"Devletin memuru mahkum gibi yaşayamaz"

Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü'ne ait acil müdahale ekibinin bir konteynır içerisindeki yaşam savaşına ilişkin ilk tepki Büro Memur-Sen'den tepki geldi.

Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürü Ufuk Solmaz'ın gazetemize daha önce yaptığı açıklamasında, kendisine şu ana kadar yazılı bir talep gelmediğini belirterek, "Bizim yeterli ödeneğimiz var. Arkadaşların talebi üzerine gereken her şey yapılır" açıklamasına cevap gecikmedi. Açıklamaların ardından Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü'ne ait acil müdahale ekip amirliğindeki görevliler, daha önce müdürlüğe konu ile ilgili yazdıkları dilekçeleri gün yüzüne çıkardılar. Acil müdahale ekibi, daha önce 3 Temmuz 2009, 6 Temmuz 2009 ve 19 Ocak 2010 tarihinde olmak üzere konuyu yazılı olarak müdürlüğe bildirdiği dilekçelerde sorunlarını açık ve net bir şekilde aktarıyor.

SOLMAZ'IN "TALEP OLMADI" DEDİĞİ DİLEKÇE

Daha önce 3 Temmuz 2009 ve 6 Temmuz 2009 tarihlerindeki dilekçelerin yanı sıra Arama Kurtarma Teknisyeni İsmail Güngör 19 Ocak 2010 tarihinde Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğüne konteynırdaki olumsuzlukları anlatan bir dilekçe yazmıştı. Dilekçede yazanlar şu şekilde yer aldı: "19.01.2009 tarihli acil müdahale nöbetini tutmakta olduğumuz nöbet konteynırı yağmur yağması ile tavanından yağmur suyu akıtmakta ve çevredeki fareler konteynıra girmekte, nöbet konteynırı 5 kişilik insan sağlığına uygun değildir. Bu kusurlar altında acil müdahale nöbetini daha insansal ortamda tutulması hususunda..."

BÜRO MEMUR-SEN'DEN TEPKİ

Yine daha önce Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğünde yaşanan bu tarz olayları basın aracılığı ile kamuoyuna duyuran Büro Memur-Sen Samsun Şube Başkanlığı, tekrar bir basın açıklaması düzenleyerek konuyu yazılı olarak dile getirdi. Büro Memur-Sen Samsun Şube Başkanı Fevzi Gül, "Sendika Genel Merkezi'miz 7 Kasım 2009 tarihinde bu olayı internet sitemize taşımış ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü yetkililerine de sitede yayınlanan fotoğrafları bir cd halinde vermiş ve haberin sitede yayınlanması ardından da aylık olarak basılıp yayınlan dergilerimizde bu haberi yayımlamıştı" dedi.

GÜL: SOLMAZ, DAHA NEYİ BEKLİYOR ?

Gül ayrıca, "Sendika Genel Merkezi'mizce basılan dergi iş kolumuza bağlı tüm kamu kurum ve kuruşlarına dağıtıldığı gibi aynı zamanda haber bahsi geçen kurum temsilcine de bizzat gönderilmiştir. Hadi diyelim sayın kurum temsilcisi bu dergiyi almadı ve okumadı. Peki, bu haber genel merkezimizin sitesinde yayınlanır yayınlanmaz da Büro Memur-Sen Samsun Şubesi olarak da bu olayı basın aracılığı ile bu olayı tüm kamu olayı ile paylaşmıştık. Samsun yerel basının tamamında bu haberin yayınlandığını da mı görmedi? Hadi bunların da hiçbirini görmedi, ya bizim kurumda bulunan sendika panomuza astığımız gazete küpürlerini de mi görmedi? Ama ben özellikle dergimizdeki bu haberi gördüğünü ispatlarsam acaba sayın kurum temsilcisi ne yapacak? Bunu da çok merak ediyorum açıkçası. Ayrıca bir kurum temsilcisi bu konuda nasıl olur da yazılı talep bekler, bunu da bir türlü anlayabilmiş değilim. Ne yani fareler oradaki barakayı istila ettiğinde, sel su barakayı götürdüğünde personelden talep gelmez ise gerekli önlemleri almayacak mısınız?" şeklinde konuştu.

KONTEYNIR YOKLAR BARAKASI

Gül, daha önce İlkadım Stadı yanında bulunan Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü'ne ait acil müdahale ekibinin konteynırında yaşanan içler acısı durumu dile getirdiklerini söyledi. Gül, "Barakanın içinde fareler adeta cirit atıyor. Memurlar farelerin açtığı delikleri kapatmaya dahi yetişemiyor. Her yer delik deşik olmuş. Personelde mecburen duruma alışmış. Barakadaki sıkıntı bununla da sınırlı değil. Çatı delinmiş yağmur suyu içeri akıyor. Acıkıldığı zaman yemek yiyecek bir alanda yok. Gerçi yemek yiyecek bir ortam yok olsa da içeride bulunan tuvaletten gelen kokular personelde iştah bırakmıyor. Bu nasıl bir çalışma ortamı varın bu ortamı siz düşünün. Yani tam anlamıyla yoklar barakası" dedi.

Ercan ÜSLÜ


GENEL Haberleri