DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Nereden başlayacağımı bilmiyorum ama bildiğim tek şey onun bunun ne dediği değil, ülke de yaşanan gerçeklerdir. AK Parti iktidar olduğunda cemaatle adeta iç içe, kol kola kader birliği yapıp, Devletin tüm kadrolarını birlikte oluşturmuşlardı.
Olay sadece bununla sınırlı da kalmayıp parlamentoya gidecek vekillerden, Kabine üyelerine varıncaya dek cemaat mensuplarına kontenjan tanınmıştı. Bu durum yaklaşık on yıl devam etti. Hükümetle Cemaat iş birliği yaparak Adli Yargıyı, HSYK'yı ve diğer kamu kurumlarını kafalarına göre dizayn ettiler.
Emniyet, Askeriye ve diğer tüm Kamu kurumlarını birlikte şekillendirdiler, sizin anlayacağınız ülkede kıymeti harbiyesi olan ne varsa hepsini birlikte dizayn ettiler. Bu birliktelikten ülke yarar mı gördü yoksa zarar mı gördü? derseniz ben şahsen çok zarar gördüğümü rahatlıkla söyleyebilirim.
O kadar ciddi zararlar gördüm ki anlatamam, sabahın saat altısında ta yatak odama kadar girildi, yazlığım, kışlığım, iş yerim, araçlarım, hatta personelimin evleri arandı. Özel yetkili mahkemelerde yargılandık, hala daha devam edegelen davalarımız var.
Bu işlerin tamamının arkasında paralel yapının siyasetçileri ve bürokratları olduğu açıkça ortada, Allah bu işleri yapanlara öyle cezalar vesin ki bu toplum onları gördüğünde acısın, çünkü biz hiç hak etmediğimiz sıkıntılara maruz kaldık. Rabbim bizim çektiklerimizi onlara çektirmedikçe canlarını almasın.
Bu detayları sürekli veriyorum, vermeye de devem edeceğim çünkü biz çile çektik, bedel ödedik, bunu yapanların kimler olduğunu bu toplum bilmeli, aksi halde unutulup gider ve bizden sonraki nesiller çile çekmeye devem ederler.
Her cemaatin iyisi kötüsü vardır, gerçekten kalbi Allah korkusu ve sevgisiyle dolu olan insanlar da vardır ama zerre kadar Allah korkusu olan bir insan, bize yapılan zulümleri tasvip edemez, şayet ediyor ise o insanın imanından şüphe edilir.
Diyeceksiniz ki yaşadıklarından muzdarip misin? elbette ki hayır. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de Sizden öncekilerin çektiğini siz çekmedikçe Cennete gideceğinizi mi zannediyorsunuz buyurmaktadır.
Biz çileye talip olmuş insanlarız bizim için çile söylemle, edebiyatla, radikallikle olmaz çile çekilir, çilenin şeklini siz değil zalimler tayin ederler. Doğruları konuşmak, dik durmak fevkalade zor bir iştir, ne mutlu olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olanlara dedikten sonra asıl konumuza geçelim.
AK Parti iktidarı ile birlikte başlayan Cemaat Hükümet kardeşliği, 7 Şubat 2012 tarihinde, Cemaat'in MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a soruşturma açma girişimi ile son buldu, aslında sorun orada başlamamıştı, sorun Ankara Polatlı civarında kurulan tüm telefonları dinleme sisteminin Cemaatin kontrolündeki Emniyete verilmeyip MİT'e verilmesi ile başlamış, Hakan Fidan olayı da bunun finali olmuştu.
O tarihten itibaren Hükümet Cemaat ilişkisi fiilen bitmişti ancak kamuoyuna yansıtılmamaya çalışılmaktaydı, yansıma olayı ise 17 Aralık operasyonları ile açığa çıkmış oldu. Peki, çıktıda ne oldu? Derseniz, hem ülke için hem de vatandaşlar için sıkıntılı bir pozisyon oldu.
Devlet oyun oynanacak bir müessese değil, çizdim ama oynamıyorum dediğiniz zaman bundan toplum çok büyük zarar görür. On yıllık süreçte güçlenen paralel yapıyı şimdi silip süpürmek asla ve asla mümkün değil.
Bu anlamda çok enteresan şeyler oluyor. Örneğin adam Cemaatten çıkmış ama eşi Cemaat ablası, adamın eşini boşayacak hali yok ya, eşini idare edecek ya da Hükümeti şayet siyasetçi ise önce eşini ikna etmeye çalışacak ardından Hükümeti ikna edecek, filan falan.
Son zamanlarda en önemli gelişmelerden birisi de şu oldu, eski Kabine üyesi aynı zamanda Cemaat mensubu olan zatı muhterem şehrin en üst Bürokratına istediğini yaptırmaya devam ediyor, hatta ve hatta bu işi yaparken İl Başkanını da devreye sokuyor ve istedikleri işleri birlikte yapıyorlar.
Olayın arkasında bulunan Cemaat ise her istediğini bu yolla yaptırmaya devam ediyor, yani sizin anlayacağınız her şey eski tas eski hamam devam ediyor. Olaylar öyle enteresan bir boyuta gelmiş durumda ki anlatamam.
Cemaatin istediği bir işi siyasetçi anında şehrin en üst düzey yetkilisine bildiriyor, O'da anında yapmaya devam ediyor. Hatta bu konuda devam etmekte olan bir okul inşaatı ile ilgili Cemaatin bastırması sonucunda üst düzey yetkilinin okulun yapımını durdurma yazısı gönderdiği ve okulun bu yıl açılmasının tehlikeye düştüğünü öğrenmiş bulunmaktayım.
Şimdilik konuyu kapalı geçiyorum ancak konunun hassasiyetle takipçisi olduğumu ilgililerin bilmesini isterim. Yazdıkları yazılar elimde, piyon Bürokratlar diye manşetten çıktığımızda bu toplum her şeyi görecek haberleri olsun.
Benim ne demek istediğimi ilgililer anlamıştır umarım gereğini yaparlar, şayet yapmaz iseler Aziz Üstel'in dediği gibi biz buradayız efendim haberleri olsun. Bugün de yazımızın sonuna geldik sürçü lisan eylemiş isek affola. Kalın sağlıcakla