Bir insanı gönülden sevmek, onun iyiliğini istemek, iyi ve kötü gününde yanında olmak ve ona yardımda bulunmak dostluktur. Aksi davranışları sergileyenler de düşmanlık oluşturur. Dostluk sevginin ilerlemiş halidir. Bu hal, sevilen ve seven insanlar arasında gerçekleşir. Dostluğun temelinde sevgi, paylaşma, kader ve keder birliği vardır. Dostluk anlayışına en güzel örnek ensar-muhacır kardeşliğidir. Dostluk, bu kardeşlikte en üst seviyede yansımasını bulmuştur. Peygamberimiz, kişinin dostunun dini üzere olduğunu, bu nedenle de kiminle dostluk kurulanacağının iyi düşünülmesi gerektiğini belirtmiş ve bu konuda biz ümmetine hatırlatmalarda bulunmuştur. İnsanın yaratılışında dostluk vardır. İçini dökmek, sırları paylaşmak, iyi ve kötü günde kader birliği yapmak insani bir ihtiyaçtır. Her birimizin zaman zaman teselliye, okşanmaya, takdir, tebrik ve teşvik edilmeye ihtiyacı vardır. Bunlar dostlar sayesinde gerçekleşebilir. Kur’an-ı Kerimde dostluk üzerinde çokça durulmuştur. Dost edinilecek ve edinilmeyecek insan tipleri belirtilmiş, inanan insanlarla dostluk teşvik edilmiş, inanmayanlarla da yasaklanmıştır. Dostluk gelip geçici değil sürekli olmalıdır. Menfaatlere, çıkar ilişkilerine, günlük hesaplara bağlı olarak kurulan dostluklar Kur’ani dostluklar değildir. Kur’an dostlukların uzun süreli ve kalıcı olması gerektiğini vurgulamaktadır. Dostluğun devamlı olması için, iyilik yapmanın, hoşgörülü ve sabırlı olmanın önemli olduğu Kur’anda belirtilmektedir. Samimi, inançlı ve ihlaslı dostların, insana dünyada olduğu gibi ahirette de faydası olacaktır. Müminleri dost edinen ahirette sevinecek, zalimleri dost edinen ise üzülecektir. Dostlar insanı vezir de eder rezil de eder. Bu nedenle Peygamberimiz hilekar dosttan Allaha sığınmıştır. Karakteristik özellikleri itibariyle üç tip dost vardır. Birincisi hakiki dosttur ki; kendisi için istediğini dostu için de ister. Dostunun başına gelen musibete üzülür. Onun derdi ile dertleşir. İyi ve kötü gününde birlikte olur. Peygamberimiz; “Arkadaşların hayırlısı arkadaşına faydalı olandır” buyurmuştur. Tercih edilecek dostluk budur. İkincisi menfaatlere dayalı dosttur ki, menfaati olduğu sürece dostluğu devam eder, sonra da dostluğu biter. Bu tip insanlar menfaatiyle dostturlar. Günlük hesapların peşindedirler. Hiç beklemediğimiz bir anda çok küçük menfaatlere satabilirler. Üçüncü tip dostluk ise hilekar dostluktur. Bu dostluk çok tehlikelidir. İnsana dost gibi görünür ama esasen düşmandır. Fırsat bulunca aleyhte konuşur, kusurları ve gizli halleri ifşa eder, güzellik ve iyilikleri de gizler. İkinci ve üçüncü tip olarak bahsettiğimiz insan türü ile dostluk kurulmamalıdır. Dost edinme konusunda Kur’an ve Hz. Peygamberin Sünneti bizim için rehber olmalıdır. Tövbekar olanlar, ibadet edenler, şükredenler, hamd edenler, sabredenler, oruç tutanlar, rüku edenler, secde yapanlar, doğruyu ve güzeli tavsiye edenler, kötülük ve çirkinliklerden uzaklaştıranlar, özünde, sözünde ve işinde doğru olanlar, fakir fukara, garip gurabanın hali ile ilgilenenler, ırzlarını ve iffetlerini muhafaza edenler, Allahı çokça zikredenler, boş sözlerden yüz çevirenler, emanetlere riayet edenler, dost edinilecek insan tipleridir. Bunlar aynı zamanda Allahın da dostlarıdır. Yüce Allah Kur’anda; gerçek dostun Allah ve Resulü olduğunu, namaz kılan, zekat veren ve Allaha boyun eğen insanlarla dostluk kurulabileceğini hatırlatmaktadır. Peygamberimiz; “Ancak müminleri dost edinin. Yemeğinizi de ancak muttaki insanlar yesin. Salih dost koku satan kimse gibidir. Bu kimsenin sana bir hayrı dokunmasa bile kokusu isabet eder. Kötü dost ise demirci körüğünü çeken kimse gibidir. Onun siyahlığından sana bir şey dokunmasa bile dumanı zarar verir” buyurmuştur. İslâmın dostluk kuralları; hizmet ve hürmetle şekillenmektedir ki, bu da ibadettir.