Konumuza girmeden bir hususa değinmek istiyorum hükümetin belediyelere bağlı şirketlerdeki atamaları Başkandan alıp meclise vermesini yanlış buluyorum. Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmanız fevkalade yanlıştır. Bu millet başkana belediyeyi yönetme yetkisini vermiş ise izin verin de bağlı şirketlerini de yönetsin. Milletle inatlaşmanın sonucunu 23 Haziranda görmüş olmamıza rağmen hâlâ daha inatlaşmaya devam etmenin ne anlamı var anlamış değilim. AK Parti’nin gidişatını hiç doğru bulmuyorum. Hatada ısrar ediyorlar, sonuçlarını görmelerine rağmen sanki gözleri kapanmış hata yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Allah sonlarını hayır eylesin diyerek konumuza geçmek istiyorum.
Doğrusunu ararsanız bu insanları ciddiye alıp yazmamak lazım ancak hayatları boyunca onun bunun, vezirin, botokslunun kalemşörlüğünü ve yalamalığını yapmanın dışında en ufak bir şey yapmayan bazı yalamaların yazıp çizdiklerini görünce yazmadan edemiyorum. Normalde Mustafa başkan da bunları ciddiye alıp yazmamızdan rahatsız olduğunu biliyorum ama ben işimi yaptığımdan doğruları yazmak zorundayım. Bu şehirde tam 11 yıldan beri çetesinden, mafyasına, AK Partili bazı sahtekârlardan, hayvanlar âleminin mensuplarına varıncaya dek şehirdeki şer güçlere karşı mücadele verdik. Yaptığımız mücadelede 500’e yakın davamız oldu. Ceza aldıklarımız oldu, ceza verdirdiklerimiz oldu, tazminat ödedik, tazminat kazandık ama bu kutlu mücadeleden asla ve kat’a vazgeçmedik. Biz bu mücadelede bunca bedel öderken milletin yalamalığını yapmanın dışında hiç bir şey yapmayanlar şimdi olmuşlar böyyüük dava adamları, dürüst insanlar, halkın menfaatini koruyan insanlar da bizim haberimiz yok. Bu insanlar hiç utanmadan, sıkılmadan ve geriye dönüp yaptıklarına bakmadan yazabiliyorlar ya pes yani.
Bu şehirde yıllarca milletin parasını çiçek, böcek, süslemelere ve aslan heykellerine harcayan vezir hazretlerine animasyonlar, takvimler, TV programları adı altında işler yapıp Büyükşehir Belediyesini söğüşleyenler şimdi çıkıp dürüstlükten, adamlıktan bahsediyorlar ya helal olsun onlara. Botokslu siyasetçinin halkın paralarıyla çağırdığı ulusal gazetecilere ödediği paralardan tutun da bastırdığı binlerce fuzuli kitaplara ses çıkarmayanların şimdi tasarruftan dem vurmaları, insana ‘dinime söven bari Müslüman olsa’ sözünü söyletiyor. Adam gibi çıkıp ‘‘bizim yıllardır Büyükşehir’den veya ilçe belediyelerinden aldığımız paralar kesildi. Gazetelerimizin sayfalarını azaltmak zorunda kaldık, personel çıkardık, eski rahatımız bozuldu kurulu düzenimiz bozuldu, biz buna alışamadık, biz şimdiye kadar havada bulduk karada yedik, yapma Mustafa başkan bu düzenimizi bozma!’’ deselerdi hepimiz inanır, verin bunların mamalarını da sussunlar derdik. Ama çok namuslu adamlar gibi ‘‘gazetecilik mesleği doğruları yazmaktır, halkı aydınlatmaktır’’ palavralarına sığınmaları onları öyle gülünç duruma düşürüyor ki anlatamam.
Büyükşehir Belediyesi’nde bugüne kadar yapılan atamalarla ilgili sadece tek bir eleştirim var. Adı yüzde oncu bilmem kime çıkmış ve geçmişte bu konuda vukuatları bulunan birisini Büyükşehir’e almak yanlış oldu. Ayrıca aldığım bilgilere göre Necattin Demirtaş’a İlkadım’a gelmek için çok yalvarmış ama Necattin başkan kabul etmemiş. Böyle bir insanı Büyükşehir’e almak doğru olmadı. Onun dışında alınan Daire Başkanları fevkalade doğru icraatlar olmuştur. Ancak henüz alınmamış Genel Sekreter yardımcıları ve bazı Daire Başkanları var. Onların da mutlaka alınmaları gerekmekte. Bir de son bir yılda işe girip de hiçbir iş yapmayanların derhal sistemin dışına alınmaları gerekmekte. Zaten yıllardır Büyükşehir Belediyesi vezir hazretlerinin hoyratça harcamalarının yüzünden perişan olmuş. Şişirme personelle daha da perişan olmasının anlamı olmadığı kanaatindeyim.
SASKi’de genel müdür değişti, yaptığımız uyarılardan sonra genel müdürün gereğini yaptığını gördüm. Kendisine teşekkür ediyorum, burada üzerini çizmek istediğim bir konu var: SASKi ‘de yıllardır çalışmakta olan ve dava adamı olarak da bilinen Ali Erdoğan, Mustafa Köksal, Ahmet Kefe, Mustafa Bülent Şen gibi isimlerin de mutlaka değerlendirilmeleri gerektiği kanaatindeyim. Zira bu insanlar bu davaya gönül vermiş dürüst insanlar. Bugüne kadar değerlendirilmemiş olmalarının nedeni ya kökencilik temeline dayalı idarecilik mantığına uymadıklarından ya da dava adamı olduklarından… Değer verilmemiş insanlar bunlar, bu yönetim döneminde mağdur olmamaları ve gereken değerin verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Üzülerek ifade etmek gerekirse Büyükşehir Belediyesi Vehbi Gül’den sonra ilk kez mütedeyyin, inançlı, aile boyu İslami hassasiyeti olan bir başkan tarafından yönetilmekte. Benim için insanların şu veya bu partili olmaları hiç önemli değil. Önemli olan, yaşam biçimleri, aile yapıları ve sosyal hayattaki beraber oldukları insanlardır. Masonlarla, soroptimistlerle, papatyalarla düşüp kalkanlar benim için dava adamı olamaz. Umarım ve dilerim ki SASKi’de güzel bir yapılanmaya gidilir. Bu arada unuttuğum bir şeyi daha hatırlatmak isterim. Kültür Dairesi Başkanlığına İdris Akdin’in atanacağını öğrendim. İdris iyi bir Müslümandır, dergicilik ve sosyal faaliyet konusunda da beceriklidir ancak Kültür Dairesindeki entel dantellerle, sanatçılarla, sazcılarla baş edebilecek mi? onu bilemiyorum. Kendisine yeni görevinde başarılar dileyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.