İstiklal Marşı Derneği panellerinde, konferanslarında konuşulan ve yazılan mevzulardan bir derleme yapmam gerektiğini düşündüm. Çünkü okuduklarımı, gördüklerimi, izlenimlerimi duyduklarımı paylaşmak için burada bana bir köşe ayrılıyor. Zikredilen / zikredilmekte olan ve kendine mahsus duruşu, sarahate kavuşturan ifadelerden seçilmiştir.
İstiklal Marşı Derneği'nin diline doladığıdır:
-Türkiye'de insan olmanın, insanın şerefini temsil etmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor. Bu gerekliliği yerine getirmek için İstiklâl Marşı'nın 41 mısraında çok kolay nefes alabileceğimiz bir alan buluyoruz. Millet varlığı adına her şeyin yok olması tehlikesi karşısında, her şey yok olsa bile 'sen şuradan var olabilirsin' diyen bir beyanla mücehheziz.
-Dünyada iken aşağıda bir yerdeyiz. O halde 'niçin buradayız' diye sorduğumuzda bunun bir tek cevabı olabilir: 'Yükselmek için'. Düşük biri olmanın gereğini yerine getirmek için, daha aşağısı için gelmiş olamayız. Yani biz dünyaya cehenneme gitmenin yolunu bulmak için gelmedik.
-Ömrünü Türkiye'de tüketen insanlara vebayla kolera arasında tercih şartı getirdiler. Türkiye'de yaşıyorsan sıhhat yolunda bir tercih yapamıyorsun. Hep vebayı isteyenlerle kolerayı isteyenler aralarında tartışıp duruyor.'
-İstiklal Marşı Türk milletinin tarihten silinişi karşısında bir duruş ve bir ısrardır. İstiklâl Marşı atlanarak Türkiye hakkında hiçbir iyi şey düşünülemez. İstiklâl Marşı'nı atlayan herkes Türkiye hakkında kötü bir şey düşünüyordur.
-Nasıl Türk toprakları İstiklâl Harbi ile kâfirlerden kaçırılmış topraklar ise, İstiklâl Marşı da kâfirlerden kaçırılmış bir metindir. Cumhuriyet Türkiye'si bu gözü pek tutumun bir neticesidir.
-Türkiye hiçbir meselesini, trafik meselesi de dâhil olmak üzere, millî mutabakat temin etmeden çözemez. Biz İstiklâl Marşı’mızı millî mutabakat metnimiz olarak görüyoruz.
-İstiklâl Marşı, 'eğer Müslüman vasıflarına sadık kalırsa, Türk milleti tarihten silinmeyecek' diyor. Biz, 'ideolojimiz İstiklâl Marşı'nın ideolojisidir' diyor ve sual ediyoruz: 'Seninki ne?
-İstiklâl Marşı'nı kendine talimat kabul eden insanlar kâfirlerin Müslümanlar için hazırladıkları tuzaktan beri olurlar. İstiklâl Marşı, dünyada İslâm davasının omurgasıdır.
-İstiklâl Harbi, ‘bize Tanzimat’ta yutturulan, gayri müslimlerle eşit olma dolmasını kusuyoruz, biz gayri müslimlere olan üstünlüğümüzü alenen gösterip tekrar dünyaya kabul ettirmek istiyoruz' diyen insanların başarısıdır.
-Türkiye'de, İstiklâl Harbi’ni kaybedenler bir an pes etmedi, İstiklâl Harbi’ni kazananlar bir an söz sahibi olmadı.
-Bugün geldiğimiz noktada, İstiklâl Harbi'nin mağlupları, İstiklâl Harbi'nin kazanılmış olmasının pişmanlıkla anılmasına sebep olacak bir süreci başlattı.
-Bizim 'hak' konusunda kâfirlerin asla sarsamayacağı bir fikrimiz olmalı. 'Hak' hiçbir zaman dünyevî teçhizat değildir. 'Hak' uhrevî bir silahtır. Hakkın olduğu için mücehhez olmazsın; ama haklı olmaktan dolayı muarızlarını geriletecek bir gücü elinde bulunduruyorsun demektir.
-Hiçbir zaman haklı bir hareketin büyük sayıda destekçisi olmayacaktır. Senin ısrarcı oluşun, senin kavi oluşun konusunda bir genel anlayış uyandırabilirsen o zaman seni doğrudan desteklemeyeceklerdir ama senin muvaffak olacağın gün için de hazırlık yapacaklardır. Mühim olan belli sayıda insanların kendi zihni yeteneklerini esas alarak haklılıklarına sahip çıkmalarıdır.
Devam edecek...