Peygamberimiz; “Din nasihattir” buyurarak, inananların sürekli birbirlerini uyarmaları gerektiğinin işaret etmiştir. İyiliği emret, kötülükten de men etmek her Müslümanın diğer Müslüman üzerindeki sorumluluklarındandır. Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarını bildiren Peygamberimiz, bunlardan bir tanesinin de birbirlerine nasihat etmek olduğunu buyurmuştur.
Cemiyet halinde yaşayan insanlar, birbirleriyle sürekli ilişki ve iletişim halinde olurular. İster aynı inanç grubundan olsun, isterse farklı inanç ve düşünce sahibi olsunlar mutlaka birbirlerinden etkilenirler, komşuluk ve arkadaşlık oluştururlar. Cemiyet halinde yaşamayı ilke olarak sunan İslam dinin müntesipleri olan Müslümanlar için bu durum önemli bir sosyal eylem ve ameldir.
Ancak; birbirleriyle arkadaş ve komşu olan insanların zaman içinde bir takım dünyevi kaygılar nedeniyle aralarının açıldığı, birbirlerinin aleyhinde oldukları da bilinen ve görünen gerçeklerdendir.
İslam dini, insanlar arası ilişkilerin menfaat ve çıkar üzerinden değil, katkı ve yardım merkezli oluşturulmasını va’z etmektedir. Zira; çıkar merkezli kurulan ilişkiler zaman içerisinde şartların ortadan kalkmasıyla ya erir ya da bozulur. Bu nedenle de, çok iyi anlaşan iki arkadaşın birbirlerine düşmanca tavır sergilediklerine şahit olunur.
Genel bir kural olarak, birbirlerinden ayrılan ve uzaklaşan arkadaşlar için, birbirlerine düşmanlık yapmamaları tavsiye edilir. İki şeyi unutun ama iki şeyi unutmayın buyuran Allah Resulü; sizin başkasına yaptığınız kötülüğü unutmayın ama size yapılan kötülüğü unutun. Size başkasının yaptığı iyiliği unutmayın ama sizin başkasına yaptığınız iyiliği unutun buyurmak suretiyle. Bu konudaki temel prensibi bildirmiştir.
Bir nasihat olarak tavsiye ederiz ki;
Sizden uzaklaşan insanlara üzülmeyin, bırakın gitsinler. Onların sizi terk etmesi, size bir eksiklik getirmez. Sizden uzaklaşmaları, onların kötü olduğu anlamına da gelmez, böyle bir hükme de varmayın. Sizin yanınızda durmalarını gerektiren gerekçeleri bitmiştir ve dönüş yolculuğuna çıkmışlardır. Böylelerinin gelişine sevinmeyin, gidişine de üzülmeyin sakın !.
O gibiler, diğerleriyle olan ilişkilerini bir takım günlük hesaplar için yapmıştır, bu hesaplar bitince de başka hesapların peşine düşmüştürler. Bu durum; hayatın akışı içerisinde çok normaldir. Burada esas olan; onun sizin yanınıza neden yaklaştığını zamanında fark edip, edememenizdir. Dost zannedilmişse sonuç hüsran ama dünyevi hesaplar için yaklaştığı bilinmişse süreç ve sonuç normaldir. Bunu fark etmek de, Müslümanın basiret ve ferasetiyle yakından orantılıdır.
Ticarette, siyasette, idarede ve toplumsal hayatın her karesinde bu kural geçerlidir. Bunlara üzülmeyin ! Çünkü bazı insanlar geldiğinde güzellik getirir, bazıları da gittiğin de ortam güzelleşir. Kimse hayatınızdan gitmesin de uğraşmayın. Gitmek isteyen bir bahane buluyorsa, kalmak isteyen de bir yolunu bulur.
İlişkilerinizi Allah rızasına dayalı olarak yaparsanız süreç ve sonucunda her hangi bir olumsuzlukla karşılaşmazsınız. Eğer sizi rahatsız eden bir sorun ve durum ortaya çıkarsa, bilesiniz bu da sizin için bir imtihan vesilesidir ki, yine üzülmek değil sevinmek gerekir.