5 Haziran Dünya Çevre Günü, 5-11 Haziran tarihleri arası da Çevre Koruma Haftası olarak kutlanmaktadır. Çevre, Müslümanın hayatında önemli bir yer tutmakta, temel kuralların başında gelmektedir.
Peygamberimiz, “Temizlik, dinin yarısıdır” diye buyurmuştur. “Temizlik imandandır” anlayışı İslamın bu konudaki yaklaşımını ortaya koyar. Yeryüzünün Ümmet-i Muhammed için “Mescit” kılınması, İslamın temizliğe verdiği önemi anlatmaya yetecektir.
Otuz iki farzı incelediğimizde bir çoğunun temizlikle ilgili olduğunu görürüz. Hadesten ve necasetten taharet namazın temizlikle ilgili şartlarındandır. Gusül, abdest ve teymüm kuralları yine maddi ve manevi temizlik için gerekli olan farzlardandır.
Toplumumuz kendilerine ait özel alanlarda temizlik ve hijyen kurallarını riayet etmede neredeyse kusursuz gibidir. Ancak ortak kulanım alanlarında aynı titizliği gösterdikleri söylenemez. Halbuki, ortak kullanım alanlarındaki olumsuzluklar kul hakkı ihlalini doğurmaktadır.
Namaz kılmadan önce nasıl ki maddi ve manevi pisliklerden temizlenmemiz gerekiyorsa, bunun için gusül, abdest veya teymüm almak şart ise, ortak kullanım alanlarında da aynı hassasiyeti göstermek dini bir gerekliliktir. İbadetsiz Müslümanlık olmaz, temizlik olmadan da ibadet yapılamaz.
İnsanın Rabbı ile kuracağı irtibat için mutlaka maddi ve manevi temizlik esastır. Çevre temizliği, orada yaşayan insanların bu konudaki fotoğrafını yansıtır. Müslümanların bulunduğu bölgelerde her yerin namaz kılmak için müsait olması gerekir. Çünkü, dünya arzı Müslümanlar için mescit ilan edilmiştir. Mescitlerin temiz olması da İslami bir sorumluluk ve zorunluluktur.Yaz aylarının girdiği bu günlerde “Çevre Haftası”nı değerlendiriyoruz.
Geçmiş yıllarda, bu hafta vesilesiyle; konferanslar, sempozyumlar, seminerler, vaazlar ve sohbetler yaparak çevre bilincinin kazandırılması düşünülmekteydi. Bu yıl, Koronavirüs nedeniyle bu yıl söz konusu program ve etkinlikler belki yapılamayacak ama konu hakkında gündem oluşturulması sağlanacaktır.
Müslüman hassasiyeti her zaman temiz olmayı gerektirir. Maalesef “Çevre Haftası” münasebetiyle temizliğin ve çevre bilincinin ön palan çıkartılıp, anlatılıp anlaşılmaya çalışılması teamül haline gelmiştir.
Müslümanın kitabı olan Kur’an temizlik sahibi toplumları övmüş, İslamın ve insanlığın Peygamberi Hz. Muhammed temizliği imanın gerekleri arasında belirtmiştir. Özel ve genel temizlik, gönül ve çevre temizliği Müslümanların olmazsa olmazıdır. Eksiklikler varsa giderilmelidir.
Temizlik konusundaki kusurlar İslamın değil Müslümanların ayıbıdır. Hatta bu kusurlar Müslüman kimliğine sahip insanların dinlerine karşı yapacakları en büyük saygısızlıktır.
Her ne kadar Koronavirüs süreci devam ediyorsa da; tatil mevsiminin başlayacağı önümüzdeki günlerde, çoğunlukla kırlarda ve pikniklerde olacaktır insanımız. Piknik alanları ortak kullanım sahalarıdır. Tüm insanların kullandığı ve dinlendiği yerlerdir.
Çöplerimizi ve çekirdek atıklarımızı herkesin oturup geçtiği yerlere atamayız. Böyle yaparsak kul hakkına girmiş oluruz ve de bu hakkı izale etme fırsatı da bulamayız. Çoğu kere toplu kullanım alanlarında ve mekanlarında “Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak” cümlesini görürüz. Biz de nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakmalıyız.
Pis bulduğumuzda; konuşup düşündüklerimizin, aynı durumda bizim için de konuşulup düşünüleceğini hesaba katmalıyız. Evimizi temiz tuttuğumuz gibi, çevremizi de temiz tutmak dinimizin emridir. Çevre Günü ve Çevre Temizlik Haftası da; bu duyarlılıklara katkı sağlamalıdır.