Yazdıklarımın veya söylediklerimin arkasında durmayı seven bir insan olduğumdan, birkaç akşam önce Acem Tekkesi"ne Erdoğan Başkan"ı ziyarete gittim, yanında bizim kuyucubaşı vardı. Az sonra da İsmail Balcı geldi, Başkanım aç karnımızı doyurur musun deyince, bizim Nuri"ye talimat verip Kuymak yaptırdı bize, meğer Erdoğan Başkan başka bir yere davetliymiş, arkadaşları ona Balık ziyafeti çekmek üzere program yapmışlar. Ancak başkan nezaketinden bize söyleyemeyince, bizimle birlikte yemeğini yedi.
Sohbete başladıktan yarım saat sonra Başkan"ın telefonu çalıp, konuşmaya başlayınca, durumu anladık. Ancak yapacak fazla birşey yoktu, telefondan arayan arkadaş, başkanı tekrar davet edince, başkan bizden bahsederek, misafirlerim var gelemem dedi. Misafirlerinin kim olduğunu soran arkadaş bizim olduğumuzu öğrenince bizi de davet etti, hep birlikte sahibi olduğu mekana gidince genç kardeşlerimizden oluşan bir ekibin her hafta bir araya gelip, sohbet ettiğini, Erdoğan Başkan"ın da bu arkadaşların toplantılarına katıldığını öğrendik. Katılımcı arkadaşların büyük bölümü tanıdık simalar, iş adamları ve siyasetçilerdi.
Katıldığım toplantıların genel gündem soruları köşe yazılarım ve yazılardaki şahsiyetler olduğunu bildiğimden, aynı soruların bu mecliste de sorulacağından gayet emindim. Enden, yemenden bazı konuşmaların ardından, ortam samimileşip, herkes soru sorma moduna geçebilecek bir ortam oluşunca, ilk soru genç mühendis arkadaşımızdan geldi, hayvanlar alemi ile ilgili neden yazdığımı, yazılarımı sürekli takip ettiğini, esasta haklı ancak usulde hatalı olduğumu, daha yumuşak bir üslup kullanmamın daha doğru olacağını söyledi. Yazılarımda da belirttiğim gibi hakkında yazı yazdığım kişiler bana göre topluma mal olmuş veya olmaya aday olan kişilerdir, bu insanların gerçek yüzünü toplum tanıyıp, ona göre karar vermeli. Bir kişi özde yanlış adam olup, sözde dürüst gibi gözüküyor ise bunu insanlar bilmiyorsa siz bildiğiniz halde söylemiyorsanız, haksızlık karşısında susmuş olursunuz, bu da çok yanlış bir davranıştır. İnsanlarla dün veya bugün birlikte olmak onların doğru adam olduğu anlamını taşımaz, kusursuz dost arayan dostsuz kalır. Bu kusur ne zaman toplumu rahatsız edecek boyuta ulaşır veya toplumsal bir görev almaya talip olunur işte o zaman insanları aydınlatmak işin gereğidir.
Üsluba sıra gelince her yiğidin yoğurt yiyişi vardır. Hiç unutmuyorum eskiden Ramazan aylarında namaz kılmak için Ceza evinde Ahmet Kısa hoca"nın camisine giden cemaate bazıları kızıp, orada namaz olmaz hoca efendi çok çabuk kıldırıyor diyenlere, Ahmet hoca; Kardeşim biz insanları zorla namaza getirmiyoruz, Büyük Camide teravih namazı hatimle kılınıyor, isteyen oraya gidip, namazını daha ihlaslı kılabilir, ancak görüyorsunuz ki bizim cami tıklım, tıklım yer yok, bu vatandaşın tercihi isteyen istediği yere gider. Şimdi ben de diyorum ki üslubumuzu beğenmeyen elbette olacaktır, benim dışımda yazı yazan bir sürü yazar var isteyen onları okuyabilir. Benim tarzım bu, bu yaşımdan sonra tarzımı değiştirme imkanım yok.
Gazeteci olduktan sonra dost bulma meselesine gelince önceden bulduğum dostlardan daha düzgün insanları bulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Zira benimle arkadaşlık yapacak adam kendinden emin, yanlışı olmayan adam olmalı ki benimle arkadaşlık yapsın, aksi halde başına geleceği bilir. Şimdiki dostlarım eskilerine göre elli kez yıkanmış insanlar, içleri ile dışları bir, samimi dostlar. Hani Kur"anı Kerim"de Biz ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkartırız buyruluyor ya, demek ki her olumsuzluktan bir olumlu olayın çıktığı bir gerçek, bizim de son iki yılda yaşadığımız olumsuzluklar bize güçlü bir gazete ile adam gibi dostlar kazandırdı. Ne mutlu bize.
Siz değerli okurlarıma önümüzdeki günlerde güzel haberler sunacağım. Erbakan Hoca"nın dediği gulü, gulü dansları yakında başlıyor haberiniz olsun. İyi pazarlar.
Dost meclisinde güzel bir gece
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.