Merhum üstadımız Mahir İz, “Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzden.” buyurmuş. Yani olaylarda başarısız olma nedenimiz yaptığımız usul hatalarından kaynaklanmakta demiş. Çok doğru bir ifade, insanlar konuşa konuşa hayvanlar ise koklaşa koklaşa anlaşırlar. Konuşmadan, bir araya gelmeden, meseleleri enine boyuna tartışmadan sonuç almak imkânsızdır. Bu minvalde yılın sonuna gelmemiz hasebiyle siyasi parti yöneticilerimiz ziyaretlerimize gelip eksiklerini, aksaklıklarını sorup fikir alışverişinde bulunuyorlar. Bu güzel bir diyalog, kendilerine teşekkür ediyorum. AK Parti ve MHP ile sürekli ilişkilerimiz oluyordu ancak CHP ve İYİ Parti’de bu konuda sıkıntı vardı. Halil Türk’ün il başkanlığından sonra CHP İl Başkanlığı adeta bizimle irtibatı kesmişti. Sağ olsun şimdiki CHP İl Başkanı Mehmet Özdağ Bey çok samimi bir biçimde basını ziyaret ediyor, eksiklerimiz varsa söyleyin diyor. Biz de bildiklerimizi kendileriyle paylaşıp dostane sohbetler yaparak yolcu ediyoruz. Aynı şekilde MHP İl Başkanı Burhan Mucur da geldi, geçtiğimiz bir yıllık süreci değerlendirdik, gayet samimi bir ortamda sohbet ettik. Daha önce AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse Bey gelmişti, onunla da hasbihal etmiştik. Bu görüşmelerin şöyle bir yararı oluyor; her iki taraf birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı yakalayıp ona göre yazıp çizme veya fikir beyan etme imkânı buluyor.
Milletvekillerinde de durum aynı. Ak Partili vekillerin çoğuyla sohbet edip hal hatır soruyoruz, vatandaşın sıkıntısı olunca iletiyoruz, onlar da sağ olsunlar ellerinden geldiğince çare olmaya çalışıyorlar. MHP’nin tek vekili var, adamı şehirde ne tanıyan ne bilen var. Allah kuluna gidip selam vermemiş, hal hatır sormamış, insanların dertleri nedir diye sormamış bir vekil. Devlet Bahçeli çok seviyorsa alsın Ankara’dan vekil yapsın. Bu şehre en ufak bir katkısı olduğunu ben şahsen görmedim, gören varsa Allah rızası için söylesin de bilelim. CHP’nin de tek vekili var, onu da kimse ne gördü ne tanıyor ne de biliyor. Gazi Devlet Hastanesinden TBMM’ye gitti, ara sıra çıkıp ötede beride şov yapmanın dışında kimsenin derdiyle dertlendiğini görmedik. Eski CHP vekilleri öyle miydi? Merhum İhsan Kalkavan parti ayırımı yapmaksızın herkesi ziyaret ederdi. Kemal Zeybek aynı şekilde hiç kimseyi ayırt etmeden arar sorar, sıkıntısı varsa koşardı. Haluk Koç hoca zaten bu işin duayeni ve adam gibi adamdı, herkesin işine koşmayı görev haline getirmişti. Neslihan Hanım ile ilgili bir kez köşe yazdım anında aradı konuştuk, halleştik. İYİ Partili Bedri Yaşar da çok sosyaldi, arar sorar ziyaret ederdi. Saadet Partisi vekili Mehmet Karaman da sağ olsun gelir, arar sorar, ziyaret eder. Vekil demek halkı, basını, STK’ları ziyaret eden seçilmiş insan demektir. Kimseyi arayıp sormayan siyasetçiler kesinlikle başarılı olamazlar.
Diyalogdan açılmışken şunu da ilave etmekte yarar görüyorum; bazı meslektaşlarımız sürekli aynı belediye başkanlarını gündeme getirip eleştirmekteler, oysaki onları arayıp konuşsalar belki de daha farklı bir durumla karşılaşacaklar. Örneğin Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel’i gündemlerinden düşürmeyen bazı basın mensuplarının dertlerinin asla işçi maaşları olmadığını çok iyi biliyorum. Onların derdi tamamen duygusal. Serhat Türkel seçimden sonra yazlık bir eve taşınmış, olabilir bunda ne var? Adam kirasını ödüyor mu siz ona bakın. İş maaşlara gelince elbette işçilerin maaşlarının tamamının ödenmesini hepimiz canı gönülden isteriz. Hayatım boyunca önce personel maaşları, vergiler, SGK primleri sonra da piyasa ödemeleri olmak üzere bir politikam vardır ama Atakum Belediyesinin adeta içinden geçilmiş, perişan bir hali var. Önce bunu kimler yaptı, suçlular kimlerdir onu tespit edip ondan sonra Serhat Türkel’e yüklenmek gerekmez mi? Yazı başlığımda da dediğim gibi diyalog olmadan hiçbir şey olmaz. Hiçbir belediye başkanı arayanlara cevap vermemezlik yapmaz. Arayın konuşun, sıkıntılarını öğrenin ondan sonra ne yazacaksanız yazın.
Son olarak bir konuya daha değinerek son vermek istiyorum. Büyükşehir Belediyesinin kentsel dönüşümle ilgili meclise getirdiği evraka 9 CHP’li üye ret oyu vermiş. Olayı biz dâhil bazı basın kuruluşları haber yapınca CHP açıklama yapmış. Açıklamada ret verdikleri evrakın İlkadım’daki kentsel dönüşümle alakası olmadığını belirtmişler. Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının 05/11/2O24 tarihli iki şehir plancısının imzasını taşıyan yazıda Büyükşehir’in sınırlarında kentsel dönüşüm yapılacak bölge belirtilmek suretiyle plan tadilatı meclise gelmiş. Bunda art niyet aramanın veya şu bölge bu bölge demenin anlamı yok. Kaçak yapılar ve doğal afetlerde yıkılması muhtemel bölgeler belli zaten. CHP’li arkadaşlar neden böyle bir karar aldılar anlamış değilim. Bu şehre çivi çakan kim olursa olsun başımızın üstünde taşırız, şu partilisi bu partilisi olmaz. Şehre hizmet noktasında herkesin elinden geleni yapması gerektiğinin altını tekrar çizerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.