CHP'nin 16. Olağanüstü Kurultayı'nın yapıldığı Ankara Spor Salonu'nda CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, "Bu kurultayı beceremediler. Bu kurultayı kanuna aykırı hale getirdiler, bu kurultayı iptale mahkum yaptılar" diyor.
Kurultay girişinde yaşanan arbede sonrası salondan çıkarılan Gök ile beraberindeki bir grup partili, Divan Başkanlığı'na "Kurultay'ın hukuka aykırı olduğu" iddiasına ilişkin dilekçe verdikten sonra salondan ayrılışında gazetecilerin sorularını yanıtlamış.
"Kurultayın açılması için gereken 625 sayısına ulaşılamadı, 583 imza ile kurultayın açılması kanuna aykırı" diyen Gök, sahte imzaların olduğunu da savunmuş.
Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddesine göre Medeni Kanun'un ve Dernekler Kanunu'nda aynen uygulanması gerektiğini belirten Gök, şunları söylemiş:
"Bu bir tüzük kurultayıdır. Medeni Kanun'un 78. maddesi der ki; tüzük kurultayında tüzük değişikliği varsa delege tam sayısının üçte ikisi yani 840 imza zorunluluğu vardır. Medeni Kanun açıkça diyor ki: 840 imza yoksa kurultay açılamaz. Bu, kesin kanunsuzluk halidir. Bu durumda bu kurultayda yapılacak her şey iptale mahkumdur. Çünkü kanunen yok hükmünde. Biz CHP olarak 'hukukun üstünlüğü' diyoruz ama hukuk uygulanmıyor. Derdim partim hata yapmasın."
Konuyu fazla uzatmayalım. Kendisinin partiye hizmet etmeye çalıştığını anlatan Gök, '"Yanlış yapıldı, yanlışı uyarmaya çalışıyorum ancak tekmeyle, kavgayla, küfürle ceket yırtarak dışarı çıkarıyorlar. Hani demokrasi?" diye sormuş. Demokrasi şöleni dedikleri kurultay işte böyle başlamış dün.
GÜZEL SÖZ
"Asla pişman olmayın. Eğer sonucu iyiyse, mükemmel... Eğer sonucu kötüyse bu bir tecrübedir."
(Victoria Holt)
DEMEK Kİ NEYMİŞ
Eğer, ilerde bir gün keşke demek istemiyorsan,
Üç şeyi doğru seç!
Eşini, İşini, Arkadaşını..
(Yunus Emre)
DELİK ŞEMSİYE
Temel yağmurda kafasında şemsiye ile yürüyor ama az da olsa ıslanıyor.
Görenler sormuş:
-Ula Temel şemsiyene neden delikler açtın, ıslanıyorsun
-Uşağım haklisun ama yağmurun kesildiğini nasıl
ERKEK GÜZİN ABLA
Sevgili Erkan Ağabey..
Bana yardımcı olursunuz diye size yazıyorum..
Geçen gün işe giderken kocamı her zamanki gibi evde TV seyrederken bıraktım.
Arabamla daha 500 metre gitmedim ki motoru stop etti. Hayli uğraşıp
çalıştıramayınca kocamdan yardım almak için eve geri döndüm.
Eve girince gözlerime inanamadım.. Kocam komşunun kızı ile yatağımızda. .
Ben 32, kocam 34 yaşında. Komşunun kızı ise 22.. Biz 10 yıldır evliyiz..
Yakalanınca resmen çöktü ve itiraf etmek zorunda kaldı..
6 aydır birliktelermiş... Ne yapmalıyım lütfen bana yardım eder misiniz?..
Ayşe..
----------------------------------------------
Sevgili Ayşe;
Hava soğuksa, hele bu tip kısa mesafelerde motor ısınmadan bastıysan
arabalar genelde bunu yapar.. Kaputu aç yakıt borularına şöyle bir bak, ezilme, çöküntü gibi bir şey var mı?..
Manifolt bağlantılarını ve karbüratörü gözden geçir. Eğer bunlar sorunu çözemezler ise sorun yakıt pompasında olabilir..
Bujilere yeterli benzin gelmiyordur. (Araban tüplü mü benzinli mi dizel mi yazmamışsın) Yoksa daha da yardımcı olabilirdim..
Erkan ağabey'in..
BARIŞ HAKKI
Temel insan hak ve özgürlüklerinin tam gerçekleşmesinin öncelikli koşulu, savaşsız bir yaşamın uluslar arası alanda içtenlikle benimsenmesiyle oluyor. Savaş her şeyden önce yol açtığı ağır kıyım ve yıkımlarla, insanın varlığına karşı oluşturulan ciddi bir tehdit anlamına geliyor. Tarih boyunca savaşlar sonucu doğan yitimler hiçbir doğal yıkımla karşılaştırılamayacak büyüklükte olduğunu herkes biliyor. Savaşlar kimi toplumları tarihten siliyor, kimi toplumların özgün varlıklarını sürdürme olanağından yoksun bırakıyor. Savaşlarda üstün gelenlerse gelişmeye ve uygarlığa katkı güçlerini yitiriyor. Kısaca savaşı, insanı yok ettiği gibi onun kaynaklarını, kültürel birikimlerini alabildiğince tüketen, insanlık suçu olan bir toplumsal kıyım olarak tanımlamak gerekiyor. Bu bağlamda barış ve insan haklarını birbiriyle yakından ilişkili olan, başka deyişle birbirini içeren kavramlar olarak görmek yanlış olmuyor. İnsan haklarını kullanabilmenin ön koşulu olan barış, bu bağlamda temel bir insan hakkı olarak kabul görüyor.. Savaşın insan haklarıyla ilişkisi bu noktadan başlayarak açıklanabiliyor. Savaş başta yaşam hakkı olmak üzere insan onurunun hiçe sayıldığı, temel hak ve özgürlüklerin alabildiğince çiğnendiği fiili bir durum olması nedeniyle insan haklarına aykırılıkların tümünü anlatıyor. Uluslararası insan hakları belgeleri her türlü savaş propagandasının yasaklanması kuralını getiriyor. Bu çerçevede ayrımcılığa, düşmanlık ve şiddete yol açan ulus, ırk ya da din karşıtlığı da yasaklanıyor. (umut vakfı)
RASİM USTA
Tam 33 yıl Büyük Samsun Otel'de aşçılık yapmış 60 yaşında 45 yıllık aşçı Rasim Kurtbay'dan söz ediyoruz. O hala çalışıyor. Aşçılık maharetlerini Havuzbaşı Cafe Restorandaki müşterilerine gösteriyor şimdi. Yemek yapmanın dünyanın en güzel işi olduğunu söyleyerek anlatıyor mesleği ile ilgili sırları anlatmaya. Yemek yapmak sevgi ister diyor. Yemeği severek kendinizden bir şeyler katarak yapmazsanız aynı malzemeyle , her şey birebir aynı olsun el değişikliğinden farklı lezzetler ortaya çıkar. Lezzetli yemeğin en önemli sırrı hangi malzemenin ne zaman ilave edileceğidir. Gecikmeli ya da önce yapılacak ilaveler lezzetten kayıptır. Diyor. Uzun söz etmek gereksiz. Siz hala Rasim Usta'nın yemekleriyle tanışmadınızsa Ağabali Caddesi'nde Havuzbaşı cafe retoranta bi uğrayın. Bizden söylemesi. Tüh yaa haberimiz yoktu mazereti istemiyorum ben Arka Oda okurlarından.
ENGELLİ KİM?
Engel; elde, ayakta, gözde, dilde, kulakta, ve zihinde değildir. Her ne kadar engelliler denilse de onlara asıl özür onları göremeyen gözlerimizde, koşmayan ayaklarımızda ve uzanmayan kollarımızdadır.
Sen; göremeyen arkadaşım
Sana nasıl sıcak baktığımı görüyorsun
Sen; duyamayan arkadaşım
Sana söylediğim türküyü duyuyorsun
Sen; yürüyemeyen arkadaşım
Sana geliyorum sen bana yürüyorsun
Sen; zihnine kilit vurulmuş arkadaşım
Sana sevgiyi anlatıyorum ve sen anlıyorsun
SİLAH!!!
Bir yerde silah varsa, mutlaka suç, ölüm veya yaralama meydana gelir. Silah, sadece sahibi olanları değil, onların çevrelerindeki herkesin yaşam hakkını tehdit eden bir şiddet aracıdır. Silah, mevcut olduğu dönem ve yerde, sahibi ile diğer potansiyel kullanıcıları arasında el değiştirebilir. Örneğin, evde bulunan bir silah, eve giren bir hırsız tarafından çalınabilir ve o silah sokakta başkalarının hayatını her an tehdit eden ve her an birilerinin hayatına son verecek hale gelir. Ya da, babanın av tüfeği, buluğ çağındaki oğlunun ya da kızının elinde kazayla patlayabilir veya bir intihar aleti olarak onların hayatına son verebilir. Alkollü bir adamın elinde, trafikte rasgele patlayan ya da evde eşine, çocuklarına çevrilmiş ve hatta patlamış olabilir. Silah her şekilde son derece ölümcüldür. Hangi duyguyla kullanılıyor olurlarsa olsunlar, yalnızca öldürürler.