Sevmediğim için ismini anmak istemediğim ilahiyatçı bir yazarın “Üç Muhammed” adlı eseri elime geçmişti. Eseri biraz inceleyince okumaya değecek ilmi nitelikleri olmadığı kanaatine varmıştım. Zira kitap ağırlıklı olarak felsefe, mantık ve mitolojik kavramlarla donatılarak yazılmıştı. Ancak kitabın ismi çok enteresandı. Üç Muhammed’den kasıt; birincisi İslam düşmanlarının anlattığı Hazreti Muhammed, ikincisi Müslümanların anlattığı Hazreti Muhammed, üçüncüsü ise yazarın anladığı veya Hazreti Muhammed’in kendisinin anlattığı Hazreti Muhammed idi. Olayın bütününe bakıldığında gerçekten İslam düşmanlarının anlattığı Hazreti Muhammed farklı bazı Müslüman ilim adamlarının abartarak anlattığı Hazreti Muhammed farklı. Hazreti Muhammed’in kendi söyledikleri ve yaşadıkları farklı bir Hazreti Muhammed ortaya koymakta. NUTUK’u okuduktan sonra aklıma bu kitabın verdiği mesaj geldi. Aynı şekilde Kemalistlerin anlattığı Atatürk farklı, Atatürk düşmanlarının anlattığı Atatürk farklı, Atatürk’ün kendi dilinden anlattığı Atatürk’ün çok daha farklı olduğunu müşahade etmiş durumdayım. Aklıma, ‘Acaba ben de Üç Atatürk diye bir kitap mı yazsam?’ diye geçmedi değil ama işlerin yoğunluğundan yazma fırsatım olmayacağı da bir gerçek.
Son günlerde Yargıtay’ın açılış merasiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diyanet işleri başkanını da beraberine alarak dua eşliğinde yeni binanın açılması ile ilgili çıkan yaygarayı gördükten sonra iyi ki NUTUK’u okumuşum dedim. Normalde köşe yazılarıma resim koyma alışkanlığım yoktur ancak olayın daha net anlaşılabilmesi ve tarihe not düşmek adına Atatürk’ün ilk TBMM’nin açılışı ile ilgili verdiği talimatları ve yapılanları NUTUK’tan belgeleri ile sizlere sunuyorum. Cumhurbaşkanını eleştirme noktasında ben de zaman zaman gerekeni yazıp çiziyorum. Adli yargısından eğitimine, sağlığından ekonomisine her türlü eleştirileri ben de yapıyorum ve yapanlara da saygı duyuyorum. Ancak konu inancım olunca orada akan sular durur. Dua, semavi beşeri tüm dinlerin ortak değeridir. Kimse bu değerlerle ilgili haddini aşamaz. Gerek Hırıstiyanlıkta gerek Musevilikte gerek Müslümanlıkta hatta ve hatta gerekse diğer beşeri dinlerde dahi dua kutsaldır, kimse buna itiraz edemez. Dua, Allah’tan talep etmektir, bunun laiklikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Şayet öyle olsaydı laiklik konusunda herkesten daha hassas olan Atatürk, ilk TBMM’yi duayla açmazdı, başka bir şey bulup çaldırırdı. Lafı daha fazla uzatmadan sizleri NUTUK’la baş başa bırakıyorum. Takdir sizin;