Devlet dairesinde iş yapmak istiyorsanız, müdürü aramayacaksınız!
Yaklaşık bir buçuk yıldır hasta yatağında yatmakta olan Nurettin ağabeyimiz, geçtiğimiz hafta rahmetli olunca, hepimiz belli görevler üstlenip, cenaze ile ilgili yapılması gerekenleri yapmaya başladık. Defin işlemini yapabilmek için gerekli olan defin kâğıdını, bağlı bulunduğu sağlık ocağından almak üzere Ziya ağabeyimiz, yanına bir başka köylümüzü de alarak sağlık ocağına gitti. Aradan iki saat geçince beni aradı, görevli doktorun bulunmadığını, o nedenle işin ertesi güne kaldığını söyleyince, tamam ziya ağabey sen gel dedim.
Buraya kadar yaşanılan olayı tahlil ettikten sonra, bundan sonraki yaşananları anlatacağım. merhum Nurettin ağabeyin ailesi, cenazenin Samsun"da defnedilmesini istediği için problem yoktu. Zira ertesi gün defnedileceğinden, defin kâğıdını ertesi gün almamızda mahsur yoktu. Ancak cenaze başka bir ile gitmesi gerekse idi ne yapılacaktı? Çok merak ettiğimden,İl Sağlık Müdürünü aradım ve dedim ki; Sayın müdür, öleceğimiz zaman sağlık ocağından veya doktorlardan randevu alarak mı ölmeliyiz? Bir defin kağıdı için insan ertesi güne bekletilir mi? Yoksa bir doktor, yerine bakan başka doktor yok mu? Böyle saçmalık olur mu deyince, ağabey telefonu kapat, az sonra işi halledip, sana döneceğim dedi. İşi halledemeyeceğini bildiğimden, sağlık memurluğu yapan Semih arkadaşımı aradım ve durumu anlattım. O da ağabey az bekle, yarım saat sonra doktor hanımla gelir, hallederim dedi. Ardından il sağlık müdürü aradı, ağabey maalesef o sağlık ocağında kimse yok yarına kaldı deyince, tamam müdür bey ben zaten senin halledemeyeceğini bildiğimden işimi çözdüm deyip, telefonu kapattım.
Aradan yarım saat geçmeden bizim Semih, yanında Doktor hanımla birlikte gelerek cenazenin kontrolünü yapıp, defin kâğıdımızı teslim ettiler, bizde rahatladık. Demek ki adamlık, amir olmayla olmuyor. Adamlık; dostlukla, fedakârlıkla ve beceri ile oluyor. Eskiden büyüklerimiz devlet dairesinde iş yapmak istiyorsan amirleri değil, memurları aramalısınız derlerdi. Ne kadar haklı olduklarını anladım. Düşünebiliyormusunuz bir ilin sağlık müdürü, ölen bir adama defin kağıdı alamıyor da, yarına kalsa olmaz mı diye soruyor! Aslında müdür iyi niyetli, ama alttaki memurlar işlerine nasıl gelirse onu yapıyorlar. Adam yerinde yoksa yerine bakan bir görevliyi aramak gibi bir dertleri yok! Alışmışlar bugün git, yarın gel demeye! İşin yoksa git, gel. Zavallı Ziya ağabeyin yaşı altmışın üzerinde, adam iki saat bekledikten sonra, işi halledemeyip dönünce içim sızladı, canım sıkıldı. Sağolsun Semih kardeşim çok kısa sürede kendi özel arabası ile doktor hanımı getirip, işi halletti. Demek ki dost kazanmak kadar güzel bir durum yokmuş.
Yirmibirinci yüzyılda yaşanan bu saçmalıklar bizden başka dünyanın hangi ülkesinde yaşanıyor diye merak ederseniz; Üçüncü dünya ülkelerinde yaşanıyor diyebilirim. Ne avrupada, ne amerikada böyle bir olayın yaşanmadığı bir gerçek. Bizde de yaşanmaması için yetkililerin tedbir almada geç kaldığı unutulmamalı. Bizim amirler, akşamları lokallerde oyun oynamaktan zaman bulabilirse, bu işlerede el atabileceklerini tahmin ediyorum. Hoşçakalın...