"Devletin imamları Kürt alimlerden ders almalı"!!!
Bu cümleleri söyleyen kişi;
Hâlen TBMM üyesi!
Utanmadan;
Maaşını cayır cayır alıyor;
Ama:
Ya var olacağız ya da çok acı günler yaşayacağız.
Bizi yok etmeye kimsenin gücü yetmez!
ama yeniden acı dolu günler yaşamak istemiyoruz"
diyebiliyor.
Güneydoğu'da bunların adı KCK!
Dindar halk ile AK Parti'nin arasını açacaklar!
Öteden beri hazırlanan sahte imamlar devrede!
'Kürdistan İmamlar Birliği' isimli illegal bir yapılanma
Bu zamana kadar 50 kadar Diyanet imamını şehit etmişler!
Nerede?
T. C. Sınırları içinde!
Burası Türkiye!
Burası 12 Haziran seçimlerine hazırlanıyor.
Başkent Ankara'da siyasi partilerimiz var.
Başka Başkentimiz yok!
Çünkü partiler Anayasanın güvencesi altındadır.
Bir anayasamız var;
Başka anayasamız yok!
Her siyasi partinin Genel Merkezi Ankara'da!
Başka yerde merkez olamaz.
Ama bir siyasi partimiz de var;
Ankara'da merkezi var; ama orada oturmuyor.
TBMM'den maaşını alıyor;
Ama uğramıyor!
Ya nerede oturuyor?
Bizim coğrafya kitaplarında Diyarbakır ama;
O siyasi partimizin
Demokratik Halk Kongresi'nin merkezi;
Amed!
Bizim Diyarbakır'ımızın adı yok!
Diyarbakır'ı silmişler;
Altına ne yazmışlar?
Amed yazmışlar.
Amed neresi?
Amed Başkent!
Kimin Başkenti?
Kürdistan'ın!
Adamlar resmen devletlerini de kurmuşlar;
Biz hâlâ belki akıllanırlar diye alttan alıyoruz.
Yahu zamanında merhum Erbakan Hoca:
Kanlı mı olur? Kansız mı?
Dedi de yer yerinden oynadı;
Bir siyasi parti kapatıldı.
Şimdi Amed ağırlıklı siyasi partimiz:
Mısır gibi mi olur, Suriye gibi mi bilinmez diyebiliyor.
Ancak bir statü kazanılacak
Ne pahasına olursa olsun savunulacaktır ekleyebiliyor.
Nerde Yargıtay Başsavcısı?
Nerede Abdurrahman YALÇINKAYA!
Nerde Sabih Kanadoğlu!
Bu T.C. Vatandaşları
TBMM milletvekilleri kendi Başkentlerinde:
"Devletleşen AKP diyorlar.
Kürt halkımıza yönelik
soykırım politikalarını devreye koydu diyorlar;
Kürt sorunu bitmiştir' dedi diyorlar.
halkımıza statüsüzlük dayatıyor diyorlar.
Neler diyorlar; neler!
Peki, ne istiyorlar?
Kürtlerin bu anlamda artık sabrı da bitmiştir,
tahammülü de.
Devletle olmuyorsa,
halkımız kendi demokrasisinin kuracak
kendi kurduğu bu sistem içinde yaşamasını bilecek kadar örgütlüdür.
Ne demek istiyor hâlen TBMM'den maaş alan bu kadın?
Biz artık devletimizi resmen açıklıyoruz.
Bu hükümetimiz
Yargıtay Başsavcımız ürkek mi?
Korkak mı? Nedir?
Bu kişileri savcılıklara
Emniyet müdürlüklerine çağıramıyorlar.
Hesap soramıyorlar.
Kimden korkuyorlar?
Son bir ayda yapılan askeri operasyonlardan;
30 can yitirilmiş olmaktan dem vuruyorlar.
bine yakın insanımız tutuklanmıştır diyorlar.
Demek ki büyük korkuları var.
KCK'ları vardı;
Bu eşkıya milletvekillerinin;
Müseyleme gibi ayrılıkçılık güdenlerin arkasında idiler.
KCK; PKK'nın üst yapılanmasıdır.
Seçim öncesi ülkede kaos ortamını fitilliyorlar.
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının yıldönümünde ateşe veriyorlar.
cemevlerini bombalayıp mezhep çatışması çıkarıyorlar.
parti binaları
kamu kuruluşları işgal edip yakıyorlar.
Eylemlerde ise madde bağımlısı küçük çocuklar kullanılıyor.
geçen araçları durdurarak, içindekilerden kimlik soruyorlar.
Suikast
saldırı
intihar
Serhildan
resmî kurumları işgal... tek hedefleri bu!
İşte bunun için T. C. Özel kuvvetleri sokaklarda;
Bu KCK çetelerine
o sahte imamlara göz açtırmıyor.
Ama milletvekili olmak isteyenlerin tek güvencesi KCK!
Hükümetimiz de bu adamlara
imamlara göz açtırmıyor.
Bu yüzden Kürt milletvekili adayları çok tedirgin!
Askeri operasyonlar da bu amaçla uygulanıyor.
Öte yandan Mehmetçik komutanları eskisi gibi değil!
Milli tankımızı yapan Başbakanımız üzerinde durduğu
Heronlarımız devrede! Kuş uçurtmuyorlar.
Sınırlardan geçen sineği bile görüntülüyor!
Bu yüzden sızan PKKlı 30 kişi öldürülmüş.
BDP siyasi partimiz bunlardan da tedirgin!
Bu durumda seçilememek korkusu yaşıyorlar.
Seçimlerden çekilebilmenin yolunu arıyorlar.
Önümüzdeki günler pek çok olaya gebe!