Bazen olayların haber yapılış şeklini görünce gülmekten kendimi alamıyorum. İnsan bir şeyi yazıp çizerken azıcık gerçekçi olur, toplumu ahmak yerine koymaz. Neden böyle söylediğime gelince; son birkaç günden beri Telekom Bölge Müdürlüğünün Trabzon’a taşınması konusunda yapılan icraatlarla ilgili bazı gazetecilerin ‘bizim tepkimiz oldu da bu iş durdu’ yönündeki saçma sapan ifadelerini görünce kendimi gülmekten alamıyorum. Gazetecilerin haberleri, köşe yazıları elbette önemlidir ama sosyal paylaşım sayfalarından yazdıkları paylaşımları delil göstererek yok efendim bizim tepkimiz üzerine bu iş böyle oldu demek toplumu ahmak yerine koymak değil de nedir? Telekom Bölge Müdürlüğünün Samsun’dan Trabzon’a kaydırılması elbette kabul edilemez bir durum, buna bu şehirde yaşayan ben dâhil hiç kimsenin gönlü razı olmaz. Bu şehirde ekmek yiyip su içen, havasını teneffüs edip, ölüsünü dirisini bu topraklarda defneden herkes bu şehirlidir ve bu şehre aidiyet duygusu olan insandır. Bu gerçeği görmezden gelmek de insafsızlıktır. Kimse doğduğu yeri, anasını, babasını seçemez; bu doğa kanunudur. Kimseyi doğduğu yer nedeniyle muaheze etme hakkına sahip değiliz. Trabzon’da doğmuş ve hayatının on yıla yakın kısmı orada geçmiş birisi olarak şunu açık ve net belirtmek isterim ki değil Telekom Bölge Müdürlüğü hiçbir kamu kurumunun Samsun’dan başka bir ile gitmesini doğru bulmuyorum Ancak olaylara bakışımın da günlük politikalar doğrultusunda olmadığını belirtmek isterim. Burada üzerinde durulması gereken Telekom Bölge Müdürlüğünün Samsun’dan Trabzon’a gidip gitmemesinden ziyade Telekom idaresinin neden böyle bir karar alma gereği duyduğu ve Telekom’un ne durumda olduğudur.
Telekom, hükümet tarafından özelleştirildi, bu özelleştirme yapılırken muhalefet çok ciddi tepki gösterdi. Kimisi devletin gizliliğini deşifre ederler yabancılara güvenilmez dedi, kimisi bu adamlar bu parayı ödeyemezler içini boşaltırlar dedi ve haklı çıktı. Kimisi de devletin hakim hisseyi kendi uhdesinde kalması şartıyla özelleştirmeli dedi. Neticede Telekom özelleşti, Lübnanlı biri aldı. Önce Türk bankalardan yüklü kredi kullandı, ardından Türk Telekom’un malını mülkünü satıp banka kredilerini de ödemeksizin yaklaşık yirmi beş milyar dolar ülkemize zarar vererek çekti gitti. Şimdi Telekom bu büyük yarayı sarabilmek için küçülmeye, daralmaya ve ekonomisini çevirmeye çalışmakta. Bu arada cep telefonlarının yaygınlaşıp sabit telefonların kullanılmaması nedeniyle de Telekom, internet ağlarına kaldı. Mobil telefon şirketlerinin altyapı yatırımları ve rekabeti nedeniyle Telekom zor günler geçirmeye başlayınca personelinden ofisine her konuda tasarrufa gidince bölge müdürlüklerini birleştirip az adamla çok iş yapma politikaları üretmeye başladılar ve sonuç itibarı ile karşımıza böyle bir durum çıktı.
Peki sizce Telekom Bölge Müdürlüğünün Samsun’dan Trabzon’a kaydırılması tamamen iptal oldu mu? Bence olmadı. Çok değil altı ay sonra bu iş gerçekleştirilecek, içerden aldığım duyumlar da bu yönde. Bence taşınma işi iptal edilmemiş, bir süreliğine ertelenmiştir. Siyasetçilerin devreye girmesiyle yapılan ertelemenin uygun bir zamanda yapılacağı kanaatindeyim. İnşallah ben yanılırım ama aldığım duyumlar böyle. Telekom’da personel ücretleri yüksek, hele hele idari personelin ücretleri daha yüksek olduğundan böyle bir uygulamaya gidilmekte. Burada yapılması gereken şey Telekom’un içini doldurmaktır, onu da merkezi hükümet yapacak, taşrada kimsenin bir şey yapma şansı yok. Bu nedenledir ki konuyu değerlendirirken bu gerçekleri görmezlikten gelmemek lazım. Doğruları konuşmak zordur, kimsenin hoşuna gitmez ancak günlük politikalar üreterek yok benim yazdıklarım yüzünden vaz geçildi, yok şöyle yok böyle gibi saçma sapan söylemlerle bizim işimiz olamaz.
Bize şehir olarak en çok lazım olan şey nedir biliyor musunuz? İstihdamı artıracak yatırımlar yapacak hamlelere ihtiyacımız var. Şu da bir gerçek ki 1930’lu yılların şehir merkezlerinin nüfusuna bakınca Trabzon’un merkez nüfusu 24 bin, Samsun’un merkez nüfusu 30 bin. Demek ki Samsun çok güzel gelişmiş ve nüfus göçü almış, bu gelişmişliği daha ileriye taşıyabilmek için yapılması gereken neyse onu yapmaya çalışmalıyız. Bunu ırkçılık yaparak veya başka şehirlerden buraya taşınanlara düşmanlık yaparak değil, kardeşçe, el ele ve çalışarak yapmak zorunda olduğumuzu unutmayalım. Sözlerime son verirken internet sitemizden yapacağım konuşmamda andımız konusunu işleyeceğimi belirtmek isterim. Allah’a emanet olunuz.