Dondurma

Maraş dondurmasını bir daha hayatta ağzıma sürmem. Bu kararım tadı iyi olmadığı için değil, dondurmayı satan vatandaşın vermeme isteğinde direnmesindendir.
Adam, kepçeye onlarca  kiloluk  dondurmayı takmış tozun toprağın içerisinde insanların arasında havada çeviriyor. Hijyenik durum eksi sıfır. Buna rağmen insanın içi çekiyor, başınıza gelecekleri düşünmeden ver bir külah diyorsunuz. Kepçenin uçuna taktığı dondurma dolu külahı size uzatıyor bir hamle yapıp almak istiyorsunuz, dondurmacının şovu o dakika başlıyor sanki herifçioğlu dondurmayı bedava verecekte işin zevkini çıkartıyor. Bu cebelleşme sırasında adamın size bir "aport oğlum" demediği kalıyor. Seyredenlerin gülen bakışları altında zaten bir acayip oluyorsunuz, iştah kalırsa alda ye o dondurmayı…
Bir de bu dondurma kazanlarının başında duran elemanların kıyafetleri çok ilginç, hangi yöreye ait olduğu bilinmeyen folklorik kıyafet olduğu iddia edilen, olmazsa olmazı kafaya kondurulan fes olan giysilerin dondurmayla bağlantısını çözebilmiş değilim…
Bazılarının tezgahlarında da asılı öküz çanları var, arada bir ellerindeki kepçeleriyle o çanlara vuruyorlar. Dondurma tezgahında öküz çanı, yöresi belli olmayan folklorik giysi, şov sergilenmeden alamadığın Maraş dondurması…
Bir daha yemem…
 
Tavuk…
Tavuk eti fiyatlarına da zam kapıdaymış, bu zam haberi en çok piknikçileri üzmüş. Bir piknik alanında yapılan söyleşide küskün çevaplar veriliyor. Bu cevaplardan bir tanesi de şöyle;  Mangal zevkimiz vardı, çok gördüler. Ne yapalım bundan böyle salata yapar yeriz…
Bu demektir ki, bundan böyle piknik alanları daha az dumanlı olacak, ormanlık alanlar daha az yangın tehlikesinde kalacak. En önemlisi de nefes almaya gidilen alanlarda et kokusunu daha az soluyacağız