Başlık, merhum Orhan Şaik Gökyay'ın bir kitabının adı. Kitapta, kendini allâme, herkesi cahil sanan bir kısım kalem erbabına verilen cevaplar bir araya getirilmiş. Bu yazımın konusu o kitap değil. Burada merhumu rahmetle anarak esas konumuza dönelim.
Mahalli gazetelerimizden birinde, yaklaşık bir ay kadar önce başlayan, köşe yazıları ve buna bağlı haberler zinciri dikkatimi çekti. Tülay Başaran Anadolu Lisesi ile ilgili haber ve yazılardı bunlar... Konuya yabancı değildim. Dört yıl öncesine kadar, ben de o okulun velilerinden biriydim. Köşe yazıları, haberlerin hangi amaçla yapıldığını belirtiyordu ama, haberler destursuz bağa girmenin açık ifadeleriydi.
10 Kasım 2008 tarihinde bir haber: Varan 1, Yangın çıkarsa ne olacak? Tülay Başaran Anadolu Lisesi'nin yangın merdiveni yok! Oysa, haber yapılmadan önce basit bir araştırma yapılsaydı, binanın iki merdiveni olduğu ve yapıldığı dönemde geçerli olan mevzuata göre, biribirinin alternatifi olabilecek durumdaki merdivenlerin yangın merdiveni olarak değerlendirilebileceği görülecekti. Yangın durumunda merdivenlerden birinin kullanılamaması halinde diğer merdiven kaçış yolu olarak kullanılabilecektir.
Ardından 11 Kasımda bir köşe yazısı... Yine aynı okulla ilgili... Yalnız, e-posta adresi dikkatimi çekti: Yazarın işyeri ile ilgili bir adres. Yani, yazının amacı belli... 12 Kasımda Varan 2 spotuyla bir haber daha: Yangın tüpleri de yenilenmemiş Haberdeki fotoğrafta, tüpün üzerindeki etikette okunabilen kontrol tarihi 26.12.2007.
Yangın tüplerinin, cinslerine göre, ne kadar sürelerde kontrol edilmesi gerektiği hususunda bilgim olmadığı için bu konuda kesin fikir beyan edemiyeceğim. Yalnız, haberler genel bir araştırma sonucu tüm okullar için yapılsaydı hiç kimsenin söyleyecek sözü olmazdı. Etik değerler de bunu gerektirir... Haberlerin noktasal adaklı olması üzerine ben de muhalifliğimin gereği sormadan edemiyorum: Yoksa, bu haberlerde birilerini susturma ya da, bir başka ifade ile, çıkar amacı mı güdülüyor?
14 Kasım'da bir başka yerel gazetede, konu ile ilgili olabileceğini düşündüğüm bir haber daha: Türkiye Muhtarlar Federasyonu Samsun Şubesi üyeleri, 10 yıl önce tahsis edilen yerlerinden çıkarılmak istenmelerine isyan etti. 15 Kasım'da, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sayın Aslan Karanfil'in aynı gazeteye, konu ile ilgili, yaptığı açıklama: Muhtarlara tahsis söz konusu değil. 10 yıl önce yapılan kiralamadır. Haberle ilgili fotoğrafta da, Türkiye Muhtarlar Derneği Samsun Şube Başkanlığı tabelası okunuyor. Yani bir dernek... Her derneğin tabi olduğu yasa ve kurallara tabi...
Konu ile ilgili köşe yazısı ve haberler devam ederken, Tülay Başaran Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği adına verilen bir ilan... İlan, Teşekkür ve Duyuru başlığını taşıyor... İlanda, okulun bodrum katında bulunan, Şehit Pilot Yüzbaşı Tunç Fidaner Sokak'a (eski adı Yan Sokak) cepheli dükkânlardaki kiracıların çıkarılarak, katın eğitim, öğretim, sosyal ve kültürel amaçlı olarak kullanılmak üzere okula tahsis edilmesi üzerine gelişen olaylar, okulla ilgili yapılan çalışmalar ve okulun ihtiyaçları belirtilerek, yapılanlarla ilgili emeği geçenlere teşekkür ediliyor.
Okul Aile Birliği'nin ilanı üzerine İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nce inceleme başlatıldığı haberini aldım. Elbette olacaktır. Devletin kuralları vardır ve bunlar uygulanacaktır. Yalnız, incelemenin, ilanın verilişiyle sınırlı kalmayıp, Okul Aile Birliği'nin iddiaları, okulun ihtiyaçları ve bunların giderilmesi için yapılan çalışmalarla ilgili olarak da genişletilmesi gerekir. Yanlış yapanın cezalandırılması gerektiği gibi, iyi işler yapanların taltif edilmeleri de çalışanları motive edecektir. Okulu en son ziyaretimde, şehir kanalizasyon hattının bodrum kattan geçtiği günlerde, bodrumdan rutubet ve kanalizasyon kokusu geliyordu. Yapılan çalışmalardan sonraki duruma da bakmak gerekir...Mehmet Büyükalbayrak