Dinimiz İslam Dini
Elhamdülillah ki, Müslüman"ız.
Müslüman ülkede doğduk
Müslümanlığın gereklerini yapmakla emrolunduk.
Müslüman olmakla gurur duyuyoruz.
Benim gördüğüm ve bildiğim İslam farklı;
Ben diyorum ki,
Her Müslüman mümindir ama
Her mümin Müslüman değildir.
Yani herkes mümindir, ama Müslüman olmak özeldir.
Herkes mümin olur, ama Müslüman olmak çok zor!
Kur"an-ı Kerimde Hucurat Suresi var;
Hucurat Suresinin 14. Âyet-i kerimesi var;
Burada Eslemna kelimesi var.
Ben bu kelimeye:
İmanımı dışa yansıtan Müslüman olduk
Anlamını verdim.
Oysaki meallerde bu sözcüğün anlamı:
ancak biz Müslüman gözüktük biçimindedir.
Bu âyet-i kerimede iman-İslam karşılaştırması var.
Dinini seven;
Ancak gereği gibi amel edemeyen kişi;
Mümin mi? Müslüman mı?
Bu âyet-i kerimede buna cevap var:
Ben öyle yorum yapıyorum ki;
Herkes mümini olabilir;
Ancak Müslüman demek için çok çalışması lazım.
Normal inanan kişi, cennete girebilir ama;
Yedinci kata yükselmez.
Ama Müslüman kişi cennetin yedinci katında
veya altıncı katındadır.
Şimdi bu âyet-i kerimeye şu anlamı vermişler:
Bedevîler: "iman ettik" dediler.
De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak biz Müslüman gözüktük" deyin.
Çünkü iman henüz kalbinize girmemiştir.
Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz
O (Allah), amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez.
MÜ İlahiyat Fak. Öğrt Üyeleri
Aynı âyet-i kerimeye bizim verdiğimiz anlam şudur:
Kültürü kıt insanlar:
"Biz iman ettik" derler.
De ki:
"Siz iman etmediniz; ancak: dini dışa vuran Müslüman olduk, demelisiniz.
Şimdi iman henüz özünüze işlemedi.
Eğer Allah'a, dolayısıyla Resûlünün sünnetine saygılı olursanız
Allah sosyal etkinliklerinizden hiç eksiltmez.
İki yorum arasında ne fark var? derseniz.
Derim ki;
Üstteki ayette:
"Siz iman etmediniz. Ancak biz Müslüman gözüktük" deyin.
Yorumu varken;
Bizim mealimizde:
"Siz iman etmediniz; ancak: dini dışa vuran Müslüman olduk, demelisiniz.
Biçiminde verilmektedir.
Biz deriz ki;
İman etmek kolaydır;
Ama imanını dışa vurmak zordur.
İman nasıl dışa vurulur? derseniz;
Derim ki;
Eğer bir namaz, şeklen kılınıyorsa;
Elalem ne der? gibisinden korku içinde kılınırsa;
Herkesten korkularak
Herkesin emrettiği biçimde
Herkesin emrine ve görüşüne göre sadece
Eğilir kalkarsa
Kur"an okur; ama başının açık;
bacaklarının çıplak olmasına önem vermezse
sadece Kur"an okur ve tespih de çekerse
bu kişi mümindir; Müslüman değildir.
Ama bir de görürsünüz ki;
Namazını kılmak için özel kıyafeti zorunlu görürse;
Namazını sarıksız şalvarsız cübbesiz kılmazsa
Hanımıyla evlenmesinde örtünmüş olmayı
Din-iman konusunda özel dersler almış olmayı severse
Öyle bir hanımı bulmak için özel çaba gösterirse
Hanımının tam örtünmüş olarak namazını şart koşarsa
O adam Müslüman"dır;
Mümin olmayı aşmıştır.
Aşure çorbasını sadece sevap olduğu için pişirir;
Başkalarını da evine çağırmak;
Evinde dini toplantılar yapmayı;
Toplu Âmîn denmesini sakıncalı görürse;
Cübbe-sarıklı namaz kılanlara kızar, köpürürse
O insan mümindir; ama Müslüman
İşte biz Müslümanlığı;
İmanı dışa vurmak olarak değerlendirmekteyiz.
Oy vermek de iman-İslam karşılaştırmasında ölçüttür:
Dini ön plana çıkaran;
Dinin egemen olmasını arzu ederek oy kullanmak;
İslam Ortak Pazarını gerçekleştirecek olanlara oyunu vermek;
Çağdaşlaşmayı Avrupalı olmak değil de;
Asr-ı Saâdet çağını yaşatabilecekleri iktidar yapmak arzulayan kişi
Müslüman"dır.
Namaz kılmakla oy kullanma arasında ilişkiye öfke duyan da mümin
Âşûre çorbasını Haram Aylar kapsamında;
Barış sembolü olacak biçimde pişiren;
Âşûre çorbasını markalaştıran;
Gerilimci politikacıları Muharrem ayında iyileştirmeyi arzulayan Müslüman"dır.
Âşûre çorbasını, 31 Aralıkçılar ile savaş gören Müslüman"dır.
Hicri Yılbaşını Muharrem ayı boyunca yaşayan;
Her çorba toplantısına katılıp Toplu Âmîn demek için katılan Müslüman"dır.
31 Aralık akşamı mışıl mışıl uyuyan;
Sabahleyin gönül ferahlığıyla uyanan Müslüman"dır.
Milli piyangocuların haline ağlayan da Müslüman"dır.