Yüce Allah'a ne kadar hamd etsem azdır, zira henüz bu dünyadan göçmeden görmek istediklerimin büyük bir bölümünü bana gösterdi. İnsanların gerçek yüzlerinden tutun da, nasıl yalan konuştuklarına, ellerindeki imkanı kendi menfaatleri doğrultusunda nasıl kullandıklarına varıncaya ve sonunda da Yüce Allah'ın onları nasıl rezil rüsva ettiğine kadar, her şeyi görme imkanım oldu. Bunları görmek iman ehli insanın imanını daha güçlü hale getirip, Rabbine olan bağlılığını daha samimi bir biçimde artırmasına neden oluyor. Dün İkinci adresim haline gelen adliyedeydim, günümün yarısı mahkemede geçti. Konularımız ise, Adem Güney'e hakaret, Ali Talak'ın tekzip talebini yayınlamamak, Tahsin Canikli'ye hakaret ve Fatma Dursun'a basın yoluyla hakaret davalarıydı. Adem Güney müşteki olarak katıldığı duruşmada, gazetede yazdığım köşe yazılarında, kendisine hakaret ettiğimi, kendisine çakal dediğimi, bu konuda iki arkadaşını tanık olarak dinlettiğini ve cezalandırılmamı talep ettiğini ifade etti. Çok enteresandır ama, maalesef ifade tutanaklarında resmen zapta geçtiği için yazılmasında sakınca görmüyorum, 02.04.2009 tarihinde savcılığa giderek ifade veren Mehmet Kaya ve Naim Demirtaş ifadelerinde aynen şunu demişler: "Adem Güney'in zaten lakabı çakaldır. Kendi aramızda, arkadaş çevremizde çakal denildiği zaman Adem Güney'i kast ettiğimizi herkes bilir." İfade noktasına, virgülüne dokunmaksızın aynen bu, hatta Naim Demirtaş; "Adem Güney'i uzun yıllardır tanırım. Adem Güney çevresinde Çakal lakabıyla tanınır" demiş. Bu insanları tembihlesem bu kadar açık ve net ifade veremezlerdi. Onların yapmak istediği, yazdığım yazılardan ceza alabilmek için böyle bir ifade vermekti, ancak dün mahkeme salonunda olsaydınız gülmekten ölürdünüz. Hakim'e dedim ki; Sayın Hakim bu adamın kendi şahitleri çakal olduğunu beyan etmişler, biz ise malumun ilanını yaptıysak suç bunun neresinde? Ayrıca ben kendisinin yerinde olsa idim böyle bir yazıyı üzerime almak için şahit bulmak yerine, tam tersini yapıp, kendimle ilişkilendirmemek için uğraş verirdim. Düşünebiliyor musunuz, koskoca Ak Parti'nin İl Başkanı kendisine çakal unvanını layık görüp, bunu mahkeme kararı ile teyit etmenin mücadelesini veriyorsa bu şehirde, Ak Parti ne hale gelmiş siz düşünün! Yönetici dediğiniz böyle bir hata yapabilir mi, bırakın bizim yazmamızı bir tarafa, sen olayı üzerine alabilmenin mücadelesini vereceksin, birde bu şehirdeki iktidar partisinin İl Başkanlığı koltuğunda oturacaksın, emin olun fevkalade üzüldüm, kendi adıma üzülmedim, zira onun bu olaya sahip çıkıp, bunca çırpınması nefsimin çok hoşuna gitti, gülmekten dört köşe oldum, ancak yıllarca hizmet ettiğim Ak Parti'nin il Başkanlığı koltuğunda kendisine çakal dedirtmek için her türlü mücadeleyi veren bir kişinin oturmasına hem üzüldüm, hem de utandım. Duruşma salonundan çıkarken şeklini görseydiniz, emin olun siz de üzülürdünüz. İnsanın nefsinin hoşuna gidenler toplum adına utanılacak şeylerse, insan bundan zevk alamıyor. Bir de emek verdiğiniz, gönül verdiğiniz bir partinin il başkanlığı koltuğuna oturan kişi bunu yapıyorsa, daha fazla üzüntü duyuyorsunuz. Peki bu arkadaşımız böyle bir hata işlerken, kalkıp adliyeye ifade vermeye gelen, Mehmet Kaya ve Naim Demirtaş'ın bu ifadelerine ne demeli? Bu olayı Başbakan duysa, bu insanları teşkilatta tutar mı, benim tanıdığım Başbakan tutmaz, ama duymazsa diyecek bir şey yok. Hakim'e dedim ki; Sayın Hakim bu dava siyasi bir davadır, bu ifadeyi verenlerin tamamı Ak Parti İl yönetiminde çalışan ve benim Ak Parti grup Bşk. Vekilliğim döneminde bana karşı olan insanlardır. Bu olayı bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Neticede davalardan Tahsin Canikli ile Fatma Dursun davasından beraat ettim, diğerlerinden bir kısmı ertelendi, Ademciğimin davası ise ufak bir para cezası ile Yargıtay'a gitti. Sizin anlayacağınız Adem Güney 2 bin beşyüz liraya çakallığını mahkemeye tescil ettirdi. Ancak Yargıtay'ın içtihat kararlarına göre çakal ifadesi suç teşkil etmiyor. Bakalım oraya kimi şahit getirip, çakal olduğunu ispat etmeye çalışacak! Ama yeter ki o üzülmesin, canı sıkılmasın biz parayı öderiz, o çakal olduğunu ispatlama konusunda ki ısrarını devam ettirsin. Bu konu üzerinde çok durulması gereken bir konu olduğundan zaman zaman haber ve köşe yazısı olarak karşınıza çıkacağını bilmenizi de istiyorum. Zaten bu günkü manşetimiz de Ademciğimle ilgili olduğundan o konunun detaylarını da önümüzdeki yazılarda sizlere arz edeceğim. Önümüzdeki günlerde çok güzel haberlerim var sizlere, Ankara'dan Samsun'a hangi malzemeler getirtilmiş gibi gösterilmiş, kim Devleti nasıl dolandırmış, bu dolandıranlar kimlerin ortakları, yakında bomba haber olarak okuyacaksınız. Bu günlük de bu kadar yeteceği kanaatindeyim.
Kalın sağlıcakla
DÜN 'ADEMCİĞİMLE' MAHKEMEDEYDİK
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.