Yüce Mevla, Peygamberemizin güzel ahlak üzere olduğunu bildirmiş, Peygamberimiz de güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini ifade ederek, “Yarabbi ! Yaratılışımı güzel eylediğin giBi ahlakı mı da güzel eyle” diye dua etmiştir. Güzel ahlaklı olmak; güzel müslüman olmaktır. Güzel müslüman; günahsız, hatasız ve defosuz müslümandır.
Defosuz Müslüman; elinden, dilinden ve belinden insanların emin olduğu, yalanı ve haramı olmayan güvenilen insandır. Defosuz Müslüman; itikadi ve ameli sorunları olmayandır. Gaybe inanan, nifak unsuru eylemlerde bulunmayandır. “Muhammedül Emin” gibi, zorda ve darda kalanların, sıkıntı ve kavgalı olanların yardımına koşan insandır. İhanet etmeyendir. Sahip olduğu iman ve ahlaki değerler onu ihanetten korur.
Defosuz Müslüman;
Halinden şikayet etmez. Her şeyin Rabbının emri ile olduğuna inanır. Üzerine düşeni yapar ve Rabbına tevekkül eder. Sıkıntıların, imtihan vesilesi veya günahın keffareti olduğunu bilir. Bun nedenle, sıkıntılara şükrederek onlardan tat alır.
Büyüklerine saygılı olur. Onlara emir vermez. Ayaklarına gider. Yaşlıya hürmetin ibadet olduğunun fevkindedir. Boş şeylerden yüz çevirir. Gereksiz ve faydasız şeylerle ilgilenmenin günah olarak yeteceğinden haberdardır.
Cahillerle sohbet etmez. Cahillere selam verip geçilmesinin Kur’ani bir mesaj olduğunu bilir. Cahille sohbetin ya kavga ya da mahcubiyetle sonuçlanacağı bilgisini duymuştur. Boş konuşmaz. Söylediği söz faydalı ise konuşur, değilse veya konudan habersizse susmasını bilir. Allaha ve ahirete inanan kimsenin ya hayır söylemesinin, ya da susmasının Peygamberi bir mesaj olduğundan haberdardır.
Kendisiyle görüşmek ve konuşmak isteyenleri bekletmez. “Kendin bekle ama asla kimseyi bekletme” anlayışını idari ve hayati disiplin haline getirmiştir. Ruhu, bedeni, kalbi, aklı temizdir. Kötülük yapmaz ve düşünmez. Kalbini, bedenini ve etrafını kirletmediği gibi buna müsaade de etmez. Kur’andan, temizliğin ve temizlerin Allah tarafından övüldüğünü okumuştur.
Hayali işlerin peşinden koşmaz, nefsinin esiri olmaz, duygularına yenilmez, hayatını mahvetmez. Ömrünün sonuna geldiğinde, arkada pişman olacağı şeyler bırakmaz. Allahtan başkasına el açmaz, boyun eğmez, bel bükmez, kimseye minnet etmez. Yardımcısı Allah olanın yardıma ihtiyacı olmadığını bilir.
Canın, malın, ömrün, bedenin, sağlığın, gençliğin, imkaların, makamların, mekanların, evlatların emanet olduğunu ve insanların bunlarla imtihan edildiğini bilir. Bunları cennet sermayesine dönüştürme gayrtinde olur.
İşte bu kişi; defosuz müslümandır. Müslüman da böyle olmalıdır. Peygamberi model böyledir. Yaşamın akışını, cennet arzusu ve cehennem kokusu değil, Allah rızası belirlemiştir. Bu hayatın kodarını, Kur’ani ve Sünneti bir anlayış oluşturmuştur.