadan vurmak gibi bir karakterim olmadığı için bu haberleri yapmadım. Düşmanlarım adam gibi karşıma çıkıp mücadele etmek istediklerinde ben buradayım, ancak onların zaaflarını kullanma  niyetinde değilim. Haa sonuna dek böyle mi olacak derseniz, onların da bize verdikleri sözler var; o sözlerde durdukları sürece bizim açımızdan problem yok. Onlar sözlerinde durmaz iseler onlara Allah yardım etsin. Bu söylediklerim sadece bir veya iki kişi için değil, bir çok düşmanım için geçerli olduğunu da unutmayın. Kalın sağlıcakla                              


Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.