Her sözün, her nasihatin, her güzel eylemin amacı; iyi insan ve güzel toplum oluşturmak içindir. Kur’anı Kerim güzel ve iyi insanı; “Kamil Müm’in” olarak isimlendirmekte, özelliklerini de bildirmektedir. Gaybe iman, namaz kılmak, infakta bulunmak, geçmiş Peygamber ve kitaplara inanmak, ahirete iman etmek; gibi temel konular Kamil müminin özelliklerinden sayılmaktadır.
İyiliği emretmek, kötülüklerden de sakındırmak; müminin görevleri arasında sayılmış, Hz. Lokmanın oğluna vasiyetinde bu iki husus, Kur’anın da insanlığa hatırlattığı güzellikler arasında belirtilmiştir. Hz. Lokman oğluna vasiyetinde; “…Ey oğulcuğum ! İyiliği hatırlat, kötülükten sakındır…” vasiyetini yaparak, oğluna insanlara karşı sorumlu olduğu temel iki konuyu hatırlatmıştır.
Yüce Allah; elçisi olarak insanlığa görevlendirdiği Peygamberin görevini bildirirken; Onun güzel ahlak üzere olduğunu ve insanların O’nda kendileri için güzel ahlak örneği bulunduğunu Kur’ana konu etmiştir. Peygamberimiz de; güzel ahlakı tamamlamak için gönderildiğini belirterek, … Allahım yaratılışımı güzel eylediğin gibi ahlakımı da güzel eyle… diye dua etmiştir.
Cennet hatunu olarak isimleri zikredilen; Hz. Meryem, Hz. Asiye, Hz. Hatice, Hz. Fatıma; kadınlar arasında ahlak abidesi olarak bilinmektedir. Hz. Peygamberin rahle-i tedrisinden geçen ve sahabe olma şerefine nail olup, bu şerefin gururuyla hayatını sürdüren Peygamber arkadaşları; ahlaki güzellikleriyle tanınmaktadırlar.
Fıtrat üzere yaşayan, hak ve adaletle hüküm süren, Allaha itaati, kullara hizmeti, canlılara merhameti ilke edinip, bu hal üzere yaşamını sürdüren müminler; yaşadıkları toplum içerisinde itibar edilen ve hürmete layık kimseler olarak yer almaktadır. Sevilen ve güvenilen insan olmanın belirleyeni; ahlaklı olmalarıdır ki, bu tür insanlar “Allah Dostu” olarak tanımlanmaktadır.
“Sözün Özü”; her şey “Güzel Ahlak” içindir. İbadetler güzel ahlakın oluşmasına katkı sağlamaktadır. Her ibadet; Allah emrettiği için yapılır, her yasaktan da Allah yasakladığı için uzak durulmaktadır. Allah’ın emrettiği ibadetler kar ve zarar düşüncesiyle ihya edilmez ama her ibadetin ihyasında insanın faydasına sonuçlar vardır.
Ahirette de, dünyada da geçerli olan; güzel ahlak sahibi olmaktır. Kişinin kendi iç dünyasındaki güzelliği, ailesi ve etrafındakiler karşı tavrı; güzel ahlaka göre şekillendiğinde bireysel ve toplumsal güzellikler ortaya çıkmaktadır. Her güzellik ve güzelliğe vesile olan her kişi; duanın da muhatabıdır. Dua; insan için ibadetin iliği, kulluğun iksiridir.
“Sözün Özü”; dünya yaşamını ahiret sermayesine dönüştürmek için dua almak gerekir. Güzel ahlaklı olup, gereğinin yapıldığı bir yaşam tarzı da, duanın sermayesini oluşturmaktadır. 60-70 yıllık bir ömür yaşayıp da duayı hak edecek bir sonuç alınamamışsa, boşa geçen bir hayat yaşanmış olacaktır.
“Sözün Özü” güzel ahlak için yapılacak her güzel iş; ibadettir. Her ibadet ahiret için cennet sermayesi, günahların beraatidir. Ahlaki değerlerden uzak, insanların itibarının kazanılamadığı, hayırlı duaların alınmadığı bir hayat da “Sözün Bittiği Yer”dir. Maddi imkanlar elde etme yarışıyla geçen ve yığın yığın dünyalıkların elde edildiği bir hayat; “Sözün Bittiği Yer”dir.
Sözün Özü; dua almak ve iyi insan olmak, Mümin için en büyük nimettir.