İçerisinde bulunduğumuz toplumda farklı olaylara şahit oldukça acaba Dünya tersine mi döndü demek geliyor içimden, günümüzde o kadar enteresan bazı olaylar yaşanıyor ki çok değil bundan bir kaç yıl önce aynı olaylar yaşansaydı yer yerinden oynardı. Toplum olarak her şeye konjonktürsel olarak bakmayı kanıksar hale gelmişiz, dün çok yadırgadığımız bir olayı bugün çok makul karşılayabiliyoruz, aynı şekilde dün çok normal gördüğümüz bir şeyi bugün yadırgar hale gelmişiz. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de Ey Resülüm çoğunluğu memnun etme yolunu tercih etme, doğru olanı yap buyurmaktadır, oysa ki günümüzde durumun çok farklı olduğu açıkça ortada. Ne demek istediğimi anlatacak olduğum iki olay sonrasında daha rahat anlayacaksınız. Malumunuz bizim Vezir Hazretlerini Tarihi Kentler Birliği Başkanı seçmişler, işin garip ve vahim tarafı nedir bilir misiniz bunu yapan insanlar toplumun şehremini olarak seçtiği Belediye Başkanları olmalarıdır. Zira Tarihi Kent denildiğinde akla tarihi eserleri ile öne çıkmış Kentler ve bu kentlerde yöneticilik yapmış insanlar gelir öyle değil mi? Peki şehrimize bir misafir geldiğinde şehrinizin Tarihi değerleri nelerdir, bize nereleri gezdirebilirsiniz diye sorduklarında bizim gezdirebileceğimiz yer var mı? Diyelim ki bunda Vezir Hazretlerinin suçu yok peki, onbeş yıldır bu şehri yöneten bu zatı muhterem Tarih adına bir çivi çakmış mı? Amisos tepelerinin altındaki değerler olmasaydı oraya çivi çakar mıydı? Ondokuzmayıs şehri olarak bilinen Samsun'a şehrimizin kültürü ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Amazon kadınlarının heykelleri ile Masonların kullandığı Aslan Heykellerinin dışında ne yapmış da Tarihi Kentler Birliği Başkanlığına seçilmiş merak ediyorum.
Demek ki çoğunluk ve seçilmiş insanlar her zaman doğru şeyleri yapmayabiliyorlarmış, şayet doğru yapmış olsalardı bizim Vezir Hazretlerini Amazonların ve Aslanların sergilendiği şehirlerin Kent Konseyi Başkanı yapmaları gerekmez miydi? Yüce Rabbimizin Buyurduğu gibi çoğunluğu memnun etmek bizim inancımızın gereği değil, doğru ve Hak olanı yapmak inancımızın gereğidir. Bazı basın yayın kuruluşları da sırf Vezir Hazretlerine yağ yakmak için bunu haber yapmaları ve öve, öve bitirememeleri Dünyanın tersine döndüğüne işaret değil de nedir. Bu konuyu bu kadar işledikten sonra gelelim ikinci konumuza; Malumunuz son günlerde bazı bürokratlar Dostder olarak adlandırdığımız sivil toplum kuruluşunu ziyaret etmekten geri kalmıyorlar, bunu sıkça görünce kafamda bazı soru işaretleri belirdi, nedir bu soru işaretleri? Derseniz, bu şehirde Dostder kurulalı yaklaşık olarak onbeş seneden fazla bir zaman olmasına rağmen hiç bir Bürokrat ziyaretine gitmez iken şimdi şehre atanan Bürokratların teker, teker Dostder yönetimini ziyaret etmeleri bir hayli ilginç geldi bana.
Gelelim Dostder konusundaki düşüncelerime, Dostder Başkanı sevdiğim, değer verdiğim inançlı, imanlı ve inandığını yaşamaya çalışan mücahit ruhlu bir arkadaş, bu arkadaşımız aynı zamanda İHH insani yardım kuruluşunun da Samsun Şube Başkanı Suriye'ye, Filistin'e ve diğer Ülkeler de ki Müslüman kardeşlerimizin derdine koşmaya çalışan bir arkadaşımız. Ancak yönetim kurulunda veya ziyaretlere birlikte gittiği ekipte öyle insanlar var ki bu insanlar İslam'ı sadece konuşmaktan ibaret sayan, Namaz Kılmak gibi ibadetleri sadece söylemde kabul edip eylemde uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar var aralarında. Bırakın bu dediklerimi bu insanların bir kısmı zina yapmayı adet haline getirip yaptıkları ile övünen insanlar olmalarına rağmen bununla ilgili en ufak bir suçlamayı dahi kabul etmemekteler. Hatta bu insanların bir kısmı ile Müminun suresindeki Miminin tarifini konuştuğumda adamlar açıkça Kuranın Hükümlerini kabul etmeyecek kadar da rahat davrandıklarını görünce aklım şaştı. Yüce Kitabımız Ey İman Edenler Yapmadığınız şeyleri neden söylersiniz (Lime tekulunu ma la tefaluum) buyurmakta, bu Emri İlahi bizleri yapmadığımız şeyi söylemekten men ediyor.
Bundan iki veya üç yıl önce bu ülkede gerek Bürokratik açıdan gerekse siyasi açıdan yükselmek isteyenler, Cemaatin yolunu tutup onların yönetim kurullarını ziyaret ediyorlardı. Şimdi ise Cemaat oldu Tu kaka, onun yerini başka sivil toplum örgütleri aldı, yarın da bu sivil toplum örgütleri olurlar tu kaka onların yerlerine başkaları ikame edilirse buna şaşırmamak lazım. Ancak bu yapılanlar benim ne karakterimle, ne inancımla, ne de yaşam biçimime uyuşmuyor. Bu ülkede yolsuzluk yapanlar da cezaları çekmeli, insanların maneviyatını sömürenler de cezalarını çekmelidir. İnsanları cemaat ve inanç gruplarına ayırmak sureti ile yönetmeye kalkmak ne inancımızın ne de Tarihi Kültürümüzün ruhuna uyar. Ecdadımız Ermeni'yi de, Hrıstiyan'ı da Yahudi'yi de eşit mesafede tutarak yönetmiştir, bu Ecdada layık olmak isteyen herkes adam gibi bunun gereğini yapmalı, günübirlik siyasi çıkarlar için birilerine yakın durup birilerini ötekileştirmek hem ülkeye hem de inancımıza zarar vereceğini unutmayalım. Sözlerime son verirken Yüce Rabbimden rızasına uygun ameller yapmayı nasip eylemesini niyaz ediyorum. Kalın sağlıcakla
DÜNYA TERSİNE Mİ DÖNDÜ
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.