Gencin ve yaşlının sandığa gittiği gündür bugün. Bazıları boşu boşuna belirli soruşturmalar nedeniyle içerde hapis edilip/tutulup oy kullanma haklarından olurken (bir bakıma öyle) "bütün milletin orada, sandıkta olacağı umut edilmiş.
"Kısıtlı" kömür dağıtıldı diye "ısındım" rolüne yatacağımı, evler ziyaret edildi diye "ilgilendiler" sıfatını kullanacağımı ve halkın eli sıkıldı diye de oyumu vereceğimi zannediyorlarsa yanılıyorlar! Sandık, oy ve zarf önemli de olsa, benim için asıl önemli olan oraya bir parça umut için yürüyen dinamik veya yorgun ayaklardır. Şarap gibi yıllanmış o teyzelerimizin "inşallah" diye dua ettiklerindendir.
Yapılacak olan yollardan, okullardan önce (ki o da şüpheli) hasretle beklenilen istek medeniyettir. Ülkemizde medeniyet getirmektir asıl amaç. Toplumumuzun kendine olan yaşam şekli, öz benliğini algılamak ve algıladıktan sonra da dışarıya sevdirebilmektir. Dünyada, haritada güzel bir yerde olarak kültürümüzle yine güzel bilinmektir asıl amaç.
Yoksa amcalarımız bankaya gitmiş "kendi parasını bile alamıyor, vah yazık" kavramları değildir istediğimiz. Sokaklarda çatışma çıkacak diye gezmek isteyen bir aileyi kendi evinde hapis tutmak hiç değildir! İç savaşın çıkması, toprağımızın ve varlıklarımızın satılması, çocukların anne ve babalarından uzaklaştırılması, cinayetler, tecavüzler ve sadece sermayenin olduğu bir memleket de değildir arzuladığımız.
İstenilen bir parça medeniyet sadece! Huzur! Onu da geçelim, bunun bir damlasını görmeye hasret halkımız var meydanda! Oy ve sandık gerçekleri görmezden gelip negatif olayları örtüp üzerine yalanlı dolanlı umutlu sözler de değildir. Avrupa ülkelerine özenmemek, başkasının namusuna, ekmeğine göz dikmek de değildir!
Kürsü ve mikrofon düşkünlüğü, gözyaşı, darbe, suçlama, koltuk sevdası, ayrımcılık ve eşitsizlik de değildir! Uzun lafın kısası, oyların geliri bunların hiç biri olamaz! Bu saydıklarım olamaz oy kullanma gerekçesi. Bu böyle değildir! Değildir De Değildir!
Dürüst bir yürürlük, kutsal bir toplum, Yeşilçam filmlerindeki gibi sıcak insanların birbirlerine gülebilmesi, çekinmemesi ve bir arada kardeşçe yaşayabilmesi demektir verilen oylar. Kimsenin kimseden utanmaması, kabul görülmek/edilmek, sağlıklı ve pozitif bir yönetim, herkesin algıladığı bir sistemin var olduğunu bilmektir verilen oylar bir de.
Oy vermek öz toprağını ve vatanını bilip tanımaktır, ona laf ettirmemektir! Önce kendinizi toplumunuzla, imkanlarınızla kabul etmek ve sevmektir. Daha çok büyümektir, layik olmaktır kendinize insanınıza ve toplumunuza. Her şeyden önce vatanıza/ülkenize.
Daha da yazmayacağım! Susma hakkımı kullanıyorum şimdi. Bugüne kadar bağırdık ve seslendik. Artık kim duyduysa duydu. Yarası olan da rahatlıkla gocunabilir. Bir şey diyecek değilim...
Şuan oy veriliyor memleketimin dört bir yanında ve herkes kendi düşünceleriyle, arzularıyla/istekleriyle kullanıyor bunu sandıkta.
Benim düşüncelerimse yıkarıda yazmış olduklarım. Kabul edene de anlayışım var, etmeyene de. Bu söylediklerime karşılık olarak da hakaret istemem! Çünkü ben sizin düşüncelerinize saygı duyuyorsam, ben de kendi düşüncelerimden dolayı isterim o saygıyı. İşte memleketimizde eksik olan da o: SAYGI! Tabi ondan önce de SEVGİ eksik!
Eşitlik dediğimiz zaten yok! Yani eksiklerimiz çok fazla! Azı var(!) çoğu yok! Oy kullanmak mantıklıyı oynamak da değildir çünkü. Bilgidir, güçtür, inançtır aynı zamanda. Ve her şeyden önce özlediğimiz 7 bölge 7 iklim Türkiye'mizdir!
İstediğim ve arzuladığım 3 şey var şunun şurasında: "MEMLEKETİM! MEMLEKETİM! MEMLEKETİM!"
Barış ve Sevgi dileklerimle