22 yıl süren bir askerlik hayatım var, en büyük şansım ,bağımsız bir görevle başlamamdı. Bir karakolda olması gereken her şey, silahlar, askerler, olaylar, yokluk, gelmeyen ihtiyaçlar, bitmeyen ihtiyaçlar. Ağır sorumluluk, çatışmalar, arızalar, en ihtiyaç duyulduğunda olmayan malzeme ve kendi yağınla kavrulmayı yaşayarak öğrenmek.
Sorumluluk omuzlarına bindiğinde orayı yaşıyorsun, orayla bütünleşiyor sun, artık evinde, yurdunda o karakol oluyor. Eğer yaptığınız işi severseniz başarıyı yakalarsınız, sevgi yoksa ardında başarı beklemek hayalden başka bir şey değildir.
Her hafta sonu merkezde bütün karakol komutanları toplanır, karakollarının ihtiyaçlarını dile getirir, alabileceği malzemeleri alır,alamadıklarını ihtiyaç olarak bildirir. Ertesi hafta yeni isteklerle gelinir, bir önce ki haftadan gelen malzemesi varsa onu alır ve kalanları takip etmezdi.
Ben ısrarla bir önce ki listemden ala bildiklerimi alır, alamadıkları mı yeni listeye eklerdim. O toplantılarda, kontrol edilen karakollarda çıkan eksikler dile getirilirken, her karakolun yapması gere kipte yapmadıklarını mutlaka not alırdım. Orada öğrendim başkalarının eksiklerini görerek kendimi tamamlamayı, başkalarının hatalarıyla kendimi düzeltmeyi.
22 yıl bu prensiple geçti,hiç başım ağrımadı, hatasız insan mutlaka olmaz ama ,hatam ortalamanın çok altında olurdu. Her hata yeni bir öğrenme idi benim için, böylece kişilikte disipline ediliyordu.
Başarının bir çok etkeni varken en büyük etkenlerden bir tanesi başkalarının hatalarını görüp ona göre planlama yapmaktan ve geçmişten ders almaktan geçmektedir.
İki gündür AKP'nin iktidarda uzun kalma nedeni nedir diye sorduğumda, bunun nedenini bilen de ,bilmek istemeyen de yazdı güzel bir ortam oldu.
Hiç yoktan meclisteki vekiller gibi kavga olmadı. Çocuksu kimse davranmadı.
AKP neden uzun zamandır iktidarda?
En büyük neden muhalefetin görevini yapmaması, eski sistem aynı gider değişmez tavrı, kendini yenileyememesi, her konuda iktidarın karşısında yer almak adına verilen mücadele ki hatalarını çok iyi değerlendirdi iktidar. Hiçbir zaman biz nerede hata yaptık diyerek halkın veya seçmenin karşısına çıkmadı, sürekli suçlayıcı ve saldırgan tavır, mesela anayasa görüşmelerindeki yaklaşım, kaç kişi bu davranışını olumlu karşıladı acaba?
Muhalefet kafayı kuma soktu,nasılsa oturmuş bir sistem var dedi ve değişime veya güncellemeye kendini kapattı.
Sonra neye sarıldı.
Yenilgisini halka mal edip hatasını halka koyun ve geri muamelesi yaparak kapatmaya çalıştı, Makarna ve Atatürk edebiyatı ile günü kurtarmanın peşine düştü.
Atatürk ülkenin bir değeridir. Siyaset en onu sahiplenmek Ataya yapılan en büyük ihanetti. Bu hata görülmedi, karşı tarafın poy verenleri suçlandı, iktidarı bir takım eylemlerle baskı altında tutmayı denedi ki, bilinmesi gereken yarın iktidar değişikliğinde aynı şeyleri yaşayacaklardı.
Ya iktidar;
İktidar çok şey yapmadı. Sosyal devletin yapması gerekeni yaptı, o sosyal devleti bu halk hiç görmediği için çok şey yapıldı sandı, aslında yıllar önce yapılması gerekenler yapılmıştı. Makarna, kömür edebiyatı yanlış bir edebiyattı.
Peki iktidar her şeyi doğru mu yaptı?
Yok eksikleri vardı. Yanlışları vardı, Değerler üzerine fazlasıyla gidildi, birden gidildi, o değerler üzerine gidilirken gündem oluşturuldu, halk doğru bildikleriyle yüzleşmeye başladı. İkilem içerisinde kaldı buna rağmen sosyal devletin yaptıklarından etkilendi ülke için istikrardan yana tavır takındı.
İktidar, izlediği politikaları deneme yanılma yöntemiyle düzeltmeye başladı, yapılması gerekenleri yapmaya soyunduğunda, gündemde ki tepkilere göre hareket etti. En basitinden bir Oslo süreci buna örnek verilebilinir. İmam hatip okulları üzerinde çok duruldu, okulun fazlalığı eğitim düzeyinin yükselmesini sağlamıyordu, hatta insanın yaptığı hatada daha kolay etiketlenmesine neden oluyordu.
Aynı olumsuz davranış 28 Şubat sürecinde yaşandı. Oradan hiç ders alınmadı, hatalar üzerinde devam edildi.
İktidarın en çok başını ağrıtacak olan olay, torpil konusu ve yandaşı koruma iç güdüsüdür. Bu halk bu topraklar üzerinde yaşayan herkes, o iktidarın koruması altındadır.
Kişiler gibi, kitleleri yönlendirenler de yaşanılanlardan, yanlışlarından, karşısında kilerin yanlışlarından örnek almalıdır.