göre, 24 Haziran’da da gazeteye koyulmuş. Yıllar geçer. Zaman, iyi veya kötü izler bırakarak hatta bizzat kişinin kendinde de o izlerin etkilerini bırakarak geçer; geçer gider… Gazetemde yayınlanan ilk yazımı tekrar sizlerle buluşturmayı düşündüm. Bugün olsa bu yazıyı mı gönderirdim; bilmiyorum. Fakat bildiğim şu, o gün nasıl ciddi bir heyecan içindeysem, her yazımda aynı hâlde olduğumdur. Hep birlikte bereketli ömürler geçirelim; inşallah…
ÖZENDİM
olmaya özendim
ölmeye yeltendim
suskun lisânda saklı kelime
denilmemiş olmak
istedim, dememiş olmak
denmemiş olmak
taş çatlatan sabırla
müthiş bir kelime
katında değerli, melek kanatları gibi
dosdoğru kuğu boynu eğriliğinde
olmak istedim, sabır taşı çatlatan
kelime
derme çatma cümlelerle bu yüzden
bu yüzden, çünkü sabırla toprak altında
dilimin altında bakla kurutarak
biriktirerek kelime
olmaya teşne, ölmeye amade
ateş olan o ağaç, hani Musa’ya konuşan
saklı, gizli, en gizli
biriken kelime
taşa kesilmişim
lal dillerle uyduruk
seslenen sana
sabrımtırak kelime
dişimi sıkıyorum
daralıyor canım
elimde sakat bir akıl
el edip duruyor kalbe
varken aklım
şiir deyip sığınmalıydım
yoksa, birikip duruyor
denmeye mahcup
kelime
olmaya özendim
ölmeye yeltendim