DİN VE SİYASET KARŞILAŞTIRMASI

Salih Parlak

Bugün; Samsun'dayım…

Hem ziyaret… hem ticaret derler ya…

Öyle bir şey…

Bizim halkımızı temsil eden;

Mezunlarımızla;

Pilav Günü'nde bir araya gelmek;

Kendi halkımızla buluşmak;

Bakalım ne kadar unutulmuşuz;

Veya ne kadar özlenir olmuşuz gibi;

Gizli bir anket yapmak;

Son kitabımız ve öncekiler…

Nasıl karşılanacak

Veya öncekilere karşı;

Duyulan öfke var mı?

Bir İmam olarak düşünmüyorum;

Mücadeleci…

Kendi dönemindeki;

Tutucu…

İdolojik davranan…

Gözü sadece kendi idollerini gören…

Diğerlerini ötekileştiren…

Sahabeye karşı insanüstü saygı duyan;

Kendisi yeniçağların insanı olmasına rağmen;

Sahabenin asrından bir türlü kopamayan;

Sahabe istememesine rağmen;

Çağlarötesinden dahi;

Sahabe karşısında elpençe;

İki büklüm kesilenlere karşı;

Dik duruş sergileyen…

“onlar o Çağda düşünen insanlar ise;

Biz de bu çağın düşünenleriyiz”

Diyecek kadar dik duran;

İmam A'zam Hazretlerinin mezhebinden;

Olarak;

hadisi inkar…

Veya küçümseme…

Veya benim Çarpıklığıma rağmen;

Makaslama ne haddime!

Ama;

Sırf sahabe öyle demiş;

Veya işlerine geldiğinden;

Sahabe demiş gibi göstererek;

İlle de kendi çağına gelmek istemeyen;

Yobazlara karşı;

Dikduruş sergilememi yadırgayanlar var mı?

İşte bugün;

Böyle bir gizli anket yapmak;

Kitaplarımın;

Daha çok ellere…

Gönüllere ulaşmasını sağlamak için;

Pilav Günü'ne katılmak için;

İstanbul'dan uzaklaştım.ana paraları;

Hiç nasip olmadı.

Ben 1969-1975 yılları arasında;

Beş yıl kendi öz vatanımda;

İlk öğretmenliğimi sergiledim.

İlk gözağrım o öğrencilerimdir.

Şimdi torun sahipleridirler.

O öğrencilerimden;

Sağolsunlar;

Devlet dairelerinde yararlanıyorum.

Göğsüm kabarıyor.

Ama kitaplarımı veremiyorum.

Özellikle bu son eserim konusunda;

Amacımız para ticareti yapmak değil;

Ama bu kitaplar eriyecek;

Erimeleri…

Elimden çıkmaları…

Depolarımdan boşalmaları;

Yegane arzumdur.

 “Hocam ver… okurum”

Diyorlar.

Para!?

Canın sağolsun…

Diyorlar.

bir hafta…

Onbeş gün sonra;

Yanlarına uğruyorum;

Kaç sayfa veya başlık okuduklarını;

Sınamak istiyorum;

Bakıyorum ki;

Havadan sudan bahsediyor;

Bizim kitaplarınkapağı bile açılmamış;

Demek ki unutulmuşuz;

Kitaplar satılacak;

Okunacak ve yorumlanacak;

Ailece sabah sohbetlerinde;

Okunacak…

Ders alınacak;

O zaman halkın kitabı olacaklar.

İşte biz onun için;

Bugün burada varız.

bu niyetle bu sayfayı açmışken;

gözüm Sabah Gazetesinden;

Mehmet Barlas'ın yazısına ilişti;

Diyor ki;

“Başbakan'ın ruh haletini;

Anlamaya çalışmak”…

Hepimiz sokaklara dökülüp;

Endişelerini… mutsuzluklarını…

Öfkelerini yürüyerek…

Durarak… tencere tava çalarak;

Eylemlerini şiddete dönüştüren…

Yakan yıkan… güdülen-kullanılan;

Vandallar!

“Millenium Kuşağı” olabilir mi?

Hayatı bunalımlarla dolu…

intiharla sonlanan Marilyn Monreo:

“Bir yıldız olmanın rüyasını görmek;

Yıldız olmaktan daha heyecan vericidir”

Demişti.

Ama biz inanmış insanlarız.

İntihar ne demek!

Daha büyük azimle;

“Yola devam”

Diyebilmekteyiz.

Diyelim ki ülkede Başbakan olmuşsunuz;

Yönetimini devraldığınız ülkenize;

Halka hizmet için;

İnanılmaz bir tempoyla çalışıyorsunuz;

Ülkeyi büyültüyor;

Alt ve üst yapıyı yeniliyor;

Ekonomiyi iflastan çıkartıp;

Gelişme sürecine taşıyorsunuz;

Dış dünyada “Hasta Adam” konumundan;

Sözü dinlenen…

Ağırlıklı bir ülke konumuna geliyor ülkeniz;

Kronik terörü aşmak için;

Büyük siyasi risk alıyorsunuz;

“Barış Süreci”ni başlatıyorsunuz.

Derken

Çabalarınızın takdir edilmesini beklediğiniz sırada;

Bir anda kitleler sokağa dökülüyor;

“bir problemin çözümüne beş dakika;

O problemi anlamaya 55 dakika harcarım” mı;

demeliydi?

“Sizin iktidarınızda servetimiz katlanarak arttı”

Diyen faiz lobisi TUSİAD'çıların;

 Ailece yurt dışına kaçışları;

Bankalarını da beraberlerinde götürme çabaları;

Neden?

İşte din ve siyaset manzaralarını siz karşılaştırın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.