Bugün yine sizlere Tarihi Amisos Kenti’nde yaşanan hikâyelerden bahsedeceğiz. Hikâye kahramanımız Tarihi Amisos Kenti’nde yaşamış olan bir dilber; dilberin en önemli özelliği yaptığı tüm işlerde kadınlığını kullanarak herkesi istediği gibi yönetmekmiş. Ailesi gürcü, muhacir karşımından müteşekkil bir aile imiş. Prusya bölgesinden Amisos bölgesine göç eden aile Prusya kültürünün etkisiyle Tek Tanrılı Hanif Dini’ne mensup gibi gözükse de yaşam biçimi olarak kendilerine öyle bir yaşam biçimi seçmemiş. Avrupa’nın ve Prusya’nın yaşam biçimi olan Hanif Dini’nden uzak, sosyete kültürü ile yaşam biçimlerini sürdüren bir aile imiş. Dilber de bu ailenin kültürü İle yetişmiş, ar, hayâ, iffet fukarası, yaptığı her işte kadınlığını ve güzelliğini kullanarak erkekleri baştan çıkaran ahlaksız bir kadınmış. Kısa süreli bir evlilik yaptığı dönemlerde dahi başka erkeklerle düşüp kalkmaktan çekinmeyen Dilber, kendisi için esaret olarak gözüken evlilik müessesesinden ayrılıp dul bir dilber olarak hayatına devam etmiş. Dilberin en büyük sermayesi ferci( kadınlık organı) olup onunla baştan çıkaramadığı erkek, yuvasını yıkamadığı aile yokmuş, o nedenle de adı Ferciyle Herkesi Baştan Çıkaran Dilber olarak dillerden dillere destan olmuş.
Ferciyle her erkeği alt etmesini başaran dilber Amisos kentinde bir hekimin çalıştırmakta olduğu hususi müsteşfada reklam ve halkla ilişkiler işleriyle uğraştığı esnada evli ve ailesine bağlı olan Hayatın Adamı lakaplı düzgün insan Hususi Müsteşfanın sahibini yoldan çıkarıp adamın yuvasını yıkmış. Sadece bununla da kalmayıp güzelliği ile adamı cezbedip adamcağıza kazandığı paranın iki üç misli harcamalar yaptırmak suretiyle adamı iflas ettirmiş. Zavallı adam iflas ettikten sonra aklı başına gelmiş ama iş işten geçmiş. Hayatın Adamı lakaplı hekimin işini bitirdikten sonra onun kıçına tekmeyi vuran Dilberlerin Fendi lakaplı fahişe, adamın müsteşfasını sattırıp onu kapıya koydurmuş. Ancak ferciyle ve güzelliğiyle herkesi baştan çıkarmayı başaran Dilberlerin Fendi bu kez müsteşfayı satın alan Pontus İmparatorluğu’nun Soğanlı Dağları bölgesinden Amisos kentine gelen gurbetçilerin satın aldığı bu müsteşfada işine devam etmeyi de becerir.
Müsteşfayı yeni satın alan Soğanlı Dağlarının eteklerinden (bugünkü Gümüşhane Bayburt bölgesi) Amisos kentine gelen şeriklere de ferc verip kafaya alıyor ve tezgahını devam ettiriyor. Müsteşfayı satın alanlar da bu Dilberi bir şey zannedip her şeyi O’nun eline verip yönetici yapıyorlar. Dilber bir kaç yıl daha har vurup harman savuruyor ve sonunda onların da işini bitirip onları da sokağa koyuyor ama bu kez adamların giydikleri donlara varıncaya dek her şeylerine el konuluyor. Bu zavallılar da işi anlıyorlar ama iş işten yine geçmiş oluyor, Dilber ise yaklaşık on sene gününü gün ettikten sonra yeni aşklara yelken açmak üzere yollara çıkıyor.
Dilber ilk iş olarak Amisos Kenti’nin İmparatoru olan Tranociris lakaplı zürriyetsiz zatı muhteremi kafaya almak için uğraş veriyor. Bu konuda kendisine en büyük yardımı Tranociris’in özel kaleminde görevli olan bayan yapıyor ve Tranociris’le Dilberlerin Fendi’ni buluşturuyor. Tranociris’in yaşı yetmişe dayandığından erkeklik konusunda da ciddi sorunlar yaşamaya başladığından Dilberlerin Şahı O’na sağ gösterip sol vurma taktikleri yaparak O’nu kolayca ikna ediyor. Tranociris zaten bir şey yapacak durumda olmadığından Dilber biraz bakarak biraz da okşayarak işi halletmiş. Bu becerisinin sonunda da ödül olarak Amisos Kenti’ndeki ihtiyar heyetinin toparlanma ve Tranociris’e bağlılıklarını artırma organizasyonu işini üzerine almış. Almasına almış ama burada da işi kılıfına uydurmak için Fercverenler Cemiyeti diye bir cemiyetin başına Dilberlerin Fendi getirilip yaptığı işi sanki hayır hasenat işiymiş gibi kamufle edilerek olay ört bas edilmeye çalışılmış.
Dilber o kadar becerikliymiş ki Tranociris’in can düşmanı olan Botokslu ve bombok adamı da kadınlığını kullanarak yardımcısı Cin Ali’yi kafaya alıyor ve bu sayede Fercverenler Cemiyeti üzerinden onu da kafalayıp onu da haraca bağlıyor. Tüm bu yaptıklarını kamufle etmek için de Dilberin Fendi Etfali Nisa idarecisi pozisyonunda işleri yürütüyor. Sizin anlayacağınız Dilberin Fendi ferciyle Amisos Kenti’nde herkesi yenmeyi başarmış, ama tüm bu olup bitenlerin farkında olan Molla Kasım isimli bir muharrir olayı kaleme alıp Amisos Kenti halkıyla paylaşınca Dilberlerin Fendi’nin tüm numaralarını herkes öğrenmiş. Merak ettiğim nedir biliyor musunuz, acaba Dilberlerin Fendi Molla Kasım’ı da ferci ile imtihan etmeye kalksaydı O ne yapardı? İmtihanı geçip rahmetli Erbakan gibi “Hadi ordan, hadi ordan” mı derdi, yoksa mollanın birinin yaptığı gibi Dilber’e Müslüman aşısı yapmak üzere bismillah mı derdi? Bugünlük de bu kadar; kalın sağlıcakla.