Günümüz insanı, insanlık tarihinin hiç bir zamanında , bu günkü kadar ÇETİN imtihana tabi olmamıştır.
Geçmişte ÜMMET “Bir Peyganbere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi”olma ya istekli bir toplum olmamız, yaşantımızı kolaylaştırdığı gibi,ŞER diye nitelendirilen,
(Fert ve Toplum için kötü şeyler) fiillerden, ferdi, aileyi, toplumu ve tüm millet korumuş ve muhafaza etmiştir.
MANEVİ-ÖRF-ADET ve GELENEK’LERİNİ koruyan, kendine has şahsiyeti ile, Tarihe ALTIN SAYFALAR yazdıran, Efendi bir millet, Güçlü ve KENDİ KARARLARINI, KENDİ VEREBİLEN İRADEYE SAHİP OLABİLEN, bir durumda iken, Dış düşmanların yanı sıra, içteki düşmanların asırları aşkın, YIKMA İHANET ve ENTRİKALARINA dayanamayarak SEVR denilen, ganimet elde etme sarasına tutulmuş,batılı EMPERYALİST devletlerin , TÜRK MİLLETİNİ YOK ETME PLANLARI, EYLEM OLARAK BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ve İSTİKLAL HARBİN’de görülmüştür.
Bu tarihi serüven içinde, Atalarımızın maruz kaldığı katliamlar , bu toprakların her karışını TÜRK KANI ile yoğurarak VATAN haline getirmiştir.
1920 li yılların İngiliz Hariciye Bakanı Lord Curson’un tespiti ile;” Osmanlılar, Kur’ana olan inançlarından dolayı,Teb’a olarak, Devlet idarecilerine sayğılı, emirlere itaat eden, Hak ve Hukuk noktasında birbirlerini koruyan, Haram lara el atmıyan, Suç işlemeyen, Toplum düzenini bozan, İçki,Kumar, Zina, Faizcilik, Tefecilik,Hırsızlık ve tenbellik yapmayan, SAVAŞLARA dügüne ve Şenliğe gider gibi, Anaların YA ŞEHİT OL, YA GAZİ ninnisi ile evlat yetiştiren, İdarecilerin Tebaya karşı evlatları gibi muamede bulunduğu, Hak ve Hukuk’u Allah’ın ADİL sıfatının temsilcileri olarak tatbik ettikleri, yanlarında kimse olmasa bile, Yüce Yaratan tarafından daima KİRAMEN KATİPLERİ’ yle görüp gözetildiklerini, Haramdan daima uzak duran, bir anlayışın İSLÂM’ın ortaya çıkardığı bir milletle, Bin yıla yakın savaşlar yaptık. Bu İNANÇ ‘larından dolayı onları bir türlü yenemedik. Şim di ise bu İNANCI onlardan alacak, onları manasını anlamadıkları bir DİN (Taklidi ) e sokacağız. “
Derken, Tarihin serüveni içinde, Nereden, nerelere geldiğimizi Dün ve bugün’ün resimlerine baktığımızda tezatları, birbirine zıtlıkları görerek, artık hayret te etmiyoruz !.
Yüz yılı yakın bir zamandır, SUFYANİT oyunları ile, bastırılan, Şeytani telkin ve teşvikler ile, kötülüklere alıştırılan millleltimiz, artık ZİNCİRLERİ KIRMIŞTIR. Bu İLAHİ BİR LUTUFTUR. Bir plan ve program dahilinde yapılacak bir iş değildir. İslâmiyetin yeniden milletimiz gölnünde neş’u nema bulması, bu yolda idarecilerin zuhur etmesi, Milleti bu yola sevk etmesi, Orduların yapamıyacağı, Kafirlerin beceremiyeceği bir iştir. HAK GELMİŞ, BATIL ZAİL OLMUŞTUR.