Diyabette beslenme önerileri

Büyük Anadolu Meydan Hastanesi Diyetisyeni Elanur Yılmaz, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla, diyabet hastalarına beslenme konusunda önerilerde bulundu.

Diyabet hastalığına dikkat çekmek ve diyabet hakkında farkındalığı artırmak amacıyla 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak değerlendirilmektedir. Diyabet konusunda toplumda farkındalığın arttırılması ve konunun öneminin vurgulanması amacıyla Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu'nun (IDF) öncülük ettiği, tıp tarihinde bu güne kadar üretilmiş olan en değerli molekülü "İnsulin Hormonu"nu bulan Frederick Banting'in doğum günü olan 14 Kasım, Diyabet Günü olarak tüm dünyada her yıl belirlenen değişik tema ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

 

Büyük Anadolu Hastaneleri olarak her zaman diyabetli insanların, diyabet konusunda bilgi sahibi olmaları amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendiğini ve gerekli bilgi ve açıklamaların yapıldığını belirten Diyetisyeni Elanur Yılmaz, "Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya etkinliğinin azalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Besinler tüketildikten sonra parçalanarak şekere dönüşür ve kana geçer. Sağlıklı bireylerde, kana geçen şeker (glikoz), enerji sağlayabilmek için insülin hormonu yardımıyla hücrelere taşınır. Diyabetli kişilerde ise insülin eksik veya etkisiz olduğu için şeker hücrelere giremez ve kanda miktarı yükselir. Tip 1 Diyabet: Bu tip diyabette insülin çok azdır yada hiç yoktur. Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkar. Günlük olarak insülinin dışardan alınması gerekir. Tip 2 Diyabet: İnsülin salgılanır fakat etkinliğini gösteremez. Genetik, 40 yaş üstünde olanlar, 4 kg üzerinde çocuk doğuran kadınlar, şişmanlık, uzun süre ilaç kullanımı (diüretik, kortikosteroid), enfeksiyonlar ve bazı pankreas hastalıkları tip 2 diyabetin ortaya çıkma olasılığını artırır. Gestasyonel diyabet: Hamilelik döneminde oluşan ve genellikle hamilelik bitiminde sonlanan geçici bir diyabet çeşididir. Bu kişilerin ileride diyabet olma riski yüksektir."

 

Kısa bir şekilde diyebetti tanımlayan Büyük Anadolu Meydan Hastanesi Diyetisyeni Elanur Yılmaz, beslenme konusunda ise "ne yemeliyiz? Nasıl beslenmeliyiz?" sorunun yanıtlarını verdi: "Azar azar ve sık sık beslenilmelidir. Günde 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde beslenilmesi önerilir. Kesinlikle öğün atlanmamalıdır. Öğün atlanması bir sonraki öğünde daha fazla besin tüketilerek daha fazla enerji alınmasına ve buna bağlı olarak kan  şekerinin fazla yükselmesine neden olur. Bu nedenle her gün düzenli olarak aynı saatte benzer içerikli öğünler tüketilmelidir. Uzun süre aç kalınmamalıdır.

Ara öğünlerde karbonhidrat kaynaklı yiyeceklerin yanında protein ya da yağ kaynaklı besinler tüketilmelidir. Örneğin: meyve-ayran, fındık ceviz- kuru meyve, peynir- ekmek.

Posalı yiyecekler tercih edilmelidir. Posa içeriği yüksek olan besinler: Nohut, mercimek, kuru fasulye gibi kuru baklagiller▪ Tam tahıllı ekmek, tam buğdaylı ekmek, kepekli ekmek, çavdarlı ekmek, yulaflı ekmek▪ 

Sebzeler ve meyveler, Kaymak, krema gibi aşırı yağlı besinler, yağlı etler, yağda kızartılmış besinler tüketilmemelidir.

Reçel, marmelat, pekmez, çikolata, dondurma, helva, kek, pasta ve tatlı gibi şeker ve şeker içeren besinler tüketilmemelidir.

Meyveleri tüketirken porsiyon ölçüsüne dikkat edilmesi gerekmektedir. Tek bir seferde fazla miktarda meyve tüketilmemelidir. Meyve tüketimi gün içerisinde az miktarlarda  2-3 kez olabilir. Kabuklu yenilebilen meyveler kabuklarıyla beraber tüketilmelidir. Sabah aç karına meyve yenmemelidir.

Patates, havuç, bezelye, muz, kuru üzüm gibi glisemik indeksi yüksek besinler çok fazla tercih edilmemelidir.

Makarna, pilav, dolmalar, börek, pide, gibi karbonhidrat içeriği yüksek besinler çok fazla miktarlarda tüketilmemelidir. Posa tüketimini arttırmak ve kan şekerinin fazla yükselmesini engellemek için pilav ve makarna kepekli tüketilmelidir.  Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tüketilmesine özen gösterilmelidir.

Hamburger, cheeseburger,  kumpir, poğaça, açma, simit gibi hazır-hızlı yenebilen besinler fazla miktarlarda ve sıklıkla tüketilmemelidir.

Tatlandırıcı kullanılabilinir. Suni tatlandırıcılar yerine doğal tatlandırıcılar kullanmaya özen göstermelisiniz. Tatlandırıcıları ne miktarda, nasıl kullanmanız gerektiğini doktorunuzdan veya diyetisyeninizden öğrenebilirsiniz. Light ve/veya diyet ürün adı altında satılan her besin dikkatli tüketilmedir. Aşırı miktarlarda tüketilmemelidir. Bu ürünler tüketilmeden önce besin etiketi muhakkak okunmalıdır. Ana ve ara öğün tüketilirken besin örüntüsü göz önüne alınmalıdır. Ana öğünlerde sadece karbonhidratlı besinler değil proteinli besinler de muhakkak tüketilmelidir. Protein içeriği yüksek besinler: Et, tavuk, balık, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve kuru baklagiller.Karbonhidrat içeriği yüksek besinler: Pilav, makarna, ekmek, dolmalar, çorbalar, sebze ve meyveler. İçeriği bilinmeyen gıdalar tüketilmemelidir."

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri