Her zaman üzerine basarak söylemişimdir. İnsanlarla ilgili ön yargılı olmak yerine onları tanıdıkça, yaptıkları icraatları gördükçe, gerçek kişiliklerini öğrenip, eski dostlarının onlarla ilgili düşüncelerini öğrendikten sonra yazmanın veya konuşmanın daha doğru olacağı kanaatini taşıdığımdan, yeni seçilen Belediye Başkanları ile ilgili çok fazla yazı yazmadım. Ancak yaptıkları uygulamalarla ilgili zaman zaman kanaatlerimi beyan eden yazılar yazmışımdır. Ülkücü camianın eskilerini genellikle tanırım ve yakın arkadaşımdırlar. Bu insanlarla siyaseten aynı düşünmesem bile, çok iyi dostluklarım olmuştur. Onların yaşadıklarını çok iyi müşahede etmişim, ayrı frekanslarda olsak da üç aşağı, beş yukarı aynı kişilikleri taşıdığımızdan bir birimizi çok iyi anlıyor, çok iyi anlaşıyorduk. Onlarla oturup konuştuğumuz konular, ülke meseleleri, geçmişte yapılan fedakarlıklar, çekilen çileler, bunların karşısında görülen vefasızlıklar, kimlerin dava adamı, kimlerin menfaat adamı, kimlerin şahsiyetli, kimlerin naylon marka olduğunu masaya yatırıp, tartıştığımız konulardı.
Ülkücü harekete mensup bazı insanlar 1980 ihtilalı sonrasında çeşitli partilerde görev almış, bazısı bürokraside görev almış, ama nerede olursa olsunlar davalarını unutmamışlar, onları ihanetle suçlayan insanlardan daha fazla davalarına sadık kalmışlardır. Bir kısmı ülkenin içerisinde bulunduğu siyasal durum nedeniyle farklı kulvarlarda olma durumunda olmuş, bir kısmı görevinin gereği başka siyasi zihniyetlerle çalışmış, ama nerede olursa olsunlar hiçbir zaman yetiştikleri yeri unutmamışlar, oraya olan gönül bağları her şeyin üzerinde olmuştur. Geriye dönüp bakacak olursak, ülkücü hareket içerisinde olup, başka partilere geçenler belki sayıca fazla olabilir ancak bu insanların büyük bir bölümü ya zorda kaldığından veya ocaktan gelme ülkücü olmadığından başka partilerde görev almıştır. Örneğin Meral Akşener gençlik yıllarında ülkü ocaklarında yer almış olsa da, bu hareketin öncülerinden veya çilekeşlerinden değildir. Buna rağmen DYP den sonra Ak Parti"ye girmiş olsa bile orada çok kısa bir süre kaldıktan sonra MHP"ye dönmüştür.
Bu kadar izahattan sonra gelelim Necattin Başkan"la ilgili son günlerdeki söylentilere. Yok efendim Ak Partiye geçiyormuş, yok partiden gelen talepleri karşılayamadığı için çok bunalmış, yok teşkilatla ters düşmüş, yolcuymuş, muş muş muş da muş muş. Başkan bu söylentilerle ilgili en ufak bir cevap verme ihtiyacı hissetmiyor. Neden? Çünkü kendisinden emin de ondan. O partide Ben MHP"liyim diyenlerin çoğundan çok daha eski ve çok daha çilekeş bir MHP"lidir. Ülkücülük adına mahkemelerde hesap vermiş, bu konuda ciddi ithamlarla karşılaşmış, hepsinden de temizlenmiş, ama o bir partili olmanın ötesinde, ülkücü bir insan olduğundan, değil partisinden ayrılmak partililerinden ayrı kalmaya dahi tahammül edecek yapıda bir insan değildir. O kendi çapında bir dava adamı olduğuna inanan bir insandır. Anlaşamadığı denilen teşkilat mensupları, gideceği denilen teşkilat mensuplarının yanında evliya niteliğindeki insanlardır. Hani şu ülkücülerin yanlış yola düşmüş tahsilatçı olarak adlandırılanları var ya, işte onlar bile o gideceği iddia edilen partideki adamlardan temiz ve dürüsttürler. Onlar ekmek parası peşinde olup, ailelerini geçindirmek için uğraşan insanlar iken, diğer bahsi geçen vampirler Deveyi hamuduyla getirebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapan ve bu yaptıklarını da mubah sayan zihniyetteki insanlardır. Bunu Necattin Başkan çok iyi bildiğinden, bu tür söylentilere kulak dahi asacağına inanmıyorum. Bu yazdıklarımı hiç kimse ile görüşmeden kendi düşüncelerim olarak yazdım. Bu konuda kimseyle görüşmeye gerek dahi duymam. Çünkü ben dava adamı kimdir, menfaatçi kimdir, gününü gün etmek isteyenler kimlerdir biraz bilirim. O yüzden herkes işine baksın kimsenin bir yere gideceği falan yok, ama Belediyenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumu herkes biliyor. Belki Başkanın, seçim öncesi işe adam alma konusunda verdiği sözler olabilir ama şu anda Belediyeye değil eleman almak mevcut elemanların bir kısmını çıkartmak zorundadır. İşte bu yüzden fazla beklenti içerisinde olanların beklentilerini karşılama imkanı olmayan Başkan, biraz kendisini geriye çekince, ortalıkta bu tür söylentilerin çıkması da doğaldır. İşte bu yüzden bu tür söylentiler ortalıkta dolaşıp durmakta, ama biz gazeteciler yazacak ciddi konular bulamadığımız zaman böyle gereksiz işlerle uğraşıp, ortalığı bulandırırız. Halbuki yazacak o kadar önemli konular var ki bu işlere yıllarca yazmaya sıra gelmez, ama kim için, işini adam gibi yapan, kapasiteli insanlar için. Gazeteciliği fuzuli işlerle uğraşıp, ondan bundan üç beş kuruş sebeplenme mesleği olarak görenlerin sonu yaklaştığını da unutmayalım. Artık bu şehirde bu mesleği adam gibi yapan gazeteler var. İnsanların teveccühünden bunu anlamak mümkün. İşini ciddi yapanlar ciddi başarılar elde ederken, işini adam gibi yapmayıp, birilerinin aldığı kağıtla, verdiği harçlıkla geçinmeye çalışanlar ya gazeteleri satıyorlar veya aradan çıkıyorlar. İşte o yüzden şehrimizde artık işini gereği gibi yapan gazetelerin ayakta kalacağını herkesin bilmesini ve ona göre dikkate alması gerektiğini hatırlatma ihtiyacı duyduğumdan bu notu ilave ettim.Yarın buluşmak ümidiyle hoşçakalınız.
Not: Önümüzdeki yazıda İl Özel İdaresi"nin yapıp, dağıttığı envanterle ilgili İl Özel İdaresi"nin Kitabı Mukaddesi yazısı hakkında yazı yazacağım. Bu konuda düşüncesi olanlar beni arayıp, katkı sağlayabilirler.