Son günler Başbakan'nın hitabetindeki "Erozyon" konuşulsa da,biz yine de "aklıselim" davranarak karşılık vermemliyiz ve ağzımızı bozmamalıyız. Çünkü insanları birbirine bağlayan tatlı dil-güleryüzdür. Aynı zamanda ülkemizin en önemli makamlarında görev yapanlar,bunu bilmelidirler.
***
Bu arada sık sık "İleri Demokrasi","Millet iradesi","İnsan Hakları","Özgürlükler","Gayrisafi Milli Hasıla","Açılım","Bankalarımız","Hibeler","Avrupa kredileri","Kıbrıs","Avrupa Birliği","Ege sahanlığı","Dördün'cü Murat","İçki ve seks","Tıksırıncaya kadar içiyorlar","Füze kalkanı projesi","Duble yollar","Siz eşkiyamısınız?","Yargı,yürütme'nin eline mi geçiyor?","Dink cinayetinde Türkiye tazminat'a mahkum edildi","Kuveyt'te Tayyip Erdoğan'a üstün müslüman şahsiyet ödülü verildi","Otomobilde rekor satış","İstanbul Gümrük Başmüdür'ü dahil dört kişi tutuklandır","Hizbullah terör örgütü katilleri kaçtılar","İşsizlik travma yaratıyor","Erdoğan Yargı'nın verdiği kılık kıyafet kararına karşı çıktı","Cumhurbaşkan'ı Gül seçilmiş öğrenci guruplarıyla görüştü","Arena'da Başbakan Erdoğan protesto edildi","Polis,askerlikten muaf edildi","Şişli Başsavcılık'ı,Erdoğan'a staddaki protesto için soruşturma başlattı","Tunus'da yirmibeş yıllık ardından Mısır'da otuz yıllık yönetimler'e karşı halk ayaklandı"
***
Yukardaki satırlardan neyi anladığınızı bilmiyorum ama ne yazık ki ülkemizin kısa zaman dilimindeki manzarası ve bağlı olduğu konu ve sorunlar yanında gündeme oturanlar,havada uçuşan sözler.
İster Türkçe deyin! ister Farsça deyin! İster argo,ister hakaret,ister ülke sorunların çözülmüş diyebilirsiniz. Başbakan,Cumhurbaşkanı,Vatandaş ve de tüm Dünya kaos yaşıyor. Büyük bir travma içerisine girmiş küreselleşme içinde bocalıyor.
Ben sizi fazla üzmeden yazıp çizdiklerimin özetini siz değerli vatandaşlarımıza anlatayım: Yaklaşık on yıldır ülkemizi yöneten bir iktidar var. Ulusal ve uluslararası sorunlarımız ortada duruyor. Hiçbir'i çözülmüş değil. Önümüzde ki Haziran ayında seçimler var. Bu adaletsiz seçim sistemiyle iktidar olası bir beş yıl daha ülkeyi yönetti varsayalım;Bu arada bir beş yıl daha geçti. Sorunlarımız yine çözülmedi. İşsizlerimiz ve istikrar diyerek bastırılmış halk kitlelerimiz,öğrencilerimiz,esnafımız,çiftçimiz,memurumuz,yargımız,sokaktaki insanımız,"SUS PUS...!" çözüm yok!
Bu biriken sorunlar ve 73 milyona ulaşmış bir halk kitlesi var!
***
Bir tarafta yoksulluk sefalet içinde yaşayan gettolar oluşursa bir tarafta güvenlik sistemiyle oluşturulmuş toplu lüks siteler fakir fukara ve sefaleti görüp moral bozulmasın diye mahalleler arasında ayrım oluşturarak ceyranlı,dikenli teller çekilinceye kadar bir on yıl daha geçer. Yine adaletsiz seçim sistemiyle iktidar'a gelen AKP iktidarı ve üç çocukla da çoğalan nüfusu 100 milyon'a yaklaşan Türkiye;isyanı önlenemez bir yoksul kitleye ulaşirki,oy potansiyelini yüzde 80'e kadar yükselten AKP "mutlak bir hakimiyet"e ulaşır.
***
Şöyle bir düşünüyorum da;olası bir Şili,Tunus ve Mısırdaki halk ayaklanmalarında benzeyen bir durum ile karşılaşmayalım? ALLAH KORUSUN...!
Tek çare bir an önce önümüzdeki seçime giderken ADALETLİ ve HAKKANİYETLİ bir seçim sistemi hazırlanmalıdır.