Benim babaannem eski Çarşamba kadınlarındandır. Küçükken yaramazlık yapıp babaannemi kızdırdığımız zaman bize domuzun damadı derdi. Babaannemin en kötü ve en meşhur kelimesidir. Aradan yıllar geçti biz domuzun kızını bulamadık ama domuzun gribi geldi bizi buldu.
Bir zamanlar deli dana sonrasında Çin gribi bunuda yenmeyi başardık derken sars virüsü olmadı kuş gribi en sonunda kene belasıyla uğraştı bu ülkenin vefalı fertleri. Sıcakta kendini gösteren kırım kongo kanamalı ateşi yaz aylarını bizlere zehir etmiş, piknik kültürüyle büyüyen biz Türklere çayırı çimeni haram kılmıştır. Artık yorulduk önümüz kış tam rahatlarız demeye kalmadan bir domuz gribi salgını aldı başını gitti. Burnumuzun dibine kadar gelen bu salgından dolayı Türk milletinde gelenek olan öpüşmek ve tokalaşmaktan korkmaya başladık. Öpüşmenin ve tokalaşmanın yasak olmasına sebep olan bu virüsten nasıl kurtulacağımızı ne biz biliyoruz, ne de yetkililer. İşin asıl kötü tarafı bu öldürücü salgının ilacı olarak piyasaya gönderilen iğnelerin vurulup vurulmama tercihinden hangisinin daha tehlikeli olup olmadığını bilmememizdir. Bunlar yetmezmiş gibi okuldaki çocuklara mini referandum yapılıyor top yine ebeveynlere atılıyor. Malum ilacın bahse geçen hastalığı iğleştirmesinden çok yan etkileri tartışılmakta. Sağlık bakanlığınca hastanelerde dağıtılan bilgilendirme formlarına bakıldığında aşının kimlere yapılamayacağına ve aşının yan etkilerini görmekteyiz. Buna göre, aşı uygulanan yerde kızarıklık, hassasiyet ve şişlik oluşacak, baş, kas ve eklem ağrısı yaşanabilecek. Ateş, mide bulantısı, terleme, üşüme ve titreme ile lenf bezlerinde şişlik de yan etkiler arasında. Formda, çok nadiren görülebilecek korkutucu yan etkilere dair uyarılara da yer veriliyor. Ciddi allerjik reaksiyonlar, beyin dokusu, sinir, böbrek ve damar iltihabı, bilinç kaybı ve istemli kaslarda şiddetli ritmik kasılmalar, yüz felci ve solunum sistemi rahatsızlıkları bunlar arasında sayılıyor. Bilgilendirme formunda bizi rahatlatıcı cümlelerde kullanılmış; Bu ağır yan etkilerin, yıllardır kullanılan mevsimsel grip aşılarında da zaman zaman görüldüğü hatırlatılıyor. Domuz gribi aşılarında bu tür belirlenmiş yan etkilere şu ana kadar rastlanmadığı, sadece görülebileceği varsayımından yola çıkılarak bu uyarıların yapıldığı vurgulanıyor. Bu iyi niyetli bildiriye, sevinsek mi? Üzülsek mi? Bu ağır yan etkilerde kesin gelir bizi bulur. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"dan daha mı iyi bileceğiz başbakan vurulmuyorsa vardır bir bildiği. Her zamanki gibi yine kendi kendimizin doktoru olacağız anlaşılan. H1N1 belasına karşı kırmızıbiber, yoğurt, yeşil çay, sarımsak, mantar, bal, ceviz, patates vs gibi bağışıklık sistemini güçlü tutan besinlerle kendimizi müdafaa edeceğiz.
Ekmeğin aslanın ağzındayken midesine düştüğü Türkiye"de tekerlemeye dönen vurulalım mı vurulmayalım mı ikileminden sıkıldık. Geçim sıkıntısı, işsizlik, ekonomik kriz derken bide bu H1N1 belasının aşısının vurulalım mı vurulmayalım mı tartışması. Nedense hiç boş kalmıyoruz her zaman uğraşacağımız bir sıkıntı dert çıkıyor. İnsan psikolojisi buna nasıl dayanır bilmiyorum ama cefakar Türk milletinin başımıza musallat olan bu "domuzun gri bini"de atlatacağına canı gönülden inanıyorum. Saygılarımla