Evet, üçüncü haftanın başından bu yana devam eden "Gezi Parkı eylemi" Pkk ya bile reva görülmeyen bir operasyonla dağıtıldı. Şimdiye kadar bağımsız kaynakların belirttiğine göre Polisin gazlı, sopa(jop)lı, tazyikli su ve panzerli müdahaleleriyle binlerce yaralı ve ölen gençlerin de olduğu bir tabloyla karşı karşıya kalındığı biliniyor.
Gezi Parkı, adı üstünde İstanbul'un ağaçlarının bol olduğu taksimdeki bir gezi alanı ve şehrin akciğeridir. İktidar, en merkezi yerlerden biri olması nedeniyle olacak ki; buraya devasa bir AVM yapmak istemekteydi. Halkın görgülü, bilgili, kül yutmayan kesimi ve de gençliği, aynen gelişmiş demokratik ülkelerdeki gibi burada yaşanacak doğa katliamına dur demek için ayağa kalktı. Bunu duyan İstanbul halkı Gezi Park'a sahip çıkmak için koştu. İstanbul sadece İstanbul halkının değildi elbet, Ülke ayağa kalktı. Başbakan eylemcilere onur kırıcı sözlerle birlikte sert çıkınca polis müdahalesiyle bildiğimiz gibi olaylar tırmandı ve tüm yurt çapına yayıldı.
Her merkezi ve kalabalıkların olduğu yerlere AVM kuruluyor. Açılımı; alışveriş merkezi olan bu yerler, ağırlık olarak, gelişmiş ülkelerin teknoloji ürünlerini satması için yüksek güvenlikli lüks pazar yerleridir. Bunlar aslında ülke sanayini dışa bağımlı hale getirirken, yerli ürünlere haksız rekabet oluşturmakta ve katma değeri yüksek malların satışıyla yabancı tröslerin ekmeğine yağ sürmekte, onların fabrikalarının daha bir çalışmasına hizmet etmektedir. Ülkemizdeki yabancı yatırımcılar, günden güne artan genç işsizlerimize çare olmamaktadır. Toplumsal huzursuzluk had safhaya gelirken, sosyo-ekonomik travma aile içi şiddet düzeyinde artmaktadır. Bu arada olaylardaki psikolojik tansiyonu olumsuz tetikleyen Başbakan'ın, zaten istim üstünde olan ve ekmeğini yediği halka karşı, antidemokratik tavır ve hakaretvari söylemleri dünyayı bile ayağa kaldırmıştır.
Bunları üzülerek söylüyoruz ki 10 yılda, dünya liginde hem bizden oldukça yararlanan uyanık kapitalist ülkeler, iktidarın yanlış politikaları sayesinde küreselleştiler ve palazlandılar. Ve bunlar AVM'ler sayesinde oluyor. Düşünün bir kere Gezi'deki kurulacak bir mahalle büyüklüğündeki AVM'yi!... Sanayimizin buradakilerle rekabet edecek katma değeri yüksek neyi var? İktidarın satarak bitiremediği ülke kaynaklarımızın ve topraklarımızın ve de Ulusal değerlerimizin dışında neyimiz var, gösterin de inanayım. Samsun'daki plazza'nın kapısına orası hakkında bir "özbilgi" yazılırsa, belki halk alışveriş yaptığı yer hakkında bilgi sahibi olur. Bunun yanında yediğimiz, içtiğimiz gıda ürünlerine "Helal gıda sertifikası" vermekle müslüman vatandaşımızın, haram yemesi ve haram kullanması önlenemez ve böyle şeyler de halkı aldatmaktan öteye gidemez. Aslında, yerli üretimden uzaklaşmak haramı ve sömürüyü getirir.
Dün babalar günüydü, Demokratik eylemde ölen gençlerin babalarının hüznünü yaşarken demokrasi adına bizim ocağımıza da ateş düştü. Onlar demokrasi neferi olarak anılacaklar. Başbakan'ın da çocukları sanırım babalar gününde hediye alırken, babalarıyla öğünç duyuyorlardır?!! Bundan sonraki yazılarıma elimden geldiği kadar çevreci ve hümanist duygular içinde yurtseverlik ruhuyla devam edeceğim.
Saygılarımla.