DOST KAZIĞI VE İKİ DERS...

Hasan Anayol

Tanıdıkla yeyin,için ama,sakın alışveriş yapmayın!.Pazarlıksız iş yaptırmayın.Sonra kalbinizden olursunuz.OMÜ öğretim üyesi ,Dostum Prof.Dr.Hüseyin Demir gibi “Kendim ettim,kendim buldum/Hırsımdan köpürdüm durdum..” türküsünü Ramazan boyu söyler durursunuz.

Geçenlerde medyada bir istatistik yayınlandı.Dünyanın en tembel ülkeler/insanları sıralamasında, dikkatinizi çekmiştir.Türkiye,-maaşallah- ortalarda yer almış.Yani yurdum insanı rahatına pek düşkünmüş! İmparatorluktan kalma bir alışkanlık;iki eli ensesinde, sırtı yerde, dizleri karnında , çınar gölgesinde yatmayı/keyif etmeyi severmiş.Çocukluğumda ,Büyük Camii avlusunda müşteri bekleyen ameleleri hatırlarım.Kara lastiklerinin altına tebeşirle yevmiyelerini yazarlardı;bu bile, her halükar da keyfe düşkün olduğumuzu göstermez mi?

Sanayi esnafı da aynı kafada.İş yok, diye kapı önünde tavla oynayanlara şahit olmuşsunuzdur. Oyunu yarım bırakmamak için gelen müşteriyi çırağa havale eden umursuzlara rastlamışsınızdır.

İşte ,bunlardan Hüseyin Demir Hoca'ya böylesi denk gelmiş!Geçen Atakum'daki sel felaketinde aracına sel suları girmiş,temizletip bakımını yaptırmak için sanayide,çok eski tanıdığı (X )ustaya gitmiş.Yapılacak iş konuşulmuş, pazarlık yapılmış,teslime randevu verilmiş.Nihayet o gün gelmiş. Hoca bir heves gidip baktığında bir de ne görsün! Arabanın normal iç/dış kaportası yıkanmış!!! Koltuklar,paspaslar leş gibi...

O manzara karşısında Hoca'yı hafakanlar basar.Usta'nın araçtan hiç haberdar olmadığı ortadadır. Araç ,yeniden temizlik ve bakıma alınır.Sıra ücret ödemesine gelir.Usta, hiç eğip bükmeden tam gaz Dost kazığını sivriltir!...İş ahlakı ,dostluk yerlerdedir...İş vermesen,başka birini tercih etsen, ayıp olacağı kesin.Hele bir de duysa, gönül koyar,ayıplar,dostluk,vefadan konu açılır,ama hiç dönüp aynaya bakmaz.

Özel iş,esnaf kesiminin hepsi mi böyle derseniz,istisnai durumuna az rastladım.İşi sürümcemede bırakan,mal sahibini canından bezdiren,peşinden koşturan,işi yarım bırakan,pazarlığa uygun iş yapmayan ,“beyaz yalanlarla”oyalayan çok usta gördüm günümüzde...Eskiden olmazdı,çıraklık ve kalfalığın bir iş ahlakı vardı.Öyle her önüne gelen tezgah kuramaz,mekan açamazdı.İş ahlakı olmayan yeni yetmelere iş verilmezdi.Ustayım demekle usta olunmaz;mutlaka mesleğin pirinden ,üstadından el alınır,”peştamal bağlanır” öyle bir baltaya sap olunurdu.Bugünkü gibi sapsız baltalık olmazdı.

Siz, siz olun iş yapacak ustayı araştırıp bulun.Önceden pazarlık edin ve “dostlar alışverişte görsün” hesabı mekanlardan uzak durun.Ha bu arada ,özel servislere işiniz düşerse de şanslı olmalısınız.

Aspratörü bozulan bir arkadaşımın başına gelmiş!Önceki olaydan farksız.Servise telefon eder.Bir kaç gün sonra tamiri için üçret belirlenir.Yenisi ile arasında çüz'i bir fark vardır.Arkadaşım, eskisini bırakıp,yenisi için ünlü bir marka ile anlaşılır.O servisten, iftara bir saat kala çıka gelirler.Eskisinin yerine, yenisi monte edilecektir.İş bu kadar basit.O da ne?Servis yetkilisi takamayacağını söyler. Sebep?Takım için belirlenen kriterler değişmiş.Aradan 15 sene geçmiş!Eskiden 60 cm'e takılı aspratör ,yenilenince 65 cm'e takılması gerekiyormuş! Motoru değişseymiş sorun yokmuş.Çıkanın yerine, yenisi olmazmış! Dolabın 5 cm'den kesilmesi gerekiyormuş!.Bırakıp gitmişler iftar üzeri...

Çaresiz arkadaşım takıvermiş yerine aspratörü.Kendisi makina mühendisidir.Bölge Müdürlüğünden emekli..Emrinde onlarca mühendis, teknisyen çalışmış.Teknik iş olduğu için kendisi becerebilmiş, servistekilere kalsa dolabı kesip doğrayacaklar...Bu tür absürt olaylar sağlıkta olmuyor değil.Yanlış tanıdan genç bir hastanın iç organlarını söküp almışlar..Bizim servisteki işgüzarlardan farkı ne?Onun için Dost kazığı yemeden, işin ehlini bulmadan böylesi olaylarla karşılaşabilirsiniz.Bu iki dostumun yaşadıkları ders olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.